Eller göklerde, biz kafelerde!

Vecihi Hürkuş, ürettiği yerli uçak sebebiyle tek parti zihniyeti tarafından hep önü kesildi ve hep suçlu ilan edildi. Tek parti zihniyetinin o günkü icraatlarının hediyesi ise bugün uçaktan yapabildiğimiz kafeler.
Eller göklerde, biz kafelerde!

Türk havacılığının tarihi günlerinden biri olan 30 Eylül’de Türk havacılığının en önemli kişilerinden biri olan Vecihi Hürkuş, ürettiği yerli uçak sebebiyle tek parti zihniyeti tarafından hep önü kesildi ve hep suçlu ilan edildi. Her konuda olduğu gibi havacılıkta da bugün yaşadığımız sıkıntıların kaynağı olan tek parti zihniyetinin o günkü icraatlarının hediyesi ise bugün uçaktan yapabildiğimiz kafeler.

30 Eylül Türk Havacılığı için tarihi günlerden biri. Türk havacılık tarihinin en önemli kişilerinden biri, pilot ve aynı zamanda da mühendis olan Vecihi Hürkuş kendi yaptığı uçakla uçtu ama havacılığımızda bir çığır açamadı. Çünkü Bürokratik ve siyasi engellemeler yüzünden hep bir suçlu muamelesi görüp hep engellendi. O engellemelerin ve bağnaz anlayışın yansıması olarak bugün hala havacılıkta üretim yapamıyoruz. Son 10 yılda büyük adımlar atmamıza rağmen bugün bu alanda en iyi yaptığımız şey uçak üretmek yerine, miadını dolduran uçakları kafeye çevirmek.     

vecihi-hurkus--(1).jpeg

16 yaşındayken eniştesi Kurmay Albay Kemal Bey’in yanında 1912’de Balkan Harbi’ne katıldı. Harbin ardından İstanbul’a dönerek, Beykoz Serviburun esir kampına kumandan olan Vecihi, 1914 yılında İstanbul – Kahire seferinde, Nuri, Sadık ve Fethi Bey’lerin şehit olmalarından çok etkilenerek pilot olmaya karar verdi. Ancak yaşı küçük olduğu için Makinist Mektebine gönderildi. Daha sonra 1. Dünya Savaşında, Bağdat cephesine “Uçak Makinisti” olarak katıldı. Fakat uçak kazasında yaralanarak İstanbula döndü. Bu kaza Vecihi Hürkuş’un pilot olma isteğini körükledi ve Yeşilköy’deki Tayyare okuluna gitti, 1916 senesinde ilk uçuşunu gerçekleştirerek Pilot Astsubay olarak mezun olan Hürkuş 1917 senesinde Kafkas cephesine atandı. Kafkas cephesinde bir uçak düşürerek Türkiye’nin uçak düşüren ilk pilotu oldu. Yine aynı cephede bir hava çatışmasında yaralanarak Ruslara esir düştü. Türklerin toplandığı Azerbaycan’ın Nargin adasındaki esir kampından Azerbaycanlı Türklerin yardımı ile 1 yıllık esaretten sonra, yüzerek kaçtı ve o zamanların başkenti İstanbul’a dönerek, 1920’de Kurtuluş Savaşı’na katıldı. Birçok başarıya ve ilke imza atan Hürkuş, Kurtuluş Savaşı’nın ilk ve son uçuşunu gerçekleştirmiş ve 3 takdirname alarak “Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyasına layık görülmüştür.

vecihi-hurkus--(8).jpg

“İZİN ALMADAN UÇTUN” DİYE CEZALANDIRILDI

1923 senesinde bir dönem İzmir Seydiköy’de görev yapar ve 1924 yılında Yunanlılardan savaş ganimeti olarak toplanan parçalardan ilk Türk uçağı olan “Vecihi K-6” modelini üretir. Uçağın uçuş sertifikasını alabilmesi için izine ihtiyaç vardır. Bunun için bir heyet toplanır. Fakat heyette uçak uçurmayı bilen olmadığı için Hürkuş’a, “Biz sana bu lisansı veremeyiz, uçağına güveniyorsan atla, uç, bizi de kurtar” denir. 28 Ocak 1925 senesinde Vecihi Hürkuş, denileni yapar uçağına atlar ve 15 dakikalık güzel bir deneme uçuşu yapar. Fakat “İzin almadan uçtun” gerekçesi ile cezalandırılınca Hürkuş Hava Kuvvetlerinden istifa eder ve Türk Tayyare Cemiyetine (TTC) katılır. TTC adına bağış toplamak ve halkı havacılık hakkında bilinçlendirmek için uçağını ister ancak hayır cevabını alır. Bu arada Vecihi Hürkuş Avrupa’ya gider ve Atlantik Okyanusu’nu geçmesi istenir. Ancak Fransız Aero kulübü’nün baskıları sonucu bu teklif geri çekilir. Milli Savunma Bakanlığı Kayseri’de, Tayyare ve Motor Anonim Şirketi adında bir uçak fabrikası kurmak ister. Kısa adı TOMTAŞ olan fabrika, uçak yapımı için Hürkuş ile anlaşır. Hürkuş, biri 14 kişilik Junkers G-24, Flugzeug Junkers G-24 bir diğeri 6 kişilik, tek motorlu Junker F-13 model uçaklarla 1927 senesinde Ankara - Kayseri arasında ulaşım uçuşları yapar. Bu uçuşlar Türkiye’nin ilk hava yolları uçuşları sayılabilir. Hürkuş, TOMTAŞ’a Junkers A-35 uçaklarının yakıt deposuna ilave yaparak Ankara -Tahran uçuşunu gerçekleştirmek istediğini söylemiş bu sayede üretimi arttırarak yabancı devletlere de uçak satabilme fikrini ortaya koymuştur. Ancak TOMTAŞ kabul etmemiş ve 1928 senesinde iflas etmiştir.

