Dünkü Fırat, Bugün Furkan’dır.
Erasmus programı ile eğitim için Polonya’ya giden Selçuk Üniversitesi öğrencisi Furkan Kocaman PKK’lı bir hain tarafından katledildi. Alçak teröristlerin eliyle yok olan gencecik bir hayat daha.
Hayatının en güzel yaşlarında, belki de en güzel anılarla döneceği yerden cenazesi geldi Furkan Kocaman’ın. Neden? Nedenini anlatmak için ağzımı açtığımda hiç iyi şeyler çıkmıyor. Konuşsan tesiri yok, sussan gönül razı değil. Ortada tek bir gerçek var. Bir ananın ciğeri yanıyor. Daha 20’lerinde olan gözünden sakınarak büyüttüğü yavrusunun cenazesi geldi gittiği yerlerden. Bu acının tarifi yok.
Furkan’ın katili kim? Türk pasaportu ile her hain teröristin yaptığı gibi Avrupa’ya kaçan Muhammet Emektar. Muhammet Emektar ismi yabancı gelmez çoğu kişiye. Neden mi? Sözde İnsan Hakları Derneği bu eli kanlı acımasız hain katil için ortalığı ayağa kaldırmıştı.
İnsan Hakları Derneğine göre bu hain katil Sabiha Gökçen Havalimanında birden ortadan kaybolmuştu. Derin Devlet tarafından kaçırılıp, işkenceler edilerek öldürülmüştü. Oyuna bakar mısınız? Adam kalkıp Avrupa’ya terör örgütü tarafından eyleme gönderiliyor. Yetmiyor. Türkiye’de kalan artıkları da devletin katliam yaptığı algısını oluşturmaya çalışıyor. Ailesi sözde devletin kendilerini arayarak; “Bir çocuğunuzu aldık, sırada ki iki kızını da kaçıracağız” diye tehdit ettiğini söyleyerek, devleti töhmet altında bırakıyor. Aylar sonra sözde devlet tarafından katledilen adam Polonya’da ortaya çıkıp bir Türk gencini katlediyor. Kaçacağını sanıyor, kaçamıyor. Böyle sistematik bir çalışma şekli yok!
Nerede şimdi bu insan hakları savunucuları? Ne diyorlar gencecik Furkan için? Bu ülkede bu tarz oluşumlar sadece kendinden olanlara dokununca sesleri çıkar. Bu iki yüzlülüğünüzü ilk görüşümüz değil, son da olmayacak. Olmayacak elbet ama devletin bu ve bunun gibi oluşumlara artık göz açtırmaması gerekiyor.
*
Tüm bu olaylar yabancı basında “İki Türk genci” olarak geçiyor. Olayda tek bir Türk genci var o da merhum Furkan Kocaman. Diğeri ise Türk ve Türkiye’nin düşmanı PKK’lı bir katil. Peki neden Türk genci olarak geçiyor bu katil? Çünkü pasaportu Türk. Vatandaşlığı Türk.
İşte bu Türkiye’nin özetidir. Başka hiçbir ülke yoktur bu kadar haini beslesin. Ülkene düşmanlık edene, canını yakana, kanını akıtana bırak vatandaşlığı ve pasaportu, bir damla su, bir lokma ekmek vermeyeceksin.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin artık bırak terör kelimesini, terör imasına bile taviz vermemesi gerekiyor. İngiltere IRA’yla böyle mücadele etti. Terörist içerik izlemek bile 12 yıldan başlıyor. Biz ise tüm imkanlardan yararlandırıyoruz. Olur da dokunacak olursak böyle İnsan Hakları Derneği adı altında PKK savunucularının tepkisi ile karşılaşıyoruz. Savunanı da alacak devlet. Faşistlikse faşistlik. Diktatörlükse diktatörlük. Teröriste acıyan namerttir. Verilen her taviz, yeni Furkan’lar, yeni Fırat’lar, yeni Yasin’ler, yeni Eren’ler demektir.
*
Türkiye, PKK destekçisi ve sempatizanı olan her haine gerekeni yapmalı. Vatandaşlıktan çıkarmalı. Ülkelerinde PKK’lı barındıran, hatta maddi, manevi destek olan ülkelerle pozitif politika gütmemeli. Değerlerinden ödün vermemeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin terörist dediğine, terörist demeyenle işi olmamalı.
*
Fıtrat değişir sanma. Bu kan yine o kandır! Bizde fedai biter sanma. Dünkü Fırat bugün Furkan’dır!
