“Çocuklarınız bize emanet”

“Çocuklarınız bize emanet”

Bir ton matematiksel veriler içeren yanıtlar alacağımızı sanarak gittik söyleşiye. Sayısal tabanlı bir Bilim Adamıyla özellikle de bir doktorla söyleşi yapacak olunca başka bir şeyle karşılaşacabileceğinizi  de ummuyorsunuz. Nereden bilebilirsiniz ki bu kadar başarılı bir bilim adamının tepeden tırnağa ‘ruh’ ‘değer’ ‘şiir hassasiyetinde’ ve ‘aşk’ dolu olabileceğini. Bu söyleşimizde “bir yönetici” olarak konuştuk belki ama onda bile kelimeleri ustalıkla yönetti. “Usta bir Şair gibi diyemiyorum çünkü bir bilim adamından beklenmediğim şekilde Usta bir Şair” Ancak bu noktada bile ‘Öğrencilerini kendine verilen birer emanet” olarak görerek aslında kendine dünyanın en ağır yükünü yüklenen bir ‘Hoca’ vardı. İşte çiçeği burnunda Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kağan Karabulut’la gerçekleştirdiğimiz ‘hedefleri, idealleri, yapmak istedikleri ve hissettikleriyle’ Selçuk Üniversitesi öğrencileri ve Meslek Yüksek Okullarının durumu hakkındaki söyleşimiz...    

Göreve gelir gelmez sadece merkezdeki değil Konya’nın İlçelerindeki Meslek Yüksek Okullarını gezerek buralardaki öğrencilerle de bir araya gelerek sorunlarını dinlediklerini ve çözüm bulmaya çalıştıklarını söyleyen Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Ahmet Kağan Karabulut hem mesleklerinde çok iyi hem de insan olarak etrafını aydınlatabilecek insanlar yetiştirmek istediklerini söyledi.

su--(3).jpgSelçuk Üniversitesinde Mustafa Şahin’in göreve gelmesi ile birlikte kolları sıvayan Üniversite yönetimi Konya’nın ilçelerinde bulunan Meslek Yüksekokullarını teker teker ziyaret ederek sorunları yerinde tespit etti.  Meslek Yüksek Okullarına sınav sisteminin de sıkıntıları nedeniyle öğrencilerin çok fazla birikim sahibi olmadan geldiklerinden yakınan Karabulut, Sınavsız Geçiş Sisteminin Mesleki Eğitime büyük darbe vurduğunu söyledi.

Öncelikle yeni göreviniz hayırlı olsun. Selçuk Üniversitesi yönetimi olarak yeni dönemde hedefleriniz nelerdir?

15 Ocak itibari ile biz rektör yardımcısı olarak atandık.  Daha önceden de öğrencilere oldukça yakın biriydim. Genç tıbbiyeliler adında bir öğrenci topluluğu kurmuştuk, ben o topluluğun danışmanlığını yapıyordum.  Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı’na rektör yardımcısı olarak atandıktan sonra da 88 bin öğrencinin yükünü omuzlarımızda hissettik.  Tabi bu çocukları öncelikle devletin milletin sonra da kendi anne babalarının bizlere bir emaneti olarak görüyoruz. Bu kardeşlerimizi hem mesleklerinde derinlemesine bilgi sahibi olan, vatana millete faydalı insanlar olarak hem de bize çocuklarını emanet eden ailelerin beklentilerine cevap verecek şekilde yetiştirmek istiyoruz. Aynı zamanda bu gençlerimizi Türkiye’yi yöneten siyasi iradenin önündeki hedef olan 2023, 2051, 2071 gibi tarihlerin altını dolduracak, o tarihlerde istenen hedeflerin gerçekleşmesi için gerekli olan potansiyelin sahibi bireyler olarak görüyoruz.  Hem mesleğinde ilmi olarak çok iyi, hem de insan olarak etrafını aydınlatabilecek insanlar olmasını istiyoruz. 

su--(4).jpg

Üniversite gençliğinden Selçuk Üniversitesi olarak beklentileriniz nelerdir?

Öğrenciler üniversite sınavlarının zorluğu dolayısıyla liseden çok birikim sahibi olarak gelmiyor. Ezberci bir insan topluluğu olarak üniversiteye geliyorlar.  Ailelerin istikbale yönelik kaygıları olsa da nitelik konusunda ailelerin duyduğu kaygı daha da azaldı.  Biz bu sorumluluğun da bizler tarafından, yani eğitmenler ve öğreticiler tarafından yerine getirilmesi gerektiğine inanıyoruz ve bunun bir çabası içine girdik.  Ben öğrencilerime senenin ilk dersinde eğer bir mazlumun hakkını yerden kaldırmak için kellenizi koltuğun altına alamıyorsanız ki bu mazlumun ırkı, dini, cinsiyeti, dini fark etmez, daha adamlığın birinci basamağına adım atmamışsınız demektir diyorum.

Eğitimde bu zamana kadar ne gibi yanlışlar yapıldı bundan sonra da öncelikle çözmemiz gereken sorunlar nelerdir?

