Davaya adanmış bir ömür: Akif Emre, kabri başında dualarla anıldı

Gazeteci-yazar Akif Emre, Edirnekapı Şehitliği'ndeki kabri başında dualarla anıldı. Afrika ülkelerinden, Doğu Türkistan'dan, Bosna Hersek'ten ve Türkiye'den hafız öğrenciler, Kur'an-ı Kerim okudu.
Davaya adanmış bir ömür: Akif Emre, kabri başında dualarla anıldı

Yakınları ve sevenleri, kalp krizi sonucu 2 yıl önce hayatını kaybeden Emre'nin Edirnekapı Şehitliği'ndeki kabri başında dua etti. Afrika ülkelerinden, Doğu Türkistan'dan, Bosna Hersek'ten ve Türkiye'den hafız öğrenciler, Kur'an-ı Kerim okudu.

Avukat Muharrem Balcı, Akif Emre ile şahsi bir dostluğu olduğunu belirtti. Özellikle tanıştıkları yıllarda birçok konuyu beraber mütalaa ettiklerini, İstanbul’da sık sık görüştüklerini dile getiren Balcı, "Akif Emre sadece bir yazar ya da araştırmacı değil. Emre'nin yazıları okunduğunda, belgeselleri izlendiğinde, İslam dünyasının her bölgesiyle alakalı ufuk açıcı araştırmaları ve çalışmaları olduğu görülür, oralara dair tespitleri var. Dünden bugüne baktığımızda yaptığı tespitler, sadece bugüne değil, aynı zamanda geleceğe de ışık tutuyor. Gençlerin Akif Emre okumaları yapmaları gerekiyor. Akif Emre, İslam dünyasındaki tüm önemli şahsiyetleri bize tanıtan bir isimdir." ifadelerini kullandı.

Üniversite döneminde Akif Emre ile aynı evde kalan ve o yıldan itibaren arkadaş olduklarını belirten Mehmet Bulayır da "Akif Emre kitabında mezar ziyaretinden bir cümleden bahseder, ‘Kabir ziyaretleri ibret almak içindir, bugün bana ise yarın sanadır’ diye. Bu cümleden hareketle kabir ziyareti yapmış olduk, amacımız ağabeyimizi yad etmek. İslam coğrafyasına çok ilgi duyardı ağabeyimiz. Ümmetçi bir bakış açısına sahipti." diye konuştu.

Davaya adanmış bir ömür

Akif Emre, şeker fabrikasında işçi olan Latif Emre'nin üç çocuğundan ikincisi olarak 2 Mart 1957'de Kayseri'de dünyaya geldi.

İlk ve orta okulu Kayseri'de okudu. 1975'te Kayseri Endüstri Meslek Lisesinden mezun oldu, aynı yıl o dönem ismi İstanbul Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi olan bugünkü Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümüne kaydoldu ve 1981'de bitirdi.

Akif Emre okul sonrası Cahit Zarifoğlu ve Rasim Özdenören'in bulunduğu Akabe Yayınları’nda editörlük yaptı.

Sonrasında SEHA Yayın Grubu'nda İslam Ansiklopedisi’nin editörlüğünü yapan Emre, bu çalışma esnasında dünyanın çeşitli ülkelerindeki Müslüman şahsiyetler ve kanaat önderleriyle tanışıp ilişkiler geliştirdi. Bu dönem onun İslam dünyası üzerine düşünsel ve araştırmalarıyla ilgili ufkunun açılmasına katkı sağladı.

Farklı yayınlarda genel yayın yönetmenliği yaptı

1987 yılında dil eğitimi için Londra’ya giden Emre, 2 yıllık gurbet hayatının ardından 1989'un sonunda Türkiye’ye dönerek İnsan Yayınları'nda genel yayın yönetmenliğini üstlendi.

1991 yılında Dürdane hanımla evlenen Akif Emre'nin, bu evlilikten Taha, Benginur ve Selçuk isimli 3 çocuğu oldu.

