Davutoğlu: Uluslararası piyasaların Türkiye'ye güveni tam

Başbakan Davutoğlu, "Hiçbir kesimin tereddüt yaşamasını gerektirecek bir durum yok. Uluslararası piyasaların Türkiye ekonomisine güveni tam" dedi.
Davutoğlu: Uluslararası piyasaların Türkiye'ye güveni tam

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rusya kaynaklı gelişmeler karşısında Türkiye'nin durumu ile ilgili, "Hiçbir konuda ekonomi yönetimimiz, hükümetimiz bir panik halinde ya da var olan dengeleri etkileyecek bir yola girmemiştir, girmeyecektir" dedi.

Davutoğlu, ''Güçlü ve Dengeli Büyüme için Yapısal Dönüşüm'' başlığıyla Onuncu Kalkınma Planı kapsamında öncelikli dönüşüm programlarına ilişkin düzenlediği ikinci basın toplantısında gazetecilerin soruları yanıtladı.

Rusya kaynaklı çalkantıların uzun sürmesi durumunda reel sektöre yönelik herhangi bir adım atılıp atılmayacağının sorulması üzerine Davutoğlu, dünya ekonomisinde kırılganlığın devam ettiğini söyledi. 

Bununla ilgili konuların G20 Zirvesi'nde ayrıntılı şekilde konuşulduğunu ifade eden Davutoğlu, G20 dönüşünde de olası riskleri değerlendirdiklerini kaydetti. 

Davutoğlu, bu tür durumlarda önemli olan şeyin, ekonominin, ekonomik istikrarda kalıcılığı temin edecek şekilde genel dengelerini muhafaza etmek ve herhangi bir kriz işareti görüldüğünde ön alıcı biçimde bu krize karşı tedbir almak, kriz yaygınlaşıp, yoğunlaştığı zaman alınabilecek ek tedbirleri planlamak ve normalleşme süreci döneminde de ülkenin ekonomik dengelerinin kriz sonrası döneme hazırlanmasını sağlamak olduğunu dile getirdi. 

Rusya'daki çalkantının ardından Ruble'nin bir günde yüzde 12, ertesi gün yüzde 10 değer kaybettiğini anımsatan Davutoğlu, Rusya gibi bir ülkedeki böylesi bir dalgalanmanın bütün dünya ekonomilerini etkilediğini belirtti. 

"Etkin politika aracı geliştirdik"

Türkiye'de de doların TL karşısında yüzde 3 değer kazandığına dikkati çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:

 "Ama Türkiye ekonomisi, başka ekonomilerle kıyas edildiğinde, finansal sisteminin sağlam yapısı dolayısıyla herhangi bir şok etkisi yaşamadan bunu atlatabildi. Neden? Çünkü Başbakan Yardımcımızla (Ali Babacan), Merkez Bankamızla, ilgili bakanlarımızla... Alınabilecek tedbirleri gözden geçirdik. İlk tedbirlerden biri olarak da üçlü protokolün devreye sokularak enerji ödemelerinin Merkez Bankası ve Hazine'nin sağladığı kaynak üzerinden yapılmasıyla genel dengeleri etkilemeyen ama etkin bir politika aracı geliştirdik."

Daha sonra TL'nin dolar karşısında belli bir dengeye oturduğunu anlatan Davutoğlu, bu durumun hem kısa süreli ani şoklar karşısında Türkiye'nin finansal sisteminin gücünü hem ekonomi yönetiminin hemen tedbir alabileceğini hem de normalleşme dönemine geçiş aşamasında kontrollü bir geçişin sağlanabileceğini ortaya koyduğunu dile getiren Davutoğlu, bu anlamda bir sıkıntı görmediklerini söyledi. 

Olabilecek değişimlerin modelleme çalışmalarını Kalkınma Bakanlığının yaptığını belirten Davutoğlu, "Fakat reel sektörle ilgili... Reel sektörün dış borcu zaten uzun vadeli. Burada kısa dönemde herhangi bir risk görmüyoruz" dedi. 

