Erozyonla mücadelede "Karapınar" örneği

Etkili olan erozyon nedeniyle "toprağın bittiği yer" olarak nitelendirilen Konya'nın Karapınar ilçesinde 54 yıldır yürütülen erozyonla mücadele çalışmaları sayesinde 160 bin dekar alan çölleşmekten kurtarıldı
Erozyonla mücadelede "Karapınar" örneği

Etkili olan erozyon nedeniyle "toprağın bittiği yer" olarak nitelendirilen Konya'nın Karapınar ilçesinde 54 yıldır yürütülen örnek erozyonla mücadele çalışmaları sayesinde 160 bin dekar alan çölleşmeden kurtarıldı.

Karapınar bölgesinin iklim yönünden son derece kurak ve sıcak olması, yörede özellikle küçükbaş hayvancılığın yaygın olması ve bazı bitkilerin yöre halkı tarafından yakacak olarak kullanılması, 1960'lı yıllarda ilçede erozyonun etkisini artırdı. İlçede rüzgar erozyonu ile mücadeleye, 1962'de Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünü oluşturan kuruluşlardan biri olan TOPRAKSU Genel Müdürlüğü tarafından başlandı.

 İlk aşamada 160 bin dekarlık saha tel çitle çevrilerek kontrol altına alındı. Bu sahada erozyonu önleyici çalışmalara hız verildi.

Türk mühendisleri tarafından bu alanda rüzgarı kesmek için ilk önce su kamışından belli aralıklarla perdeler yapıldı. Rüzgarın hızı kısmen kesildikten sonra perdelerin arası otlandırılmaya başlandı. Bu aşamadan sonra toprak hareketini tamamen durdurmak amacıyla kalıcı önlem olarak ağaçlandırma çalışmalarına geçildi. Ağaçlandırma çalışmalarında yöreye has ve kurağa dayanıklı iğde, akasya, dişbudak, karaağaç ve akçaağaç çeşitleri kullanıldı.

- "Dünyaya örnek gösterilecek bir proje haline geldi"

Toprak Su ve Çölleşme ile Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürü Durmuş Ali Çarkacı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yüzde 49'unun çölleşme riski altında olduğunu söyledi.

Iğdır'dan başlayarak, Batman, Urfa-Ceylanpınar, Kayseri-Yeşilhisar,Konya-Karapınar, Eskişehir ve Sakarya'da bir rüzgar hattı bulunduğunu belirten Çarkacı, "Türkiye'deki toplam rüzgar erozyon alanının yüzde 70'i ilimizde yer alıyor. Bu alanda yer alan 160 bin dekar alan çölleşmeden kurtarıldı. Karapınar, dünyaya örnek gösterilecek bir proje haline geldi. Çin'in çölleşme olan bir bölgesinde Karapınar projesinin aynısı uygulandı." dedi.

Çarkacı, bölgede rüzgarın sürekli estiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Yeniden erozyon olmasın diye çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Erozyon önleme çalışmalarımızla kum hareketi durdurulunca doğal flora yeniden canlandı; karaçam ve yabani badem gibi bitkiler gelişti. Ayrıca çalışmalar sırasında tepe eteklerine 700 bin adet badem ile çok sayıda çam ve sedir dikildi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Toprak Su ve Çölleşme ile Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne bağlı Çölleşme ve Erozyon Araştırma Merkezi bölgedeki ıslah çalışmalarına devam etmektedir. Koruma, kontrol, üretim ve araştırma çalışmaları sürmektedir."

- "Tarla, mera ve orman ekosisteminin bir arada gözlenebildiği tek yer"

Bir yandan proje alanını koruma, diğer yandan da farklı bitki ve yöntemlerle yaptıkları çalışmaları çiftçilere gösterme uğraşında olduklarını aktaran Çarkacı, şöyle devam etti:

"Burası, tarla, orman ve mera ekosisteminin bir arada gözlenebildiği dünyadaki tek yer. Bu alanda ciddi yaban hayatı da var. O yüzden proje alanı çok kıymetli. Ciddi anlamda yerli ve yabancı ziyaretçiler de geliyor. Onlara sadece sahayı gezdirmemiz yetiyor. Buraları görünce ve yaptığımız çalışmaları dinleyince gerçekten çok şaşırıyorlar."

Dünyada 4 milyar hektarın üzerinde alanın ve 1,5 milyar nüfusun arazi bozulumu ile çölleşmeden etkilendiğini anımsatan Çarkacı, her yıl 17 Haziran'ın dünyada "Çölleşme ile Mücadele Günü" olarak kutlandığını dile getirdi.