Terörle mücadelede çok kritik bir eşiğe geldiğimizi ifade etmeliyim. Kırk yılı aşan eli kanlı terör örgütü faaliyetleri bu süre zarfında inişli, çıkışlı bir seyir ortaya koydu. Kimi zamanlar gemi iyice azıya aldılar, fütursuz ve hiçbir kutsalı olmadan hareket ettiler. Kimi zamansa kuyruklarını kıstırdılar, düşük bir profil sergilediler.

Bu tür örgütler hep böyledir zaten. Kökü bu topraklarda, amaçları meşru ya da anlaşılabilir olmadığı için sürekli uzaktan kumandayla kullanılırlar, sonra da kirli bir mendil gibi buruşturulur, atılırlar. Hep bu mukadder doğrultuda ilerlerler.

Bugün de bu durum göze çarpıyor. Ekmeğini yedikleri milletin malına, canına ve kutsalına dil uzatır, zarar vermeye çalışıyorlar. Bu meseleyi daha dramatik hale getirir, mağdur ve masum durumda olan halkımızı daha fazla kızdırır.

Ne eksiğiniz var, niçin bu ihanetin içindesiniz? Lozan sizi ‘kurucu’ unsur kabul etmiş, millet sizi kardeş bilmiş ama siz bunun kadir ve kıymetini idrak edememişsiniz.

Şahsen devleti yücelten, kutsallaştıran bir insan değilim. Devletin bir amaç ve sonuç değil, araç ve mekanizma olduğuna inanırım. Devleti yücelterek, insanı yükseltmek yerine ‘insanı yücelterek, devleti yükseltmenin’ daha uygun olduğunu düşünürüm.

Devlet bugün çok önemli bir dönemeçte, bu hainlerin kökünü kazımak istiyor. Bunun için gerekli mekanizmaları var. Hukuken hiçbir sıkıntı bulunmuyor. İnsani olarak ve psikolojik anlamda üstünlüğü mevcut.

Yurtiçi ve dışında desteği son safhada. Kendini bilmez, hukuku iki ayrı gözlükle değerlendirenler hariç, sağduyu ehli tarafından destekleniyor.

Devlet Cizre örneğinde olduğu gibi, belli yerlerde toplu olarak, bazılarında ise tek tek avlayacak. Bunun kaçışı bulunmuyor. Devlet isterse terörü ve teröristi bitirir.

Türk devlet geleneği dünyadaki en eskilerden. Her ne kadar avcı, göçebe bir kültürün mirasını korumakta olduğumuz söylense de dünyadaki en eski devlet geleneklerinden birini temsil ettiğimiz noktasında herkes hemfikir.

16 devleti batırma ve 17. sini kurma irademiz pejoratif anlamda değerlendirilmemeli. 16’sı battıysa 17. kurulabilmiş. Bu, gerekmesi halinde, istemesek bile 18. nin de kurulabileceği anlamına gelebilir. Müthiş bir kararlılık, muazzam bir süreklilik.

Cizre kontrol altına alınmak üzere. Bismil aynı durumda. İhtiyaç halinde başka ilçeler, hatta iller bile bu şekilde temizlenebilir. Hukuken bir sorun yok. Vicdanen mesele bulunmuyor. Ne kadar gerekiyorsa, o kadar üzerine gidilecek.

Milletimiz bunu bekliyordu. Askerlik şubeleri önündeki sıraya bir baksınlar. Genç, ihtiyar herkes gönüllü olarak, bu mücadelede yerini alma derdinde. Buna şimdilik gerek yok. Gerekirse her yol denenebilir tabii ki.

Karşı tarafsa tam tersi. Bölge insanının kanını her fırsatta emen terör örgütü zorla adam devşirme derdinde. İnsanların çocuklarına el konulmuş, dağa kaldırılmış.

Tam bir bilmece. Ama devlet bu bilmeceyi çözebilecek yegane silaha ve araca sahip. Yeter ki kararlılık olsun; yetersi doğru mekanizmalar harekete geçirilsin.

Bu defa ya bitecek, ya bitecek…