Dr. Ramazan Tuzla

Dr. Ramazan Tuzla

Halkla ilişkiler çalışanının hakla ilişkileri-2

Halkla ilişkiler çalışanının hakla ilişkileri-2

Dizi yazılar, benim gibi kalemi zayıf olanların başvurduğu bir yoldur ve az söz ile çok şey anlatamayan ben, çok söz ile az bir şeyler aktarmaya çalışıyorum.

Hakkınızı helal ediniz.

Haktan devam ediyoruz.

Halkla ilişkiler çalışanı, hak meselesine en doğru yerden bakmak zorundadır.

Aynı sektörde faaliyet gösteren rakiplerine karşı sergileyeceği tavır, rakiplerinin hukukunu haksız yere ihlâl etmemelidir.

Rakip ürün ve hizmetlere yönelik gerçeğe aykırı bilgi aktarımları, firmayı sektöründe öne çıkaracak atılımlar gibi görünse de, gerçekte kendi firmasını sekteye uğratacak hak ihlâlleridir.

Halkla ilişkiler çalışanı, en büyük kazancın itibar olduğunu bilmek zorundadır ve her fiilinde bu itibarı koruma maksadını ortaya koymak zorundadır.

Son zamanlarda firmalar tarafından uygulanan kelime oyunları, başarılı bir halkla ilişkiler ve reklam çalışması olarak görülmekte ancak firmanın itibarını kemiren dişlerin bu oyunlar olduğu unutulmaktadır.

“Kapatıyoruz” şeklinde kocaman bir afiş işletmenin önüne asılmakta, bu afişin önüne ya da üstüne çok küçük harflerle “mağazanın cam reyonunu” ifadesi kullanılarak işletmeye anlık müşteri çekme yöntemleri uygulanmaktadır.

Aynı şekilde “bitiriyoruz” şeklinde asılan kocaman afişler, içinde “evinizin boya ihtiyacını” şeklindeki ifadeleri barındırarak benzer amaca hizmet etmektedir.

Bunların her biri halkla ilişkiler faaliyeti niteliğindedir ancak bunu yapan halkla ilişkiler çalışanı, tükenen değerin işletme itibarı olduğunu görmek zorundadır. Aksi halde, bir işletmenin sonunu hazırladığından ve aynı zamanda kendi sonunu da hazırladığından haberdar olması için fazla beklemek zorunda kalmayacaktır.

Halkla ilişkiler çalışanının görevi, bir balon meydana getirmek değildir. Kurumuna karşı asli sorumluluğu, kurum itibarının doğru bir enformasyon ile korunması ve haksız rekabet fiilleri içine girmeden, sektöründe firmanın bir adım öne taşınmasıdır.

Hak gözeten bir halkla ilişkiler çalışanının, kurumsal yapı içindeki en önemli değerlerden biri olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Halkla ilişkiler görevlisi anlatmakla mükelleftir, aldatmakla değil.

Anlatamayacağı şeyler var ise, susması da abes karşılanmaz. Açıklık ve şeffaflık adına her durumun ifşa edilmesi, kurumsal yapılar açısından büyük bir tehlikedir. Halkla ilişkiler görevlisi, dürüstlük adına, işletmesinin mahremiyetine halel getirecek tavırlardan da uzak durmak zorundadır.

“Elçiye zeval olmaz” sözü; olanı anlatmayı, olmayanı söze katmamayı, elçi olarak görevlendirene de sadâkati ifade etmektedir ve halkla ilişkiler görevlisinin düsturu olmaya namzet bir sözdür.

“Hak deyince akan sular durur” diyen atalarımız, binlerce sayfada anlatılacak bir olguyu tek bir hükme sığdırmışlardır.

Halkla ilişkinin en temel kriteri karşılıklı hakların gözetilmesi ve korunmasıdır.

Halkla ilişkiler çalışanının hak ile ilişkileri, kendini kurtarması açısından da çok önem taşımaktadır.

‘Kendini kurtarma’ kavramını, ukbayı da hesaba katarak değerlendirmek gerektiğini unutmayalım.

Duânızı eksik etmeyin efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Dr. Ramazan Tuzla Arşivi
SON YAZILAR