Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: “YPG’ye ve PYD’ye her tür silah, finans, siyasi, medya desteğinin verilmeye devam etmesi kabul edilemez"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Münbiç yol haritası önemli bir anlaşma, buna sadığız gereğini yapacağız. Fakat eşzamanlı olarak Amerikan...
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: “YPG’ye ve PYD’ye her tür silah, finans, siyasi, medya desteğinin verilmeye devam etmesi kabul edilemez"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Münbiç yol haritası önemli bir anlaşma, buna sadığız gereğini yapacağız. Fakat eşzamanlı olarak Amerikan yönetiminin YPG ve PYD ile angajmanın devam ediyor olması bizim için ciddi bir endişe kaynağıdır. Bir tarafta Münbiç yol haritasını uygularken öbür tarafta YPG "ye ve PYD'ye her tür silah desteğinin, finans desteğinin siyasi desteğin medya desteğinin verilmeye devam etmesi kabul edilemez" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Kalın, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin daha önce İdlib bölgesinde oluşturduğu 12 gözlem noktası vardı. Rusya ile varılan mutabakat noktasında gözlem noktalarının artırılması planlanıyor mu?" sorusu üzerine, "Bizim İdlib çatışmasızlık bölgesinde daha önce varılan mutabakat çerçevesinde 12 askeri gözlem noktamız var. Şu aşamada bu gözlem noktalarının takviye edilmesi, güçlendirilmesi, ihtiyaçlarının karşılanması konusunda faaliyetler aynen devam ediyor. Bundan sonra da devam edecek. Bu 12 nokta asılnda İdlib mutabakatı öncesinde de İdlib'e yönelik muhtemel saldırıları önleyen en önemli güvence idi. Şu ana kadar da hamdolsun görevlerini oradaki askerlerimiz başarı ile yerine getirdiler bundan sonra da getirmeye devam edecekler. Dolayısıyla sayı ile ilgili değil ama takviye noktasında gerekli adımlar bugüne kadar atıldığı gibi bundan sonra da atılmaya devam edecek" cevabını verdi.

"Orada bizim amacımız sivilleri korumak"

Kalın, silahsızlandırma bölgesi konusunda ılımlı muhaliflerin dışındaki grupların pasifize edilmesine ilişkin MİT'in Rus istihbaratı ile birlikte bir çalışma yaptığıyla ilgili açıklaması hatırlatılarak, "Nasıl bir çalışmadan bahsediyoruz, ikna yoluyla mı yoksa bir operasyonel çalışma sahada görecek miyiz bu grupların oradan çıkması nasıl sağlanacak" sorusu üzerine, şöyle konuştu:

"Bu Pazartesi günü varılan İdlib mutabakatı öncesinde de teknik heyetler bu konuyu çalışıyorlardı. O mutabakatla yeni bir talimat çerçevesi ortaya çıktı ve Milli İstihbarat Teşkilatımız sahada Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte diğer muhalifler yani ılımlı muhaliflerle diğerleriyle tabi ki Ruslarla da koordinasyon halinde bu çalışmayı yürütüyorlar. Operasyonel detayları şu anda vermem mümkün değil. Ama mutabakatta ortaya konan hedeflere ulaşmak için gereken bütün adımlar atılacak. Bunun yolu ikna olur, pasifize etmek olur, başka yöntemler olur, ne gerekiyorsa Çünkü biz ne o bölgede ne kendi sınırımızda herhangi bir terör unsurunun bulunmasına asla müsaade etmeyiz. Bunun için gerekenleri gereken şeyleri biz bugüne kadar nasıl Afrin'de Cerablus'ta ve başka yerlerde yaptıysak bundan sonra da yaparız. Orada bizim amacımız sivilleri korumak. Mevcut İdlib çatışmasızlık bölgesi sınırlarını muhafaza etmek, ılımlı muhalifleri korumak ve onların siyasi süreç içerisinde kalmaya devam etmesini sağlamak. Bu konu çok önemli. Çünkü bir tarafta devam eden siyasi süreç var. Anayasa Komisyonu seçimlere giden bir süreç, Cenevre, Astana görüşmeleri bütün bunları dikkate aldığınız zaman ılımlı Suriye muhalefetinin korunması desteklenmesi ve güçlendirilmesi büyük önem arz ediyor. Çünkü masaya kimin oturacağını sahadaki bu gelişmeler belirliyor. Onları yok sayan ya da terörle mücadele bahanesiyle ya da adı altında onları ortadan kaldırmaya ya da güçlerini kırmaya dönük adımların kabul edilemez olduğunu biz zaten ifade ettik. Aslında İdlib mutabakatının en önemli yönlerinden bir tanesi de bu. Bir tarafta insanı bir kriz önlendi ama bir tarafta da devam eden siyasi süreçlerin önünün tıkanması engellenmiş oldu. Dolayısıyla şu ana kadar son birkaç gündür Pazartesi günü yapılan açıklamadan sonra muhaliflerden gelen Suriye'deki ılımlı muhaliflerden gelen açıklamalarında çok olumlu olduğunu görüyoruz. Bu onların siyasi sürece katılma şevkini de artırmaktadır. Bu siyasi süreç açısından da büyük önem arz ediyor. Dolayısıyla biz bu çerçevede ilerlemeye devam edeceğiz."

