Elazığ’da demokrasi nöbeti sona erdi

15 Temmuz darbe girişimine karşı çıkan Elazığlıların meydanlardaki demokrasi nöbeti son gece de devam ediyor.

Ellerinde Türk bayrakları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın posterleriyle darbe girişimini protesto eden yüzlerce Elazığlı, sloganlar atarak ilk günkü coşku ve heyecanla demokrasi nöbetine devam ediyor. İlk günden bu zamana kadar meydandan ayrılmayan vatandaşlar, birlik ve beraberlik isterken, darbeye karşı olduklarını dile getiriyor.

Gana'nın Akra şehrinden gelen ve Paragon Vakfı Başkanı Eczacı Abdulnasiru-deen, Türk halkının nöbet tutmalarına karşılık kendilerinin de sabaha kadar dualar ettiklerini söyledi.

Afrikalıların 15 Temmuz akşamı gece haberi alınca çok üzüldüklerini belirten Abdulnasiru-deen, "Çünkü Türkiye'de bir sürü öğrencilerimiz, bizimle ilgilenen bir sürü STK ve kurumlar var. Müslümanların lideri ve önderi olarak tek gördüğümüz ve ileride bizim liderimiz olabilecek tek ülke Türkiye olarak görüyorduk. Bu bizim elimizden gidecek diye çok korktuk. Neredeyse bütün toplumumuz medreselerimiz ve okullarımızdaki öğrencilerimiz hep dualar okuduk. Sabaha kadar nasıl ki siz nöbet tuttunuz biz de aynı. Yabancı kaynaklardan gelen haberlerde sanki Türkiye elden gitmiş gibi gösterildi. Ben de zaten o akşam Türkiye'deydim. 15 Temmuz demokrasi meydanında inmiştim. Ben de bol video ve fotoğraf çekip motivasyon, moral olsun diye ülkeme gönderdim. Oradan bana gelen haberlere göre Türkiye elden gitmiş gibiydi. Ben de dedim ki öyle bir şey yok diye resimler gönderdim" dedi.

15 Temmuz gününden itibaren hiç ara vermeden günde 2 saat uyuyarak nöbet tuttuklarını vurgulayan Mustafa Baştaş ise, "Saat 22.00'da meydana geliyorum. Sabah saat 5 buçukta Belediye Başkanımız Mücahit Yanılmaz tarafından kıldırılan sabah namazına katıldıktan sonra dağılıp gidiyoruz. 2 saat uyuduktan sonra burada nöbete devam ediyoruz. Allah milletimizden razı olsun" diye konuştu.

Darbe girişimini duyduğu ilk günden itibaren sokaklara çıktığını ifade eden Ümit Özpolat, "En önemli nokta ise çıkarken çocuğumuzun gözüne baktığımızda bir daha dönmemeyi, ona gözlerimiz ve bakışlarımızla anlattık. Evden bir daha dönmeyi düşünerek çıkmadım. Önümüzde normal insan yok. Tank, tüfek ve top var. Tüm milletimiz ve biz buraya ölmeyi düşünerek geldik. İçimizde hiçbir korku hissetmedik. Bir daha böyle bir şeyin olmasını istemiyoruz" şeklinde konuştu.