'Hangimizi yakalarlarsa şehit edeceklerdi'

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, hangimizi yakalarlarsa infaz edecekler, şehit edeceklerdi. Hesaplar tamamdı, ama hesap masada durduğu gibi meydanda durmuyor. Millet, darbeye karşı 'dur' dedi." dedi.
'Hangimizi yakalarlarsa şehit edeceklerdi'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Ordu'nun Ünye ilçe meydanında,FETÖ'nün darbe girişimine karşı demokrasi nöbetini sürdüren Ünyeli vatandaşlara hitap etti.

Ünyelilerin üç haftadır meydanlarda olduğunu belirten Kurtulmuş, 15 Temmuz'dan itibaren hiçbir şekilde geri atım atmadan, hiçbir şekilde vazgeçmeden milletine, vatanına, bayrağına, ülkesine sahip çıkan Ünyelilere teşekkür etti.

Türkiye'de geçmişte nice darbelerin, darbe teşebbüslerinin, Başbakan Adnan Menderes'in asıldığı darbelerin olduğunu anlatan Kurtulmuş, bütün bunların hepsinde milletin evine çekildiğini, sustuğunu, Menderes asılırken elinden bir şeyin gelmediğini ve dua ettiğini, sahte mahkemeyi yapanlara lanet ettiğini söyledi.

"Olağanüstü yüksek kahramanlık destanları yazdılar"

Milletin, 28 Şubat'ta mücadele ettiğini, ancak büyük bir post modern darbeyle karşı karşıya kaldığını ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Şimdi yine aynı şey olacak zannettiler. Bu millet korkacak, üç-beş tane çapulcudan korkacak, geri adım atacak, evine çekilecek ve demokrasiye sahip çıkmayacak zannettiler. Çünkü o kadar çok şey biliyoruz ki o darbe gecesine ilişkin; hesaplarında bir eksik, noksan yoktu, güçleri, destekleri tamdı, topları, tüfekleri, uçakları vardı. Nereye, kimi sıkı yönetim komutanı olarak atayacaklarını, nereye kimi getireceklerini iyi hesap etmişlerdi. Çok cezaevi hesabı yapmamışlardı. Çünkü başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, hangimizi yakalarlarsa infaz edecekler, şehit edecekler, ortadan kaldıracaklardı. Hesaplar tamamdı, ama hesap masada durduğu gibi meydanda durmuyor. Millet, meydanlara çıktı, bu darbeye karşı 'dur' dedi, göğsünü siper etti, elinden gelen bütün mücadeleyi ortaya koydu ve 15 Temmuz akşamı, aydınlık bir güne doğdu."

"Türkiye'nin tarihini döndürdü"

Ordu'nun Kumru ilçesinden Nevzat Dik isimli genci yanına çağıran Kurtulmuş, Dik'e 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattırdı.

Kurtulmuş, "Darbeciler İstanbul'da Telekom'u işgal etmeye gitmiş. Nevzat da arkadaşlarıyla oraya gitmiş. Daha sonra tankı ele geçirmişler, onların elinde tank kalmasın diye, Kumrulu Nevzat tanka binmiş, tankı, polis karakolunun önüne park etmiş. Nevzat'ın bütün bildiği, askerliği tankçı olarak yapmış. İşte kahraman asker budur. O tankı, halkın üstüne doğrultup, insanların bedenlerini yararak, ikiye bölerek geçenlerse insan müsveddesi, eşkıya, FETÖ çetelerinin uşaklarıdır." diye konuştu.

Milletin, 15 Temmuz akşamında büyük bir destan yazdığını belirten Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Kim, elinden ne geliyorsa onu yaptı. Elinden hiçbir şey gelmeyen yaşlı ninelerimiz, amcalar edilen dualar, sokaklardaki o direniş, güçlü bir inançla meydana çıkan halkın o şanlı direnişi, Türkiye'nin tarihini döndürdü. Bu Anadolu toprakları nice büyük ihanetler görmüştür, ama 15 Temmuz akşamı görülen ihanet gibi büyük bir ihaneti yaşamadık. Fakirin fukaranın paralarıyla alınan uçaklar, silahlar halkın üzerine ateş açılarak kullanıldı. 238 masum, şehit edildi. Çok sayıda insanımız maalesef büyük bir mağduriyetin içine girdi. Şimdi, nasıl 15 Temmuz'da bu darbe teşebbüsünü döndürdüyse bu aziz millet, bunun hesabını bu FETÖ çetesinden mutlaka soracağız, burunlarından fitil fitil getireceğiz."

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şöyle dedi:

"Bir FETÖ var, bir de Feto var. FETÖ bu örgütün, çetenin adı. Feto ise o hoca kılıklı ağlak adamın adı. Bu milletin hayallerini çalan o eşkıya müsveddesinin adı. Bu milletin gençlerini çalan, onların ruhlarını ve geleceklerini çalan bu sözde sahtekar, mehdi müsveddesinin adı. Hesabını soracağız. Öyle kolay değil. Milletin dini duygularını yıllarca sömüreceksin, yıllarca iktidarların koltuğu altında soru çalarak, şunu yaparak, bunu yaparak asker, vali, kaymakam, emniyet müdürü, savcı, hakim yapacaksın. Şimdi görüyorsunuz değil mi? Çoğu garip vatandaş da zannediyordu ki ne zeki çocuklar. Zeki meki değil, onların nasıl soru çalarak buralara geldiğini şimdi görüyoruz."