1993-1995 yılları arasında Bilim Sanat Vakfı'nda çalışmalarda bulunan Emre, o yıllarda kurulan Kanal 7'de Dış Haberler Müdürlüğü yaptı.

Yeni Şafak gazetesinin kurucuları arasında yer alan Emre, gazetenin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Ayrıca vefatına kadar da köşe yazarı olarak bu gazetede yazılar kaleme aldı. Kanal 7 sonrası Küre ve Klasik Yayınları'nın genel yayın yönetmenliğini yaptı.

5 bölümlük belgesel hazırladı

Türkçe, İngilizce ve Arapça yayın yapan Dünya Bülteni adlı internet sitesinin genel yayın yönetmenliğini yapan Akif Emre, belgesel çalışmalarına yoğunlaşarak, Osmanlı şehirleri Saraybosna, Mostar, Üsküp, Selanik, Kudüs ve Mimar Sinan üzerine başta olmak üzere birçok belgesel hazırladı.

Son olarak "Elveda Endülüs: Moriskolar" isimli 5 bölümlük belgesel hazırladı.

Aliya İzzetbegoviç ile Türkiye'de ilk röportajı yaptı

Akif Emre, 20. yüzyılda yaşamış Müslüman şahsiyetlerden en çok Malcom X ve Aliya İzzetbegoviç'i önemsedi.

Bosna Savaşı sırasında ve sonrasında birçok kere Saraybosna'ya ve diğer Balkan ülkelerine giderek Aliya İzzetbegoviç başta olmak üzere Müslüman liderler ve kanaat önderleriyle dostluklar kurdu. Aliya ile Türkiye'de ilk röportajı yapan kişi de yine Emre oldu.

Klasik Yayınlarında çalıştığı dönemde Aliya'nin Tarihe Tanıklığım, Özgürlüğe Kaçışım, Konuşmalar ve Doğu Batı Arasında İslam kitaplarını yayına hazırladı.

Vefatından bir süre önce ise Haberiyat adlı internet sitesinin kurucu genel yayın yönetmenliğini yaptı.

23 Mayıs 2017'de ofisinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden Emre'nin naaşı Edirnekapı Şehitliğinde Mehmet Akif'in kabrinin yakınında defnedildi.

Eserleri

“Müstağrip Aydınlar Yüzyılı Gölgeli Kelimeler, Ödünç Alınmış Hayaller”, “Göstergeler”, “İzler”, “Çizgisiz Defter”, “Küreselliğin Fay Hattı”, “Aliya” ve “İstanbul'u Yeniden Düşünmek ve Erguvanname”.

"Örnek şahsiyetlerin mücadeleleri hep hatırlanmalı"

1975'te üniversitenin ilk günlerinde tanıştığı Akif Emre'nin uzun yıllar en yakın dostlarından olan Ebubekir Doğan, Emre'nin hayatı boyunca ilkeleriyle bir istikamet üzerine yaşadığını söyledi.

Emre'yi tevazu sahibi olarak niteleyen ve sadece bir hayat sürdüğünü vurgulayan Doğan, şunları anlattı:

"Tevazu sahibi ve sade bir hayatı vardı ama kendisini okuyarak, gezerek, tefekkür ederek yenilemeyi ve diri tutmayı da bilirdi. O, Müslüman duruşu, ahlaki tutumu, kendi doğrularından asla taviz vermeden yaşayışıyla büyük bir örneklik teşkil etti. Güce, konjonktüre, popüler olana hiç prim vermeden yaşadı. Özelde ise Akif benim vicdanımdı. Akif Emre'nin hayat çizgisini anlamlı kılan değerlerin, bugün gerçekten bir erdem sayılıp sayılmayacağı sorgulanır hale geldi. Şikayet ettiği konulardan birisi de insanların hızla değişmesi, değerler erozyonuna uğramasıydı. O bunun için Malcolm X, Aliya İzzetbegoviç gibi örnek şahsiyetlerin hayatları, duruşları ve mücadelelerinin hep hatırlanması gerektiğini vurgulardı."