"Türk ekonomisinin sağlamlığı konusunda tereddüt olmamalı"

Reel sektörün dış borcunun milli gelire oranının yüzde 15,7 gibi makul bir düzeyde bulunduğunun altını çizen Davutoğlu, borcun yüzde 80'den fazlasının orta ve uzun vadeli olduğunu, dolayısıyla kısa vadeli krizler sonucu ortaya çıkacak şoklardan hemen etkilenecek bir yapıda olmadığını kaydetti. 

Bu açıdan bakıldığında herhangi bir risk görmediklerini vurgulayan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Belli krizlere dönük olarak söz konusu olabilecek önemli politika araçları var. Gerektiğinde her türlü tedbiri alırız. Şundan kamuoyumuzun, iş dünyamızın, piyasalarımızın emin olması gerekir. Hiçbir konuda ekonomi yönetimimiz, hükümetimiz bir panik halinde ya da var olan dengeleri etkileyecek bir yola girmemiştir, girmeyecektir. Elimizdeki, dayandığımız istikrarın ve kriz karşısında dayanıklılığımızı sağlayacak unsurların gücünü biliyoruz. Bunlardan hangisini ne zaman kullanacağımıza dair yaptığımız çalışmalar var.

Hiçbir kesimin, herhangi bir şekilde, bir tereddüt yaşamasını gerektirecek bir durum yok. Uluslararası piyasaların Türkiye ekonomisine güveni tam. Devletin açık döviz pozisyonu yok. Aksine döviz fazlası var. Dolayısıyla herhangi bir şekilde telaş gerektirecek bir durum olmamıştır, önümüzdeki dönemde de olacağını kimse beklememelidir. Bankaların da net döviz pozisyonu açığı yok. Hanehalkının altın, döviz fazlası var, yaklaşık 190 milyar. Dolayısıyla elimizdeki kaynaklar, verilerle krizin getirebileceği şoklar karşılaştırıldığında, büyük bir güven içinde söylüyorum. Elimizdeki kaynaklar, döviz rezervimiz ve diğer kaynaklar kullanabileceğimiz finansal ve mali araçlar son derece sağlamdır. Türk ekonomisinin sağlamlığı ve krizlere dayanıklılığı konusunda herhangi bir tereddüt söz konusu olmamalıdır."

"Kendimizden eminiz"

Dünya ekonomisinin Rusya kaynaklı yaşadığı türbülansta Türk ekonomisinin dengeyi ne kadar kısa sürede bulabildiğinin açık olduğunu belirten Davutoğlu, şu anki en temel hedeflerinin petrol fiyatlarındaki düşüşten gelebilecek karı ve olumlu unsurları maksimize, emtia üretici ülkeler üzerindeki olumsuz finansal etkiler nedeniyle dolaylı olarak ülkeye gelebilecek riskleri ise minimize etmek olduğunu ifade etti.

Söz konusu doğrudan ve dolaylı etkiler üzerine de değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, petrol fiyatları düştüğünde girdi maliyetleri ve cari açıkta düşüş, ihracat potansiyelinde de artış yaşandığına dikkati çekti.

Fiyatların düşmesinin Rusya gibi ülkelerde yarattığı finansal sıkıntıların ise dolaylı etkide bulunduğunu kaydeden Davutoğlu, "Bu dolaylı etkiler konusunda aşılıyız. Kimse, hiçbir şekilde bu anlamda ekonomimizden olumsuz bir gelişme beklememelidir. Kendimizden eminiz. Ekonomimizden, finansal istikrarımızdan eminiz" diye konuştu. 

Bütün piyasaların sağlam bir yaklaşım içinde olması gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, finans ve reel sektörde hiçbir balon etkisi yapacak bir şişkinlik olmadığını vurguladı.

Davutoğlu, şöyle dedi:

"Her şey bizde reel, makroekonomik temeller sağlam, kamu mali dengeleri açık. Bu konularda kimsenin tereddüdü olmamalıdır. Kendimizden emin yolumuza devam ediyoruz. Genel dengeleri ilgilendiren ek tedbir almaya ihtiyaç hissetmiyoruz. Son derece sağlam bir zeminde bütün bu muhtemel riskleri göğüslemeye hazırız."