Erdoğan, büyükelçilere hitap etti

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (3)- "PKK denen çıbanbaşını Irak topraklarından kopartıp atmakta kararlıyız"- "1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulması ve tanınması artık bir tercih
Erdoğan, büyükelçilere hitap etti

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "PKK denen çıbanbaşını Irak topraklarından kopartıp atmakta kararlıyız." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 11. Büyükelçiler Konferansı katılımcılarına verilen öğle yemeğinde yaptığı konuşmada, Musul ve Basra'daki başkonsoloslukların yakında yeniden açılacağını söyledi.

Kerkük ve Necef'te de başkonsolosluk açma talebini, Irak makamlarına ilettiklerini bildiren Erdoğan, Erbil Başkonsolosluğunda görevli Osman Köse'nin kalleş bir saldırıda şehit olduğunu hatırlattı. Köse'ye Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, istihbarat birimlerinin çalışması, Irak Merkezi Yönetimi ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin desteğiyle Köse'nin kanını yerde bırakmadıklarını dile getirdi. Erdoğan, terör eyleminin faillerinin yakalandığını, başarılı bir operasyonla etkisiz hale getirildiğini anımsattı.

"PKK denen çıbanbaşını Irak topraklarından kopartıp atmakta kararlıyız." diyen Erdoğan, Irak'ın kuzeyinde yürütülen Pençe Harekatı'nın hedeflere uygun şekilde başarıyla ilerlediğini, Irak ve İran yönetimleriyle de terörle mücadele noktasında hemfikir olduklarını bildirdi.

İran'a yönelik azami baskı politikasının, Türkiye'nin ve bölge ülkelerinin ekonomilerine zarar verdiğine dikkati çeken Erdoğan, tek taraflı yaptırımların, sivil halkı cezalandırmanın dışında bugüne kadar hiçbir etkisinin olmadığını kaydetti.

Erdoğan, İran'da da yaptırımların işe yaramayacağına, sorunlarını ancak diyalogla çözüme ulaşacağına inandıklarını vurguladı.

Filistin meselesinin bölgenin kanayan yarası olmaya devam ettiğinin altını çizen Erdoğan, bu meselenin tek taraflı tasarruflarla daha da körüklendiğini söyledi.

- "Filistin devletinin kurulması ve tanınması mecburiyettir"

Bölgede kalıcı barışın teminatı olan iki devletli çözüm vizyonunun son dönemde benzeri görülmemiş şekilde tehdit altında olduğunu bildiren Erdoğan, İsrail'in hukuk tanımayan işgal, zulüm ve yıkım politikasının yanı sıra bazı dış aktörlerin müdahalelerinin de barış umutlarını baltaladığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulması ve tanınması artık bir tercih değil mecburiyettir. Filistinlilerin vazgeçilmez haklarını göz ardı edecek hiçbir plan uluslararası kamuoyu nezdinde kabul görmeyecektir. Türkiye olarak, Filistin meselesinde sonuna kadar adalet ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz. İlk kıblemiz, göz bebeğimiz Kudüs'ü işgalcilerin insafına asla terk etmeyeceğiz. Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa'nın güvenliği için Doğu Akdeniz'in istikrarı da önemlidir. Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'de istikrar, ancak Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve çıkarlarının gözetilmesi ile mümkündür. Bu bölgede sondaj adı altında yürütülen gaz ve sabotaj girişimlerine kayıtsız kalamayız. Hem ülkemizin hem de Kıbrıslı Türklerin meşru haklarını sonuna kadar koruyacağız. Türk dünyası ile bağlarımızı yeniden tahkim ediyoruz. Türk Konseyinin 10. yıl dönümünü ekim ayında Azerbaycan'da kutlayacağız."

Afrika ile ilişkilerde yakalanan ivmenin güçlenerek devam ettiğini ifade eden Erdoğan, 2020'de Türkiye'de düzenlenecek 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi ile gelecek yılların yol haritasının belirleneceğini aktardı.

Erdoğan, Latin Amerika ve Karayipler Eylem Planı'ndaki hedefleri adım adım gerçekleştirdiklerini, Güneydoğu Asya ve Pasifik Bölgesi'nin özellikle dış politikalarındaki öneminin ve ağırlığının günden güne arttığını vurguladı.

Asya bölgesinde, bölgeye yönelik "Yeniden Asya" adıyla bir açılım politikasını hayata geçirmeyi planladıklarını anlatan Erdoğan, benzer şekilde son günlerde Keşmir'de yaşanan kaygı verici hadiseleri yakından takip ettiklerini belirtti.

Pakistan Başbakanı İmran Han ile dün verimli bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini bildiren Erdoğan, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile de görüşerek gerilimin azaltılması için çaba harcayacaklarını dile getirdi.

Balkanlarda istikrarı, refahı ve Avrupa Atlantik kurumlarıyla bütünleşme sürecini de kararlılıkla desteklemeye devam edeceklerine değinen Erdoğan, bu yıl içinde Yeni Zelanda ve Sri Lanka'da yaşanan saldırıların, terör ve radikalizmin ulaştığı noktayı açıkça gözler önüne serdiğine dikkati çekti.