Öğrencilerin, beyinlerinin su gibi aktığı, en verimli olduğu çağlarda 17-18 yaşlarında oldukları dönemlerdir. Bu dönemlerde ne verirseniz onu alırlar. Eğer siz devlet olarak doğru kararlar vermezseniz, gençlerin bilgi sahibi olmalarını sağlamazsanız, size sadece mesleki alanda değil genel anlamda da faydalı olan bireyler yetişmez. Çünkü bilgi, sahibi olmayan insanın fikri olmaz, fikri olmayan insanın da ideali yoktur.  İbn-i Haldun’un bir sözü var; “Yenilmiş medeniyetin çocukları, galiplerin erdeminden bahseder” diye. On yıllarca bizlere “Siz yenilmiş medeniyetin çocuklarısınız” denildi. “Muasır medeniyetler seviyesine ulaşmanız lazım” denildi.  Biz de her 19 Mayıs’ta her sene 1 santim 2 santim daha azalan genç kızlarımızın etek boyları ile başörtüsünü zorla almaya çalıştığımız kızlarımızın saçları ile muasır medeniyetler seviyesine ulaşmaya çalıştık. Dolayısıyla eğer hedefimiz böyle büyükse, dünyaya adaletle hükmettiğimiz zamanlardaki insani ve ahlaki seviyeye ulaşmamız gerekiyor.

ahmet-kagan-karabulut-001.jpg

Bu noktada üniversitenin yapabilecekleri var mı?

Bu noktada tabi üniversitenin yapabilecekleri sınırlı kalıyor. Eğer lise yıllarında karşılaştığı hocaları iyi rol model olmuşsa o çocuklar da iyi yetişmiş oluyor. Burada en önemli görev, hocalara dolayısıyla da rol model olabilecek büyüklere düşüyor. Üniversite olarak ilçelerdeki meslek okullarında okuyan öğrencilerin kendilerini bir kenara atılmış ve yalnız hissetmemelerini sağlamak için çalıştık. Bu anlamda öncelikle 19 Şubat tarihi itibari ile merkezde ve 18 ilçedeki meslek yüksekokullarımızın sekreterlerini, öğrenci işlerini Alâeddin Keykubat Kampüsü’nde topladık ve raporlar aldık. Öğrenci işlerinden sorumlu arkadaşlara bu konudaki hassasiyetlerimizi ilettik.

su--(2).jpg

İlçeleri ziyaretinizde neler gözlemlediniz?

17 gün içinde tüm Meslek Yüksek Okullarını ziyaret ettik. Gittiğimiz yerlerde öncelikle idarecilerimizle bölgenin eksikliklerini ve ihtiyaçlarını konuştuk. Sonra hep beraber okulları kütüphaneleri gezdik. Öğrencilerin kütüphaneyi kullanma oranını, kütüphaneye gelen kitapların kaynağını öğrendik. Mesela Selçuk Üniversitesi Elektronik Kütüphanesi aracılığı ile öğrencilerimiz 3 buçuk milyon kaynağa ulaşabiliyorlar. Öğrencilerin çoğu bundan habersizdi. Bunun dışında yakıt depolarından, iş güvenliği ile ilgili izinleri kontrol ettik. Çünkü bu öğrenciler güvenliği bizim sorumluluğumuzda bulunuyor.  Yemekhanesinden, kantininden, çatısına, bodrumuna kadar her şeyi yerinde inceledik.

su--(1).jpgÇok açıl ihtiyaçları olan Meslek Yüksek Okullarımız var mı?

Kulu’daki okulumuzu gezerken çatısının aktığını, yalıtım gerektiğini gördük. Hemen bu sıkıntının giderilmesi yönünde talimat verdik. Gittiğimiz yerlerde gördüğümüz bir başka nokta da hayırseverler bu meslek yüksekokullarına sahip çıkmışlar.  Her şeyi devletten beklememiş gerçekten güzel işlere imza atmışlar. Daha sonra spor ve kültür faaliyetleri alanında neler yapıldığını inceledik. İdarecilerle hocalarımızı dışarıda tutup sadece öğrencilerimizle baş başa görüşmeler gerçekleştirdik. Tıp fakültesine en yüksek puanla giren öğrenci ile sizin aranızda hiçbir fark yok. Siz bize emanetsiniz dedik ve her konuda dertlerini bize söylemelerini istedik. Gittiğimiz yerlerde öğrencilere nasıl bir nesil istediğimizi de anlattık ve onların da görüşlerini aldık. Çok verimli sohbetler oldu. Rektörümüzle bu konularda sürekli kontak halindeyiz. Nerede ne eksik var, ne talep var hepsini masaya yatıracağız.

Meslek Yüksek Okullarının en büyük sıkıntısı nedir?

Öğrencilerde ağırlıklı olarak gelecek endişesi var. Bu öğrencilerin çoğu sınavsız geçiş ile teknik liselerden gelen öğrenciler. Bu sitemin meslek yüksekokullarının eğitimine büyük darbe vurduğunu gördük.  Daha önceden teknik liselerin kat sayıları ile oynandı, orada okuyan öğrenciler üniversitelere giremez hele geldiler ve teknik liseler bu bağlamda tercih edilen okullar olmaktan çıktılar.  Bunların bugüne yansıması da sınavsız geçiş ile akademik başarısı çok yüksek olmayan bir kesimin bu okullara gelmesine neden oldu. Öğretim üyelerimiz ile yaptığımız görüşmelerde hocalarımızın bu konuda oldukça zorlandıklarını öğrendik.  Bir taraftan bizim ara elemana ihtiyacımız var diyoruz ancak meslek okullarına ilgi göstermiyoruz. Meslek Okullarına daha çok ilgi gösterilmesi gerekiyor. 

İSMAİL KOÇ

 

Kaynak:YENİ HABER