"YPG ve PYD konusunda Türkiye'nin hassasiyeti, pozisyonu son derece nettir"

Münbiç konusunda ortak devriye çalışma faaliyetlerinin önümüzdeki günlerde başlayacağı kaydedilerek, şehir merkezindeki durumun nasıl olduğu, YPG PYD unsurlarının çekilmesi konusunda gelen son bilgilerin ne olduğu sorusuna Kalın, "Kuzey Doğu tarafını söylüyorsunuz. Orayla Münbiç'le ilgili çalışma birkaç aydır devam ediyordu. Bu Münbiç yol haritası çerçevesinde. Bizim arkadaşlarımızın sahadan aldığı bilgiler sürecin yavaş ilerlediği şeklinde. Bunu takip etmeye de devam edeceğiz. YPG unsurlarının oradan tamamen çekilmesi ve Fırat'ın doğusuna geçmeleri konusundaki çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam edecek. burada şunun da altını çizmek istiyorum. Münbiç yol haritası önemli bir anlaşma, buna sadığız gereğini yapacağız. Fakat eşzamanlı olarak Amerikan yönetiminin YPG ve PYD ile angajmanın devam ediyor olması bizim için ciddi bir endişe kaynağıdır. Bir tarafta Münbiç yol haritasını, uygularken öbür tarafta YPG "ye ve PYD'ye her tür silah desteğinin, finans desteğinin siyasi desteğin medya desteğinin verilmeye devam etmesi kabul edilemez. Çünkü PYD ve YPG "ye verilen her destek doğrudan ya da dolaylı olarak PKK terör örgütüne verilmiş bir destek demektir. Burada bu hususu gözardı etmeden ilerleyeceğimiz yolu birlikte tespit etmemiz ve bu çalışmaları yürütmemiz büyük önem arz ediyor. YPG ve PYD konusunda Türkiye'nin hassasiyeti, pozisyonu son derece nettir" ifadelerini kullandı.

"FETÖ'nün rahat nefes almasına Türkiye Cumhuriyeti izin vermeyecektir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın pazartesi günü ABD'ye gideceği orada FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesi konusunda bulunulacak görüş alışverişinden bir gelişme beklenip beklenmediği sorusu üzerine Kalın, "Bu Amerika olur başka yerler olur FETÖ'nün yuvalandığı başka ülkeler olabilir başka bölgeler olabilir, buralara dönük de ilgili birimlerimizin, kurumlarımızın operasyonları hiç ara vermeden devam edecek. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin nefesini enselerinde hissetmeye devam edecekler. Bundan hiç kimsenin tereddüdü olmasın. Her an her yerde her şey olabilir. Bu konuda çok net Cumhurbaşkanımızın talimatının olduğunu ilgili birimlerimizin de bu konuda son derece profesyonel çalışmalar yaptığını ifade edeyim. Daha önce başka yerlerde olduğu gibi Kosova'da olduğu gibi benzer operasyonlar olabilir, başka ülkelerde olabilir FETÖ'nün rahat nefes almasına Türkiye Cumhuriyeti izin vermeyecektir" açıklamasında bulundu.

"Bahçeli'nin dün yaptığı açıklama memnuniyet verici"

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerika ziyaretinde ABD Başkanı Trump ile bir görüşmesi planlanıyor mu?" sorusuna Kalın, "Amerikan ziyareti çerçevesinde Cumhurbaşkanımızın çeşitli devlet başkanlarıyla görüşmeleri olacak. Çeşitli programlara katılacak. O programın akışı netleştikçe onları paylaşırız" dedi.

MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin İstanbul'da yerel seçimlerde aday çıkarmayacaklarını açıkladığı hatırlatılarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli'nin bir görüşmesinin olup olmayacağının sorulması üzerine Kalın, "Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler, Cumhur ittifakı geçtiğimiz seçimlerde Türk siyasetine demokrasisine çok önemli katkılar sundu. Bu ruhun muhafaza edilmesi, önümüzdeki yıl yapılacak olan yerel seçimlerde de önem arz ediyor. Fakat bunun detaylarını Cumhurbaşkanımız AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla AK Parti Genel Merkezi'ndeki kurmaylarıyla oturacaklar çalışacaklar MHP'li muhatapları ile de bu konuyu görüşecekler. Ben o konuyu parti tarafına bırakmak isterim. Nasıl bir modelite ortaya konacak ne tür detaylar çalışılacak nerelerde neler yapılacak bunlar çalışılacak. Sayın Bahçeli'nin dün yaptığı açıklama memnuniyet verici. İttifakın ruhuna sadık bir şekilde seçimlere doğru planlar yaptıklarını göstermesi açısından bu açıklamayı biz memnuniyetle karşılıyoruz. Görüşme meselesine gelince bu biraz program meselesi. Bu görüşmeler her zaman olabilir. İhtiyaç hasıl olduğunda yapılır. Muhtemelen Amerika dönüşü tekrar böyle bir gündemimiz olabilir" şeklinde konuştu.

"Burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütçesinden çıkan 1 lira bile söz konusu değil"

MHP Lideri Bahçeli'nin hibe edilen uçakla ilgili "Türkiye Cumhuriyeti hibe hediye kabul etmez" açıklamasının hatırlatılması üzerine Kalın, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanımızın Tahran dönüşü gazetecilere yaptığı açıklama vardı uçak meselesi ile ilgili. Burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütçesinden çıkan 1 lira bile söz konusu değil. Alınan uçak kimsenin şahsi malı değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin uçak filosu envanterine konmuş bir uçaktır. Bu Türkiye ile Katar arasındaki ilişkilerin bir göstergesi olarak değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Bunun üzerinden yeni siyasi polemikler üretmeye bizce gerek yok. Sayın Bahçeli'nin görüşünü saygıyla karşılıyoruz elbette ama bu dediğim gibi Türkiye Cumhuriyeti envanterine girmiş bir uçaktır. Diğer uçaklar nasıl hizmet ediyorsa devletin envanterindeki diğer unsurlar nasıl hizmet ediyorsa o da o şekilde hizmet edecektir."

"Ben kıdem tazminatı ile ilgili yeni bir çalışmadan öyle bir netice çıkartmadım"

Kıdem tazminatıyla ilgili tartışmaların devam ettiği belirtilerek, yeni açıklanan ekonomik programda bazı maddelerin "yeni bir kıdem tazminatı fonu mu kurulacak" sorusunu doğurduğunun sorulması üzerine Kalın, "Dün Hazine ve Maliye Bakanımız da kapsamlı bir şekilde açıkladı. Ben kıdem tazminatı ile ilgili yeni bir çalışmadan öyle bir netice çıkartmadım dünkü açıklamalardan. Sosyal yardımların kesilmesi şeklinde bir formülasyon yok orada. Ama genel manada bu bahsettiğim yani dengelenme disiplin ve değişim ilkeleri çerçevesinde bu ekonomik yeniden yapılandırmanın birçok alana uygulanacağını kamunun alacak tasarruf tedbirleri çerçevesinde bu ilkelerin hayata geçirileceğini ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı.

"15 Ekim'i biz Pazartesi günü Soçi'deki görüşmede kendimize bir son tarih olarak koyduk"

"Varılan mutabakat çerçevesinde çalışmaların sahada dün itibariyle başladığını ifade ettiniz, Putin'de söyledi 15 Ekim'e ilişkin ağır silahların toplanması, oradan çıkarılması için bu süre takvim nasıl işleyecek, 15 Ekim son tarih midir?" sorusu üzerine Kalın, şunları söyledi:

"15 Ekim'i biz Pazartesi günü Soçi'deki görüşmede kendimize bir son tarih olarak koyduk. Dolayısıyla çalışmalarda bu çerçevede devam ediyor. Ucu açık bir şey olmasın. Tarihi, takvimi, modalitesi belli olsun denildiği için iki liderin huzurunda onların talimatıyla yazıldı bu metin ve 15 Ekim tarihi oraya eklendi. Bununla ilgili sahadaki operasyonel çalışmalar şu anda devam ediyor. Biz Türkiye olarak üzerimize düşeni yapacağız. Amacımız orada bu mutabakatı ihlal edecek hiçbir uygulamaya izin vermemek. Biz mutabakata sadığız. Hayata geçirmek için gerekli adımları atacağız. Zaten şu anda sahadaki bu sakin ortam memnuniyet verici bir durum. Bunun devamını sağlamak için de dediğim gibi gerek askeri gözlem noktalarımızın takviye edilmesi gerek muhaliflerle görüşülmesi, Ruslarla koordinasyon yapılması orada İHA'larla gözlem yapılması herhangi bir saldırının ihlalin her iki taraftan da muhalifler tarafından da olabilir rejim tarafından da olabilir önlenmesi için bu çalışmalar yoğun bir şekilde zaten şu anda da devam ediyor."

Tek tip askerlikle ilgili bir çalışmanın olup olmadığı sorusuna Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Şu anda yok. Öyle bir konu gündemimize gelmedi henüz. Şu anda hazırlanan bir şey yok ama değerlendirilebilir tabii ki " dedi.

İHA