Hayrettin Atak

Hayrettin Atak

DSİ’nin kaçak binası…

DSİ’nin kaçak binası…

DSİ’nin kaçak binası mı varmış? diye siz sormadan ben en baştan söyleyeyim; Yok tabi ki… 

Ancak bir eylemin her zaman suç olarak kabul edilmesi ya da edilmemesi bir yerlerde yazıyor ya da yazmıyor olmasıyla, bir binanın kaçak olması da gerekli her yerden gerekli izinlerin alınmış olmasıyla belirlenmez, belirlenemez…

Bazen asıl belirleyici kamuoyu vicdanıdır… Meşruluğun belirleyicisidir kamuoyu…

…   

Daha açık bir ifadeyle;

Devlet Su İşleri 4. Bölge müdürlüğünün içine sessiz sedasız bir Misafirhane yapıldı. Hem de stadın yıkıldıktan sonra yapılacak projeye DSİ’nin de dahil edilmesinin gerekliliğinin konuşulduğu bir zamanda. Bunun için her türlü izinin alınmış olması onu kamuoyu vicdanında ‘kaçak’ olmaktan kurtarmaz… Her türlü izin diyorum çünkü tüm bunlar ciddi bir şekilde proje aşamasına gelmişken bu misafirhane-lojman’a izin vermekte bir beis görülmedi Belediyeler tarafından.

….

 “Yeni Türkiye demek, Alaaddin Tepesi üstündeki Orduevi gibi Türk bürokrasisinin işgali altındaki en kıymetli arsaların arazilerin yeniden millete iade edilmesi demek…

Yeni Türkiye demek, sahillerdeki lojmanların, gereksiz harcamaların, atıl hazinelerin milli sermayeye yeniden katılması demek…

Yeni Türkiye demek, ne kadar büyük hizmetler yapıyor olsalar da milletin bir kısmını diğer kısmından daha imtiyazlı haklara sahip olmasını engellemek demek…”  diye düşünüyorum. 

Vs… Vs… liste böyle uzayıp gider…

İşte ülkede bu yönde hızlı bir gelişim yaşarken her ne gerekçeyle olursa olsun siz bir ‘Misafirhane’ yapıyorsanız Konya bir kez daha sorgular bunu…

Ki özellikle de geleceği şu an için muallak olan bir yerdeyse bu yapı… Öyle bir belirsizlik ki önümüzdeki yıl için bile akıbeti belli değil… En azından şehrin ileri gelenleri öyle düşünüyor…

Ve yine Konya, Stattan hatta Gardan başlayarak Muhacir Pazarının olduğu yere belki de Mevlana Müzesine kadar olan bölgede şehrin nefes alabileceği benzersiz ve muhteşem eserler hayal ederken…  Konya’nın parası yetmez ona demeyin, beş yıl önce bu hizmetleri hayal edebilir miydik?

Tüm bunlar yaşanırken, 10 milyon harcayıp bir Misafirhane yapmak hangi büyük projenin bir parçası birilerinin anlatması gerek bu şehre…

Ancak ya ne ‘vadi projeleri’ ne 2023’ü, ne 2053’ü, ne 2071’i biz stadın olduğu yeri bir rant bölgesi yapmadan şehrin nefes alabileceği bir alan haline getirip kotarabilirsek bize yeter diyorsanız,

Avrupa şehirlerini görüp geri döndükten sonra ‘Adamlar düşünmüş abi 200 yıl önce, alt yapı üst yapı her şeyi yapmışlar adamlar’ edebiyatı yapmamalı kimse…  Sıkılıyoruz yoksa biz hep aynı şeyleri dinlemekten…

 

Bir misafirhane niye mi bu kadar gözümüze battı?  

Eğer bir şehrin hedefi 10 milyon turiste dayanmışsa, Eski Stattan başlayarak Mevlana Müzesine yahut hiç olmazsa muhacir pazarına kadar olan bölümün, kültürel, tarihi bir konseptte ve yeşil alan olarak değerlendirilmesinin birinci önceliğimiz olması gerekmez mi?  

Şehrin göbeğinde kazanacağımız alan itibariyle, Stadın yıkılacak olması önemli bir fırsat, belki bir daha hiç yakalayamayacağımız kadar önemli… En iyi şekilde değerlendirilmeli değil mi…? Eğer bir plan bir proje yapılacaksa günlük değil asırlık olmalı… En azından çevresindeki alanında hesap edilip bir adım sonrasında çevresinin de içine katılabileceği projelere öncelik verilmeli… Bu da demek oluyor ki en azından DSİ’nin bu stat kadar büyük bir alanı da projeye dahil edebilebilir…. Ayağımıza kadar gelen bu tarihi fırsatı değerlendirmeli şehir… Sonuçta vatandaş gidip su parası ödemiyor DSİ’ye… Konyalı için tamamen atıl bir alan… Devlet kurumunu başka yere taşırsanız 200 kişi zorlanır, ama o alanı Konyalının istifadesine sunarsanız iki milyon kişiyi mutlu edersiniz… Ve gelen belki de 10 milyon turisti…   

İşte bu nedenle çekti dikkatimizi. Karşısındaki Meram Belediyesinin birkaç katını kullanabilirlerdi misafirleri için. Ya da oraya harcanan parayla ve özel bir anlaşmayla 5 yıldızlı otellerde KOP projesi bitene kadar gelen bütün misafirlerini sorunsuz ağırlardı müdürlük… Yada başka arsaları da var DSİ’nin, oralar kullanılabilirdi. Ya da en çok çalışmanın olduğu Hadim, Bozkırda yapılır. Hem misafirleri gidip gelmek zorunda kalmaz hem de oralar hareketlenirdi.

Ama şehir bu fırsatı bir asla daha yakalayamayacak…  

Maksat Paramız ziyan olmasındı, artık başka amaçlarla kullanılacak mecburen …

Sonuç;

1-) Alanın nasıl değerlendirileceğine bir an önce karar verilmeli…

2-) Bölgenin nasıl değerlendirileceğine karar verilinceye dek başka bir çivi çakılmaması…

3-) Projeye imkanlar dahilinde olabildiğince geniş bir alan dahil edilmesi…

Ben demiyorum Konyalının ricası… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi
SON YAZILAR