Gülen Amerika’yı Müslüman yapmak için oradaymış!

Konya'da yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında ifadelerine başvurulan iş adamları’nın bazılarının ifadeleri tam anlamıyla güler misin, ağlar mısın cinsinden. İş adamı M.T ifadesinde "Fetullah neden Amerika’da yaşıyor, sorusuna, Amerika’yı Müslüman yapmak için orada" yanıtı aldığını söyledi.  

Konya'da yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında ifadelerine başvurulan iş adamları’nın bazılarının ifadeleri tam anlamıyla Güler misin? Ağlar mısın? Cinsinden. İş adamı M.T ifadesinde ‘Fetullah neden Amerika’da yaşıyor diye sorduğunda kendisine, Amerika’yı Müslüman yapmak için orada” yanıtı aldığını söyledi. 

“UZUN SÜRELİ AĞLAMA SEANSLARI DÜZENLENİRDİ”

Konya'da yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında ifadelerine başvurulan iş adamları’ndan M.T’nin ifadesindeki bir ayrıntı Örgüt üyelerinin nasıl açıkça ve basitçe kandırıldığını gözler önüne serdi.

İş Adamı M.T.; 

“Beni Fetullah GÜLEN cemaatinin düzenlemiş olduğu dini sohbetlere davet ettiler şu an yerini tam olarak hatırlamadığım Nalçacı caddesinde bulunan bir eve gittik burada Hüseyin ÜNAL, kardeşim E. T., hafriyat işi yapan Muhammet isimli şahıs, yapı denetimi işiyle uğraşan Ahmet isimli şahıs ve şu an hatırlamadığım birkaç kişi daha vardı.  ilk sohbet hocamız Sami isimli hocaydı bu sohbet toplantılarında Risale-i Nur kitaplarından hazırlanarak getirilen bölümler okunur daha sonra Fetullah GÜLEN’in CD’leri izlenir, Fetullah GÜLEN cemaatinin yurt içi ve yurt dışında yapmış olduğu faaliyetler gösterilir ve sohbete gelen kişilerin daha fazla etkilenmesi için çok abartılı şekilde ve uzun süreli ağlama seansları yapılırdı.

“KENDİ KİTAPLARINI KUR’AN-I KERİMDEN DAHA ÖNDE TUTTUKLARINI DÜŞÜNÜYORDUK”

“Bu sohbetler bu şekilde sohbete katılan kişilerin evlerinde yapılarak devam etmeye başladı, sohbet hocamız yaklaşık olarak bir iki ay sonra değişti.  Sami hocanın yerine Nuh hoca gelmeye başladı. Sohbetler esnasında Fetullah Gülen cemaatiyle ilgili çoğu konuda Nuh hocayla tartıştığımız olurdu, sohbetlerde Kuran-ı Kerim okunmaması, devamlı Fetullah Gülen den bahsedilmesi, Risale-i Nur kitaplarının Kuran-ı Kerim’den daha fazla ön planda tutulması, dershanelerin kapatılması konuları gibi konularla ilgili tartışmalarımız olurdu hatta dershanelerin kapatılma kararının alınmasından sonraki bir sohbette Nuh hocayla dershaneler konusunda tartıştık, ben ve kardeşim E.  dershanelerin kapatılmasının normal olduğunu söyleyince Nuh hoca bize bu akşamlık bu sohbet yeterli diyerek sohbeti erkenden bitirdi. Bu şekilde aklıma yatmayan mantığımın almadığı konuları dile getirdiğimiz için ben ve kardeşim Emre pek sevilmezdik fakat maddi yardımda bulunduğumuz için bizi bırakmak istemiyorlardı.

AMERİKA’YI MÜSLÜMANLAŞTIRMAK İÇİN ORADA

 “Sohbetler esnasında bir gün Nuh hocaya Fetullah GÜLEN’in neden Amerika da kaldığını Türkiye’ye neden gelmediğini bu durumu benim mantığımın almadığını sorunca Nuh hoca Peygamber efendimizin hayatından örnekler göstererek Peygamber efendimizin Mekke de kaldığı süre içerisinde en fazla 5 kişiyi Müslüman edebildiğini daha sonra Medine’ye Hicret ettiğini Medine halkının çok zengin olduğunu oradaki zengin ve nüfuzlu insanlara Müslümanlığı kabul ettirince Medine de islamiyet’in daha hızlı yayıldığını söyleyerek Fetullah Gülen’i Peygamber efendimizle kıyaslayarak Amerika da kalma nedeninin Amerika’nın dünyayı yöneten çok büyük bir ülke olduğunu Fetullah GÜLEN’in de Amerika’yı Müslümanlaştırmak için bulunduğunu söyledi, yine bir sohbet toplantısında kim olduğunu hatırlamadığım bir sohbet hocası mahşer gününde Fetullah Gülen’in cehennemin kapısının önünde durup kendi cemaatinden ve kendi cemaatinden olmasa dahi kendi cemaatine iğne ucu kadar yardım etmiş kişilerin cehenneme girmesine izin vermeyerek cennete alacağını anlatmıştı, bu örnekler gibi dinimiz ile ilgisi olmayan kendi kafa yapıları ve düşünce yapılarına uygun şeyler anlatınca hocalarla çok tartışmalarımız oluyordu” 

İSMAİL POÇAN / YENİ HABER GAZETESİ