vecihi-hurkus--(7).jpg

LİSANS ALMAK İÇİN ÇEKOSLAVAKYA’YA GİDER

1930 Senesinde Vecihi Hürkuş, Kadıköy’de kiraladığı bir keresteci dükkanında 3 ay gibi bir sürede, ilk Türk sivil uçağı olacak olan Vecihi K-14’ün çalışmalarına başlar ve 23 Nisan 1931 senesinde Türkiye’den lisans alamadığı için Çekoslovakya’ya giderek, “Uçabilir lisansı”nı oradan alır. Türkiye’ye döndüğünde hem halkı bilinçlendirmek hem de o dönem çalıştığı Türk Hava Kurumu adına bağış toplamak amacıyla “Turneler” gerçekleştirir ancak 3 Kasım 1931 senesinde gelen telgrafla Vecihi K-14 uçuştan men edilerek uçması yasaklanır. 21 Nisan 1932’de Vecihi Hürkuş, ilk Türk Sivil Tayyare Mektebini Kurar ve 2’si kız toplam 12 öğrenci ile 27 Eylül 1932 eğitim ve öğretime başlar. Türkiye’nin ilk kadın pilotu olan, Bedriye Gökmen bu okuldan mezun olmuştur. Nuri Demirağ, uçak yapımı için Hürkuş’a 5000 TL verir.  1933 senesinde Hürkuş, adı Nuri Bey olan Vecihi K-16 uçağını yapar. Ayrıca aynı yıl tek kanatlı Vecihi K-15 ve uçak motoru kullanılarak Vecihi-SK adlı bir deniz botu da yapılmıştır. Türk Hava Kurumu başkanı Fuat Bulca Bey’den aldığı bilgi ile Atatürk, “Ya, öyle mi? O halde Türk Kuşu namı ile yeni bir çalışma yolu açın ve Vecihi’den faydalanın!” emrini vermiştir.

24-vecihi-hurkus-pilot.jpg

“İKİ YILDA MÜHENDİS OLUNMAZ” DİYE DİPLOMASI TANINMAZ

1937 senesinde Türk Hava Kurumu, Hürkuş’u mühendislik eğitimi alması için Almanya’daki Weimar mühendislik okuluna gönderir. Hürkuş, 1939 senesinde diplomasını alır ancak Türkiye’ye döndüğünde, “İki yılda mühendis olunmaz” gerekçesi ile uçak mühendisliği ruhsatını alamaz. Havacılıktan uzun yıllar ayrı kaldıktan sonra 1947’de Kanatlılar Cemiyeti’ni ve yine aynı adla Kanatlılar Dergisi’ni kurar. Ancak çoğunluğu üniversite öğrencilerinden oluşan birlik fazla yaşayamaz ve kapanır. 1951’de beş arkadaşı ile birlikte Türk Kanadı adında havadan zirai ilaçlama yapan bir şirket kurar. Fakat ortakları ile anlaşamaz ve şirketten ayrılır.26 Kasım 1954’te Hürkuş Havayollarını kürar ancak kazalar, kaçırılmalar ve sabotaj gibi sebeplerden dolayı şirket uçuştan men edildi. Ankara’da geçirdiği bir kaza sonucu komaya giren Vecihi Hürkuş İnsanların aya ayak basmak üzere uçtuğu gün olan 16 Temmuz 1969 senesinde Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesinde hayata gözlerini yumdu.

kafe--(1).jpg

90 Yıl öncesinin siyasetinde yapılan hataların bedelini halen ödemeye devam ediyoruz. Son 100 yıldır hemen hemen her konuda dünya siyasetinin güdümünde olan Türkiye Dünya’ya yön verecek hiçbir konuda gerçek anlamda üretime geçemedi ve hep batının hegomanyasında yaşamaya mahkum edildi. Bunun en önemli göstergelerinden biri de geçtiğimiz günlerde açılışı yapılan Uçak Kafe. Biz hala Uçak Üretimi yararlımı, karlı mı, olmalı mı tartışmaları yaparken dünya teknoloji üretip satarak zenginliğine zenginlik katıyor. Bizse son on yılda büyük atılımlar yaparak kabuğumuzu kırmaya çalışıyor olmamıza rağmen hala uçak üretmek yerine miadı dolan uçakları kafeye dönüştürmekle yetiniyoruz. Bugün uçak yerine kafe yapıyorsak sadece bunun nedenlerini sadece bugünde değil yüz yıllık tarihimizde aramak gerek.

kafe--(2).jpg

 

kafe--(3).jpg

İSMAİL KOÇ / YENİ HABER GAZETESİ