Ramazan ayının ilk günlerinden itibaren sosyal medya aracılığı ile Batılı emperyallerin son dönemde ki yine o bildik kurgu ve algı merkezli operasyonları  ile Türkiye ‘deki Milliyetçiler üzerinden D. Türkistan mesajları verildi Komünist Çin Yönetimine..

Kimileri Beyazıt meydanın da  gerçekleştirdikleri sözüm ona son derece trajik _ komik eylemler ve basın açıklamalarının ardından etrafında gördüğü her çekik gözlüyü ÇİNLİ zan etmenin cahilliğiyle saldırdı  Çekik  gözlü  Turistlere..

Kimileri ise İstanbul da ki Çin Lokantasına saldırı yaparak içeride çalışan Uygurlu Türkleri ve Japon aşçıyı öldüresiye dövdü..

Kimileri ise Çin Büyükelçiliği önün de Çin Bayraklarını yakarak dünyanın dev ekonomisini dize getirdi…

D. Türkistan bayrağını alan mikrofonu kaptı ve ZALİMSİN ÇİN..KATİLSİN ÇİN…HAİNSİN ÇİN diye bas bas bağırdı..

Her yaşamsal ve toplumsal geleceğimizi ve dünya mazlum coğrafyalarda yaşayan insanların sorunlarına gösterdiğimiz o son derece basit ve derinlik içermeyen ve meselenin geri planını anlamaktan aciz ve politik ve fanatik söylemlerle ne  yaptık aslında biliyormusunuz ..?

Evvela siyasal nutuklar attık..

Nefsimizi tatmin ettik..

Nasıl yaktık Çin Bayrağını dedik.  Beyler kontrolsüz ve fanatik Milliyetçi söylemlerle bu güne kadar hangi sorunu hallettik de böylesine önemli bir sorunu halledeceğiz..

Yeri gelmişken söylemeden de geçmek istemedim;

Geçen Ramazan ayında İsrailli jetler Gazze’ye bomba yağdırırken de ülke ve millet olarak İsrail mallarını  ve sözüm ona o meşhur içecek firmasını boykot ediyorduk değil mi..?

Ne oldu boykot.. Nerde kaldı Tepkimiz.. Saman alevi gibiyiz değil mi  ..?

Artık hala anlamadık mı duygusal ve anlık reflekssel tepkilerle hiçbir iç ve dış sorunu çözemediğimizi..

 Bazen yeri geliyor bu yönde çıkışları devlet idarecileri bile yapma noktasına geliyor…

Yeryüzün de an itibari ile hiçbir sorun bu şekilde çözülmez..

                                PEKİ YA ÇÖZÜM diyeceksiniz..?

Çözüme giden yol ;sorunun sağlıklı tespitinden geçmektedir..

Acaba biz önümüzde sahnelenen oyunun back raundun da ki oyun kurucuları biliyor muyuz ,ya da bilmek istiyor muyuz..?

Dostlar;

ÇİN zalimdir… Katildir… Emperyaldir… Uygurlu Türklere yönelik Asimilasyon politikaları uygulamaktadır.

Peki ya 2006 yılında hazırlıklarına başlanılan ve 2013 yılın da ihaleye çıkarılan uzun menzilli hava savunma sistemi FD_2000 Füze Radar ihalesinin Çinli şirkette kalması üzerine Türkiye üzerinde siyasal baskılarını artıran ve hatta işi tehdit boyutuna getiren ABD ve AB  ülkeleri  katil değil mi…?   Zalim değil mi..?    Emperyal değil mi..?

Uygurlu Türkler üzerinde küresel güçler güç mücadelesine girmişken sözde milliyetçi ve kontrolsüz ,duygusal tepkilerle Komünist Çin’i kınarken kapitalist Batılı ülkelerin ekmeğine yağ sürmek de neyin nesi…?

Uygurlu kardeşlerimize böyle yaklaşmak demek Komist Çin yönetiminin  baskı ve işkencelerinden kurtarıp ,kapitalist ABD ve Batılı güçlere teslim etmek demektir..

Lütfen artık aklımızı başımıza alalım.. Devlet olarak ve millet olarak da..Ve biraz sabır edelim..

Her kez belinde ki silahı kadar konuşur…

Bu sorun kısa vadeli programlarla değil hele ki saçma sapan gösteri ve basın açıklamaları ile hiç  çözülemez..

Çözüm; Sende. Bende. Biz de..

Çözüm;

Büyük ve Güçlü bir Türkiye ‘de..