FETÖ’de Erdoğan’a beddua 2012’de başlamış

Konya'da yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturmasında bilgi sahibi olarak ifadesine başvurulan kişiler, örgütün yapılanmasını emniyette anlattı.
FETÖ’de Erdoğan’a beddua  2012’de başlamış

Örgüt içinde mütevelli denen yapıda görev yapan ve itirafçı olarak bilgisine başvurulan M.S., 17/25 Aralık operasyonundan 2 yıl önce örgüt içinde Recep Tayyip Erdoğan’a karşı düşmanlık girişimlerinin başladığını, her ortamda Tayyip Erdoğan’a topluca beddua edildiğini söyledi. İtirafçı MS ifadelerinden bir kısmı şöyle;

“2012 yılının Sömestr tatiline denk gelen bir dönem içerisinde Konya ilinde Veterinerlik Fakültesinde okuyan “şakirt” diye tabir edilen öğrenciler Beyşehir ilçesinde bir öğrenci yurdunda 15 günlük bir kampa girdiler. Bu dönem içerisinde benim gibi mütevelli olan Necati ALTUN ve başımızda adını şu anda hatırlamadığım, uzun boylu, hafif sarışın Antalya’lı ve kendisinin öğretmen olduğunu söyleyen bir hoca ile birlikte öğrencilere yemek vermek üzere Beyşehir ilçesine gittik. Öğrencilere yemek dağıtımı bittikten sonra toplu kılınan öğle namazına müteakip orada bulunanlara matbu bir kağıt dağıtıldı. Kağıda baktığımda açıkça o dönemin başbakanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ı işaret eden, Fetullah GÜLEN’in basına da yansımış olan bedduasından çok daha ağır bir beddua yazılıydı.

 Bu bedduayı oradaki öğrencilerden biri yüksek sesle okudu ve orada bulunan herkes bu bedduaya “amin” dedi. Ben o anda adeta dumura uğradım ve bu duruma çok üzülerek ellerimi indirip dizlerimin üzerine koydum. Orada karar vererek bu cemaati terk etmeye karar verdim. Bu beddua olayından önceki tarihlerde hocalar “uzun adam Ak partinin başından gidecek, yerine gelecek kişi cemaate çok büyük katkılarda bulunacak” şeklinde söylemlerde bulunuyorlardı. Ben bu Beyşehir ilçesinde anlatmış olduğum beddua olayından sonra cemaatle ilişkilerimi kestim.

Ancak yukarıda bahsettiğim ve mütevelli içerisinde bulunan Necati ALTUN ile Antalya’lı hoca sık sık işyerime gelerek tekrar beni yemeğe çağırdılar. Yardım yapmam konusunda ısrar ettiler. Ben her seferinde bu teklifler reddettim. Bu gidiş gelişler esnasında 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylardan Ekmeleddin İHSANOĞLU’na oy vermem konusunda telkinlerde bulundular. Ayrıca; yine 2014 yılındaki yerel seçimler öncesi CHP’ye oy vermem konusunda telkinlerde bulundular. Ancak ben bu telkinlerin hiç birisine itibar etmedim. Beyşehir ilçesindeki beddua olayı nedeniyle cemaatle ilişkimi kestikten sonra ilerleyen tarihlerde Fetullah Gülen’in yapmış olduğu beddua basına da yansımıştır. Bu beddua ile ilgili yayınlanma iradesinin bizzat Fetullah Gülen’den çıktığını yanıma gelip giden bu şahıslardan da duydum.

Bu olay benim buradan kopmamın ne kadar yerinde olduğunu bir daha teyit etmiş oldu. Daha önceleri cemaat içerisinde bulunan benim gibi pek çok insan gelişen olumsuz olayların Fetullah GÜLEN’in bilgisi dışında münferit olarak başka şahıslar tarafından gerçekleştirildiğini düşünüyordu. Ben de bu videonun bizzat Fetullah GÜLEN’in talimatı ile yayına sokulduğunu öğrenmem üzerine artık onun bilgisi dışında hiçbir şeyin yapılamayacağına kanaat getirdim. Dolayısıyla Beyşehir ilçesinde gerçekleştirilen toplu beddua eyleminin de Fetullah Gülen’in talimatı ile olduğunu düşünüyorum.