"Geçim Kaynağını Desteklemede İyi Örnekler" konferansı

Hayata Destek Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Erkutlu: - "Türkiye'de yaşayan Suriyeli nüfusun ekonomiye katılımının Suriye'nin geleceğinin inşası için de bir o kadar elzem olduğunu düşünüyoruz. Geçim kaynakları için özellikle genç kesimlere olanak y
"Geçim Kaynağını Desteklemede İyi Örnekler" konferansı

İSTANBUL (AA) - Hayata Destek Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Erkutlu, Türkiye'de yaşayan Suriyeli nüfusun ekonomiye katılımının Suriye'nin geleceğinin inşası için de çok önemli olduğunu söyledi.

Hayata Destek Derneği, İsviçre Kalkınma ve İşbirliği Ajansı (SDC) ve İngiltere merkezli Çocukları Kurtarın Vakfı (Save The Children) iş birliğiyle Şişli'deki bir otelde "Geçim Kaynağını Desteklemede İyi Örnekler Konferansı" düzenlendi.

Gökhan Erkutlu konferansta, Suriye kriziyle bağlantılı olarak 2012'den bu yana insani yardım çalışmalarında bulunan derneğin, 2017'den itibaren yapılan yardımlardan bağımsız olarak ihtiyaç sahiplerini kendi ayakları üzerinde durabilir hale getirmek için geçim kaynaklarıyla ilgili çalışmalara yöneldiğini belirtti.

Geçim kaynakları alanında yaptıkları projelerle iş edindirdikleri bir kişiyle ailesinin ekonomik anlamda insani yardım sistemiyle bağlarını koparabildiğine ve temel ihtiyaçlarını karşılayabilir hale geldiğine işaret eden Erkutlu, "Kayıtlı bir istihdamla ailesinin sağlık ihtiyaçlarını karşılarken, çocuğu işe değil okula gidebiliyor. Geçim kaynağı yarattığımızda onları hem korumuş hem de yeni hayatlarına uyumları için destek sağlamış oluyoruz." dedi.

Türkiye'de yaşayan Suriyeli nüfusun ekonomiye katılımının Suriye'nin geleceğinin inşası için de elzem olduğunu düşündüklerini belirten Erkutlu, "Sığındıkları ülkede iş piyasasına dahil olan bireylerin, krizler sonrasında ülkelerinin yeniden inşasında kaynak yarattığı tecrübeyle sabit. Geçim kaynakları için özellikle genç kesimlere olanak yaratmak, halihazırda sosyal güvencesi olmadan çalışan insanları yasal düzleme çekmek bu anlamda çok önemli." diye konuştu.

- "İsviçre, mülteci yardımlarına destek olmaya devam edecek"

SDC Ankara Ofisi Müdürü Stella Haxhi de 5 milyondan fazla Suriyeli vatandaşın yoğun olarak Ürdün, Türkiye ve Lübnan'da bulunduğunu söyledi.

İnsani yardıma ihtiyaç sayısının her zamankinden daha yüksek olduğuna dikkati çeken Haxhi, Türkiye'nin şu anda 3,6 milyonun üzerindeki Suriyeli vatandaşa ev sahipliği yaptığını belirtti.

İsviçre'de Ocak 2019'da yürürlüğe giren yeni bir programın eğitim, gelir, barışı oluşturma ve çatışma hassasiyeti konularına odaklandığını aktaran Haxhi, şöyle devam etti:

"Türkiye'de bizim gördüğümüz katkılar, mültecilere yönelik projelerin desteklenmesi, Güneydoğu'daki mültecilerin güçlendirilmesi, geçim kaynağı pazarına çok fazla müdahale edilmeden yapıldığı. Ankara'daki ofislerin kalkınma yerine insani yardıma odaklanıyor olması bu durumun sebebi. Ancak insani yardımla kalkınma arasındaki bağlantı çok güçlüdür. İsviçre de mülteci sisteminin Ankara'daki kurumlarına yardımcı olarak burada yönetişimi sağlıyor. 2022 yılına kadar -ki bu stratejinin değişeceği yıl- İsviçre mülteci yardımlarına destek olmaya, korumanın kolaylaştırılması ve dirençliliğin arttırılması için çalışmaya devam edecektir."

- "Sürdürülebilir çözümleri bu insanların hayatlarına sokmak en iyi çözüm"

Çocukları Kurtarın Vakfı (Save The Children) Dış İlişkiler Müdürü ve Türkiye Yasal Temsilcisi Oben Çoban ise yüz binlerce çocuğu anne babasız, evsiz, aşsız ve umutsuz bırakan 8 yıllık Suriye iç savaşının mutlak kaybedeninin Türkiye'de ağırlanan 1,5 milyonu aşkın 18 yaş altı Suriyeli genç ve çocuk olduğunu söyledi.

Vakfın 2013 yılından bu yana Suriyelilere destek verdiğini anlatan Çoban, bu 6 yıl zarfında umulmadık noktalarda evrimleşen ve başka ihtiyaçları ortaya çıkaran Suriye krizinin 4 milyonu aşkın insanı kısa ve orta vadede birçok sorunla yüzleşmeye zorladığını ifade etti.

Çoban, "Sürdürülebilir çözümleri bu insanların hayatlarına sokmak ve onları nitelikli birer etki unsuruna dönüştürmek şu aşamada sahip olduğumuz tek ve en iyi çözümdür. Bir çocuğun tüm dünyayı değiştirebileceğine inanıyoruz. Bu vesileyle tüm donör ve paydaşlara destek çağrımızı yineliyoruz." diye konuştu.

- "Çocuk işçiliğin azaltılmasında önemli dönüşler sağladık"

Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği (UNCHR) İstanbul Saha Ofisi Müdürü Selen Elif Ay ise hem ülke vatandaşları hem de savaş ve doğal afet gibi nedenlerle ülkesinden ayrılarak Türkiye'ye gelen kişiler için geçim kaynakları konusunda yürüttükleri faaliyetlere değindi.

İstanbul'da Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi Vakfı (WALD) ile yürüttükleri "Sosyal Koruma Projesi" kapsamında 12 ilçe belediyesi bünyesinde sosyal koruma masalarını faaliyete geçirdiklerine işaret eden Ay, şunları anlattı:

"Bu masalarda görev alan avukat, personel ve sosyal çalışmacılarla mültecilerin bireysel vaka takiplerini yaparak İstanbul'da sağlanan hizmetlere erişimlerini kolaylaştırıyoruz. Kayıtsız iş yerleri meselesinin çözümü için ilçe belediyeleri zabıta desteğiyle mülteci iş yerlerinin ruhsatlandırılması projesini hayata geçirdik. Mültecilerin kurdukları iş yerleri için hukuki danışmanlık veriyor, vergi levhası alımı, noter işlemleri, oda kaydı, çalışma izni başvurusu, ruhsat başvurusu gibi konularda danışmanlık ve maddi destek sağlıyoruz."

Konferansta, geçim kaynağını destekleme konusunda örnek çalışmalar sergileyen dernek, kurum ve kuruluşların iyi örnek sunumları yapılırken, "İş Gücüne Katılım ve İstihdam Edilebilirlik" başlıklı oturum da gerçekleştirildi.

Kaynak: