'Demokrasi şarkısını hep birlikte söylemeliyiz'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Hiçbir partiyi dışlamadan bütün partileri kucaklayan bir anlayışla demokrasi şarkısını, türküsünü hep birlikte söylemeliyiz." dedi.
'Demokrasi şarkısını hep birlikte söylemeliyiz'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çanakkale'de düzenlenen partisinin il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, CHP'nin, bu süreçte, Cumhuriyet'in ilanından sonra demokrasiyi, Türkiye'ye getiren, çok partililiği hayata getiren bir siyasal partinin sorumluluğu içinde hareket ettiğini belirterek, hep beraber demokrasiyi güçlendirmek, derinleştirmek ve çocuklarına daha güzel bir Türkiye bırakmak için çaba harcadıklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'dan sonra il başkanlarının, ilçe başkanlarının, kadın örgütlerinin, gençlik örgütlerinin darbeye karşı çok açık ve net bir tutum takınmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Demokrasinin sadece kendilerinin sorunu olmaktan çıkması, bütün siyasal partilerin üzerinde titrediği bir konu olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"O nedenle söyledim, Yenikapı buluşmasında da söyledim. Sadece Meclis'te grubu olan siyasi partiler değil, Meclis'te grubu olmayan siyasal partilerin liderlerinin de orada olması gerekirdi. Onlara da davet yapılması gerekirdi. Böylece o büyük buluşmayı siyasi görüşümüz ne olursa olsun hepimizin oluşturması gerekirdi. Şu parti, bu parti ayırımı yapmadan, zaten farklı partilerin olması farklı düşüncelerin olması demektir. Farklı düşüncelerden korkmayacağız. Düşünceyi, ifade özgürlüğünü her ortamda savunacağız. Bir parti meşru değilse meşruiyet sınırları içine çekmek bütün siyasi partilerin ortak görevi olmak zorundadır. Hiçbir partiyi dışlamadan bütün partileri kucaklayan bir anlayışla demokrasi şarkısını, türküsünü hep birlikte söylemeliyiz. O nedenle Taksim'de de söyledim, diğer yerlerde de söyledim, Sayın Başbakan ile Sayın Cumhurbaşkanı'yla buluşmamızda da söyledim. Demokrasi bu ülkenin bütün siyasal partilerinin ortak paydası olmak zorundadır. Türkiye bütün siyasal hareketleri kucaklamak zorundadır gerçek anlamda bir demokrasi istiyorsak."

'Siyasette öz eleştiriden kaçınmayacağız'

Kılıçdaroğlu, adliyeye siyasetin sokulmaması gerektiğini aktararak, hakimin, yargının tarafsızlığını savunacaklarını bildirdi. Adalet anlayışının gerçek anlamda var olacağını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Vicdanın ve hukukun üstünlüğüne göre hakim karar verecek. 'Efendim bir merkezden talimat aldık' Nereden? Pensilvanya'dan. 'Talimatın gereğini yapacağım' diyor. Yargının görevi, bir merkezden talimat almakla karar vermek değildir. Bu üç temel konuyu her yerde anlatacaksınız. Vatandaşa bunu soracağız. Söylediğimde eksiklik ve hata var mı? Yoksa bizi dinleyecekler. Biz bunları sabırla ve kararlılıkla anlatacağız. Sizden isteğim, diğer siyasi partilerin il başkanlarını ziyaret edin, oturup çaylarını, kahvelerini için, sohbet edin. Uzlaşma kültürünün, bir demokrasinin olmazsa olmazlarından olduğunu onlara anlatın. Evet, biz onların siyasi görüşlerine katılmıyoruz. Onlar bizim hasmımız, düşmanımız değil. Onlar bizim vatandaşımız. Ben nasıl farklı düşünüyorsam onlar da farklı düşünebilir. Bunu yaptığımızda göreceksiniz ki ortak aklı egemen kılma gibi bir düşünceyi harekete geçireceğiz. Uzlaşmadan amaç ne? Bu ülkeden barışı ve esenliği sağlamaktır. Birbirimizi düşman gibi görmemektir. Uzlaşma kültürünün özünde bu yatar. Siyasette öz eleştiriden kaçınmayacağız. Geçmişi iyi analiz edeceğiz. Bunu da gittiğiniz her yerde anlatın. İlk düşüneceğimiz konu 'Türkiye bu noktaya nasıl geldi? Bunun arkasında yatan nedir?' Öz eleştiri yapacağız."

"Hukuk sistemi, darbe hukukundan arındırılmalıdır"

Kılıçdaroğlu, F tipi örgütlenmenin, "FETÖ" denen örgütlenmenin devletin bütün alanlarına yerleştirildiğini unutmayacaklarını söyledi. "Sızma yok, yerleştirilme var" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Devlette görev almanın yolu cemaatçilikten, tarikatçılıktan particilikten geçmemelidir. Devlette görev almanın yolu bilgiden, birikimden, tecrübeden, vatan sevgisinden geçmelidir. Her koşulda ve her zaman demokrasiyi savunacağız. Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk sistemi, darbe hukukundan arındırılmalıdır. Ne darbe, ne dikta. Tam demokrasiyi sonuna kadar savunacağız."