En etkin 100 isim arasında Türk Patolog damgası

Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Pembe Oltulu, The Pathologist dergisinin yayınladığı, "Dünya Patolojisinde En Etkin 100 İsmi" arasında, tek Türk bilim insanı oldu. Derginin muhtevasından bahseden Oltulu; “Patoloji Dergisi Patolojinin biraz daha magazinsel yönünü ele alan Amerika’da alanında prestijli bir dergi. 2016’da 50 kişilik patolojide etkin kişiler listesi yayınlamışlardı. Birde 2018’i yayınlayacağız diye reklamları sürekli yayınlanıyordu. Bunun içinde yer alacağımı hiç düşünmemiştim. Patoloji alanında etkin çok ciddi hocalar var. Çünkü patoloji çok geniş bir bilim dalı ve alt dalları var. Her bir dalda da çalışan çok kıymetli bilim insanları var. Onların arasında yer alacağımı hiç düşünmemiştim” diye konuştu.

“BİRANDA DÜNYANIN HER YERİNDEN GENİŞ BİR AĞIMIZ OLDU”

Sosyal medyanın gücünü bu süreçte kullandığını söyleyen Oltulu; “Bende 5 yıl gibi bir zaman önce Twitter hesabı açtım. Bu Twitter’da patolojide neler oluyor diye başladığım süreçte bir baktım ki sosyal medya da patoloji alanında çok acayip bir eğitim dünyası var.  Çünkü bizler, iyi bir hocadan eğitim almak için gideceksek önce randevu alıp kendimize yer ayıracağız ve sonra gideceğiz. Gittiğimizde ondan eğitim alacağız, bir sürü maddi sorununuz olacak, dil problemi ve konaklayacağınız yer problemi var.  Dolayısıyla herkes gitmek için aynı fırsatı bulamayabilir. Sosyal medyada patolojinin alt dallarındaki çok etkin hocalar, çok önemli ipuçlarını, bilgileri ve makaleleri paylaşıyorlar. Bir vaka görüyor ve bu çok önemli diyor. Yanında otursanız belki onu yılda bir sefer göreceksiniz. Ama o bunu sosyal medyada yayınlıyor. Ülkemde birçok kişi bunu fark etmemişti ve ben bunu fark ettim. Sonra dedim ki ‘İyi, ben bunu öğreniyorum.’ Daha sonra ben bunu yaymam ve dağıtmam lazım dedim. Aslında yayılmasına katkıda bulunmam lazım. Hem öğrendim hem de öğrendiğimi herkesle paylaşmaya başladım. Derken biranda dünyanın her yerinden geniş bir ağımız oldu. Bunun üzerine biz Facebook üzerinden eğitim grupları oluşturmaya başladık. Patoloji bilimi ile ilgili her şeyi oralarda paylaşmaya başladık” şeklinde konuştu.

“PATOLOJİYİ TANITMAK İÇİN BİLİM FESTİVALİ’NE KATILDIK”

Sorumluluklarının çok büyük olduğundan bahseden Oltulu; “Hem ülke içerisinde hem de ülke dışında çok kıymetli hocalarımız da var. Hocalarımız da destek verdi. Gece gündüz çalışıyoruz. Sürekli iletişim halinde kalıyorsunuz. Gece ikilere kadar çalışıyorsunuz. Önce bana The Pathologist Dergisi’nin editöründen ‘Tebrikler, çok güzel bir başarı. Finalist oldunuz’ diye bir mail geldi. Ben bir anda şaşırdım. Dedim herhalde oylama yapacaklar. Oylamayı beklerken birden dergi çıktı. Bir arkadaşım söyledi. ‘Dergi basılmış ve ismin var.’ Çok acayip bir his. Duyan hocalarımız, Rektörümüz, Dekanımız, fakülte hocalarımız, ailem hepsi yanımda oldu ve tebrik etti. Bir de haberden sonra vatandaşlarımızın tebrikleri o kadar güzel bir şey ki. Dedim bu ülkenin insanları ne kadar kıymetli. Onlara hizmet etmekten gurur duyuyorum. Bu ülkenin vatandaşı olmaktan, hizmet etmekten ve katkı sunmaktan çok mutluyum. Patolojiyi tanıtmak için Bilim Festivali’ne katıldık. Orada vatandaşlarımıza patolojinin ne olduğunu sordum. Alınan parçaların götürüldüğü ve tanı aldığı yer diye cevaplar aldım. Gerçekten vatandaşlarımızın tabirle çok doğru. İnsan vücudundan herhangi bir örnek alınır ve bizim laboratuarımıza gelir.  Bizim laboratuarımızdan çıkan sonuçlar, hastalarımızın eline rapor olarak döner. Laboratuarımıza gelişten hastalarımızın eline rapor olarak dönüşe kadar geçen zaman da o parçalar çeşitli işlemlerden geçer” ifadelerini kullandı.

“BİLGİDE CİMRİLİK YAPMAYALIM”

Dijital patoloji geleceğin patolojisidir diye anlatan Oltulu; “Biz çalışmalarımıza mikroskopta bakıyoruz. O mikro dünyayı görüyoruz ve ona göre bir rapor veriyoruz. Dijitalde de görüntü dijital ortama aktarılıyor. Daha önceden görüntü kalitesi çok düşüktü. Şuan ki son teknoloji ile birlikte görüntü kalitesi çok yüksek.  Mikroskop altındaki gördüğünüz görüntüsünün aynısını dijital ortamda görebiliyorsunuz. Dijital ortamın sağladığı avantajlardan bahsedecek olursak: birincisi dijital patoloji ortamına yüklediğiniz görüntüyü konstasyon için dünyanın istediğiniz yerindeki kişilere ve hocalara gönderebiliyorsunuz. Alanında çok etkin olan hocalara gönderip onlardan fikir alabilirsiniz. Hastanız burada, siz buradasınız ama dijital patoloji ortamında gönderebilirsiniz. İkincisi, eğitim için kullanabilirsiniz. Oturduğunuz yerden dijital ortamı açarak iletişim ağlarına bağlanarak dünyanın her yerindeki kişiler bu görüntülere bağlanıp hem sesinizden hem görüntünüzden birebir eğitimi alabilirsiniz. Mesela Amerika’da bir salonda hoca açıyor, siz Türkiye’den öbürü Hindistan’dan bir diğeri Avrupa’dan bağlanıp aynı anda o kişiden eğitim alabiliyorsunuz. Lokal ortamda burada asistan eğitimi veriyoruz. Mikroskopta en fazla 10 kişi bakar. Ama dijital ortama görüntüyü de ekrana yansıttığınız zaman o alandaki 40 kişi aynı anda görüntüyü görebilir. Dijital patoloji çok önemli bir alan. Bu konuda da çok olumlu dönüşler alıyoruz. Çalışmayı, öğrenmeyi ve öğrendiğimi de paylaşmayı seviyorum. Herkesin de öyle olmasını isterim. Öğrensin ve öğrendiğini gelecek nesillere aktarsın. Öğrencilerime de bunu aktarıyorum. Bilgide cimrilik yapmayalım. Daha da çok paylaşalım. İyilikler, güzellikler, çalışkanlıklar yayılsın. Ufacık bir katkım oluyorsa ne mutlu bana. Tek istediğim bu.” dedi.

YİĞİT BERKAY ÇOPUR-GÜLŞEN YILMAZ / YENİ HABER GAZETESİ