Erdoğan, önceki gün ve dün ABD'de meydana gelen menfur eylemlerin de ırkçı terörün kanlı yüzünü tüm dünyaya gösterdiğini söyleyerek, şunları kaydetti:

"Teröristi, rengine, ideolojisine, etnik kimliğine göre ayırma yanlışından artık vazgeçilmelidir. Ne 2011 yılında 77 insanın hayatına mal olan Breivik katliamı ne de 52 kardeşimizi şehit verdiğimiz Christchurch vahşeti, Neo-Nazi tehdidinin anlaşılmasını sağlamıştır. DEAŞ'la nasıl mücadele ediliyorsa PYD, YPG, FETÖ veya Neo-Nazi terör yapılarıyla aynı şekilde mücadele edilmelidir. Bakınız biz, Solingen'de ve NSU cinayetlerinde vatandaşlarını ırkçı cinayetlere kurban vermiş bir ülkeyiz, böyle bir milletiz. Bugün 6 milyonu aşkın insanımız yurt dışında yaşıyor. Hemen her gün Avrupa'daki vatandaşlarımıza ait iş yerlerine, mescitlerine, evlerine yönelik saldırı haberleri alıyoruz. Yurt dışındaki insanlarımızın hak ve hukukunu savunmak, bizim ve devletimizin temsilcisi olan sizlerin en önemli görevidir. Irkçı saldırıların engellenmesi ve faillerin bulunması noktasında gereken her türlü çabayı göstermeliyiz."

Almanya'da işlenen NSU cinayetlerinin birileri tarafından "dönerci tarzı" yaftalarla önemsiz hale getirilmesine fırsat vermeyeceklerini belirten Erdoğan, "Türk toplumunun dil, din ve kültürümüzden uzaklaşmadan eşit vatandaşları olarak bulundukları ülkelerin siyasi, sosyal ve ekonomik hayatına katılmaları asimile olmadan entegre olmaları çok önemlidir." dedi.

Erdoğan konuşmasında büyükelçilere, "Sizlerden görev bölgelerinizdeki Türk diasporasına kol kanat germenizi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatandaşları olduklarını her bir kardeşimize hissettirmenizi istiyorum. Müslüman azınlıklarla soydaşlarımızla ülkemize muhabbet besleyen tüm kesimlerle irtibatınızı güçlendirmeniz gerekiyor." diye seslendi.

Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin mahkeme salonunda 25 dakika bütün hakimlerin önünde kıvranarak ölmesine seyirci olan bir dünyanın olamayacağının altını çizen Erdoğan, "Eşini defin hadisesine gitmesini müsaade etmeyenler, insanlıktan nasibini almamıştır. Sadece avukatı ve iki evladı ile beraber bir defin hadisesi ve düşünün ki vasiyeti olan 'köyüme beni defnedin.' Buna bile müsaade etmeyenler gelmişler devlet mezarlığına defnetmişlerdir. Bunlar, insanlıktan nasibini almamış olanlardır." ifadelerini kullandı.

- "Maşeri vicdan rahatlamayacak"

Cemal Kaşıkçı davasında da adaletin tecellisi için büyükelçilerden çalışmalarını isteyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu iki mesele, uluslararası toplum açısından bir turnusol kağıdıdır. Mursi'nin şehadetindeki sır perdesi kalkmadan, Kaşıkçı cinayetinin tüm sorumluları adalete hesap vermeden maşeri vicdan rahatlamayacaktır. Biz, bu meselelerde hasım üretme, husumet üretme peşinde değiliz. Biz ilkeli duruyoruz, net bir duruş sergiliyoruz. Sadece haktan, sadece haklıdan ve adaletten yana tavır alıyoruz. Siz değerli büyükelçilerimizden, bu değerlerden beslenen bir vizyon ve perspektifle hareket etmenizi bekliyorum."

Erdoğan, gelecek yıllarda Türkiye'yi dünya siyaset ve ekonomi çevrelerinin en önemli buluşma, konuşma, tartışma, fikir üretme merkezi haline getirmek için çeşitli adımlar atacaklarını dile getirerek, bu süreçte büyükelçilerin gayretlerinin de belirleyici olacağını söyledi.

Son 17 yılda diplomatların özverili çalışmalarının Türkiye'nin önünde yepyeni ufuklar açtığını ifade eden Erdoğan, Türk dış politikasının güç ve itibar kazandığını daha önce varlık göstermediği bölgelere açılım sağladığına işaret etti.

Erdoğan, ihracatın Cumhuriyet tarihinin en yüksek miktarlarına ulaştığına dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:

"İnşallah yakaladığımız bu ivmeyi artırarak devam ettireceğiz. Türkiye'yi hayalleri ve hedefleri ile mutlaka buluşturacağız. 11. Büyükelçiler Konferansı'nın ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Devletimizin ve Cumhurbaşkanlığının yurt dışındaki temsilcileri olarak mesleki tecrübeleriniz, yetkinliğiniz, özveriniz ve görev bilincinizle hem sahada hem de masada her engeli aşacağınıza inanıyorum. Görev yaptığınız ülkelere ve halklara bizim ve milletimizin samimi dostluk, kardeşlik mesajlarını iletmenizi rica ediyorum."

(Bitti)

Kaynak: