DT'nin sosyal sorumluluk projeleri sezona damgasını vurdu

DT'nin sosyal sorumluluk projeleri sezona damgasını vurdu

Sahne düzenlemeleri, ücretsiz gösterimler ve özel dekor tasarımlarıyla dezavantajlı bireylerin sanatsal faaliyetler içerisinde daha çok yer almalarını sağlayan Devlet Tiyatroları, demanslı bir annenin hikayesinden görme ve işitme engelliler ile mahkumlara gerçekleştirilen özel temsillere kadar sahnelediği eserlerle sezona damgasını vurdu.

Devlet Tiyatroları, bu yıl sanatsal faaliyetlerden engelliler, mahkumlar ile dezavantajlı grupların yararlanabilmesi ve bazı hastalıkları toplumun daha iyi tanıyabilmesi için bir çok sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi.

Bu kapsamda, Devlet Tiyatrolarının sahneye taşıdığı "Nihayet Bitti" adlı tek kişilik oyunda, yaşamı boyunca her istediğini elde eden, mutlu, başarılı ve yıldız bir gazetecinin kendisini ölümün kıyısına nasıl sürüklediği etkili bir anlatımla sahnelendi.

Avusturyalı oyun ve senaryo yazarı Peter Turruni'nin, Viyana'da 1997 yılında sahnelediği "Nihayet Bitti", yönetmen Murat Çidamlı tarafından sahneye taşındı. Sanata gönül vermiş, yürüme engelli genç bir sanatçının rol aldığı oyun, aynı zamanda seyircisine farklılıkların engel olmadığını da gösteriyor. Oyun bu sezon 35 temsilde 3 bin 607 seyirciye ulaştı.

- "Son Kuşlar" Türkiye'yi gezdi

DT Genel Müdürlüğü ile Ceza Tevkifevleri Genel Müdürlüğü arasında yapılan protokol gereği hayata geçirilen sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde ise "Son Kuşlar" adlı oyun Ankara, İstanbul, Balıkesir, Trabzon, Sakarya, Sivas, Çanakkale, Bolu, Tekirdağ, Karabük, Elazığ, Kahramanmaraş, Kırıkkale, Çorum, Yozgat, Yalova, Bursa, Çankırı, Kırşehir, Nevşehir ve Niğde'de bulunan ceza infaz kurumlarında hükümlü ve mahkumlarla buluştu.

Mahkumlara parmaklıklar arasındaki yaşamlarının sonunda, özgürlüklerine kavuşacaklarını hatırlatan eser, son iki sezonda 217 temsilde, 31 bin 710 seyirciye ulaştı. Proje kapsamında, yeni sezonla 180 bin tutuklu ve hükümlüye ulaşılması hedefleniyor.

Turgay Tanülkü'nün yönettiği ve aynı zamanda başrolünde oynadığı oyun, Tiyatro Gazetesi 1. Anadolu Tiyatro Ödüllerinde "Yılın En İyi Projesi", Yön Sanat Tiyatrosunun kuruluşunun beşinci yılında düzenlediği Türkiye'nin ilk "Engel'siz Sanat Ödülleri" kapsamında "Yılın Ötekileştirilemeyen Projesi" ödülünü aldı.

"Horoz Adam ve Korsan" ise sözün neredeyse hiç olmadığı, müziğin, hareketin ve dansın hakim olduğu bir üsluba sahip. Zaman zaman işaret dilinin de kullanıldığı oyunda, işitme engelli bir çocuğun öyküsünü anlatıyor. Seyirciyi, iyi duyamayan ve konuşamayan bir çocuğun evrenine konuk eden oyunun provaları sırasında, odyolog doktor ile işitme engelli eğitmeninin de görüşlerine başvuruldu. Oyun, 23 temsilde 7 bin 322 seyirciye gösterim yaptı.

- Festivalde görme engelliler unutulmadı

Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından sahneye uyarlanan, İspanyol tiyatro, sinema, oyun yazarı ve çevirmen Jordi Galceran Ferrer'i uluslararası bir üne kavuşturan kara komedi türündeki "Grönholm Metodu" adlı oyun da görme ve işitme engelliler için özel olarak sahnelendi. Oyunda görme engelli izleyicilere telsiz kulaklık verildi, betimleme metni kulaklıktan görme engelli izleyicilere okundu. İşaret dili uzmanı, oyuncuların dikkatini dağıtmayacak pozisyonda, işitme engelli izleyicilere oyunu tercüme etti.

Yönetmenliğini Sinan Pekinton'un yaptığı tek perdelik oyun, bu sezon 97 temsilde 44 bin 736 seyirciyle buluştu.

Devlet Tiyatrolarının imza attığı bir diğer sosyal sorumluluk projesi de "Küçük Hanımlar Küçük Beyler Uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivali"nde Ankara Devlet Tiyatrosunun sahneye taşıdığı, görme engelli çocuklara yönelik "Okuma Tiyatrosu" projesiyle "Yürüyen Taşlar" adlı oyun oldu. Oyun, zaman zaman yağmur ve rüzgar efektleri de dahil edilerek zenginleştirildi.

Festival kapsamında SERÇEV-Serebral Palsili Çocuklar Derneği tarafından 15 dakikalık bir performans da sergilendi. Serebral Palsili çocukların rol aldığı "Dünya'ya Mesaj" adlı oyunda, uzay boşluğunda kaybolan astronotun, serebral palsili gezegenine gelmesi ve çocukların dünyadan geldiği anlaşılan astronota bir ders vermek istemesini anlatıldı. 

Ankara DT'nin sezon oyunlarından Julie Jensen'in "Annemin Son Çılgınlıkları"nda da demanslı bir anne ve kızlarının hikayesi sahneye taşındı. Demanslı kişilerin yaşadığı sıkıntılara dikkati çeken oyunda, anne ve kızlarının hastalıkla baş etme biçimlerinin ele alındı. "Annemin Son Çılgınlıkları" da bu sezon 35 temsilde 13 bin 38 seyirciye ulaştı.

Ankara DT'nin sosyal sorumluluk projesi kapsamında izleyiciyle buluşturduğu "Canım Ailem"de de down sendromlu Metin'in hikayesi aktarıldı. Tıpkı tüm ailesi gibi tam bir futbol tutkunu olan Metin'in iyi bir kaleci olma hayalini gerçekleştirmek çabasının anlatıldığı eser, 14 temsilde 5 bin 954 izleyiciyle buluştu.

- Kadına şiddet sahnede gözler önüne serildi

Diyarbakır Devlet Tiyatrosu da "Uçlar" adlı oyunla kadına şiddete dikkati çekti. Gerçek bir hikayeden kaleme alınan oyun şiddet, taciz, hukuk sistemi ve ahlak ilişkilerini sorguluyor. Yazar William Mastrosimone'nin bir arkadaşının başına gelen cinsel istismar sonrası, zanlısının yeterli ceza almamasından etkilenerek kaleme aldığı eser, şiddetin insan ve kadın psikolojisinde meydana getirdiği tahribatı açık ve net bir şekilde gözler önüne seriyor.

Diyarbakır Orhan Asena Yerli Oyunlar Festivali kapsamında gerçekleştirilen "Atık Malzemelerden Kukla Yapımı Atölye Çalışması" ile de Diyarbakır'ın Sur ilçesinden seçilen bir okuldan yaklaşık 50 öğrenciyle buluşuldu.