HDP, seçim bildirgesini açıkladı

HDP, seçim bildirgesini açıkladı

 HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "İstihdamı artırmak ve çalışanları korumak için resmi haftalık çalışma süresi, ücret kaybına sebebiyet vermeden 35 saate düşürülecek. Hak grevi, dayanışma grevi, iş yavaşlatma, genel grev gibi temel hak arama biçimleri, yasal güvence altına alınacak. Hükümetin grev erteleme yetkisini kaldıracak, 'milli güvenlik ve genel sağlık' gibi bahanelerle grev ertelemenin yolunu kapatacağız" dedi. 

HDP'nin "Büyük İnsanlık Çağrısı" ana başlığı ve "Biz'ler Kadınız", "Biz'ler Genciz", "Biz'ler Gökkuşağıyız", "Biz'ler Çocuğuz", "Biz'ler Demokrasiye İnananlarız", "Biz'ler İnsan Hakları Savunucularıyız", "Biz'ler Her Kimlikteniz", "Biz'ler Özgür Dünyayı Savunanlarız", "Biz'ler Doğanın Koruyucusuyuz", "Biz'ler Güvenceli Yaşam Ekonomisini Kuracak Olanlarız", "Biz'ler İşçiyiz, Emekçiyiz" ve "Biz'ler Sosyal Hakların Güvencesiyiz" başlıklarından oluşan seçim bildirgesi, HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ tarafından Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde açıklandı. 

Yüksekdağ, kadınların Meclis'in yarısının kadın olduğu, kadın vekillerin kadın mücadelesini temsil ettiği, savaşın ve şiddetin olmadığı, başta erkek egemenliği olmak üzere hiçbir egemenliğe tabi olmadığı bir ülkede yaşamak istediğini söyleyerek, "Kadın bakanlığını kuracağız. Ev içi emeği sosyal güvenlik içine alacak, sosyal destek paketlerini adalet ve eşitlik ilkesine göre düzenleyeceğiz. Tüm mahallelerde 7/24, ana dilinde, ücretsiz hizmet verecek kreşler açacağız" diye konuştu. 

8 Mart'ı kadınlar için resmi tatil ilan edeceklerini bildiren Yüksekdağ, "Dünyanın bütün kirli çamaşırlarını, bütün kirli bulaşıklarını bizim yıkamadığımız, bütün dünyayı kendi emeğimizle doyurmak zorunda kalmadığımız, özgürleştiğimiz bir Türkiye için mücadele ediyoruz" ifadelerini kullandı. 

Yüksekdağ, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılık ve baskıyı ortadan kaldıracaklarını vurgulayarak, bu yönlü sosyal politikaları hayata geçireceklerini söyledi. LGBTİ'lerin örgütlü ve bireysel olarak idari ve siyasi karar mekanizmalarında doğrudan temsil edilebildiği yerel ve merkezi yönetim yapılanmaları oluşturacaklarını anlatan Yüksekdağ, homofobik anlayışın değişmesi için mücadele edeceklerini belirtti. 

- "Eş başbakanlık sistemini hayata geçireceğiz" 

Yüksekdağ, HDP'nin öngördüğü anayasanın eşit yurttaşlık temelinde din, inanç, ve vicdan özgürlüğü ile ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel bütün temel hak ve özgürlükleri güvenceye kavuşturan, cinsiyet özgürlükçü, ekolojik, doğal varlıkların ve hayvanların korunmasını esas alacağını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin demokratikleşmesinde, toplumsal barışın gerçekleşmesinde, halkların özgür ve gönüllü birliğinde önemli rol oynayacak 'demokratik özerkliği' Türkiye'nin her yerinde hayata geçireceğiz. Vali dahil yerel yöneticiler seçimle işbaşına gelecek. Parlamenter sistemi demokratikleştireceğiz ve eş genel başkanlık sistemi uygulayan partilerin iktidara gelmesi halinde eş başbakanlık sistemini hayata geçireceğiz." 

Hak aramak için yapılan tüm demokratik eylemlerin meşru kabul edileceğinin altını çizen Yüksekdağ, "Milli Güvenlik Kurulu, özel yetkilerle donatılmış mahkemeler, JİTEM, kontrgerilla gibi tüm uygulamalara son verilecek. Bizlerin anayasasında başkanlık sistemi asla olmayacak. Seçim barajını kaldıracağız. Meclis'te bütün partilerin aldıkları oy oranında temsil edilebilmesinin yolunu açacağız. Cinsiyet kotası ile temsilde eşitlik sağlanıncaya kadar pozitif ayrımcılık yapılacak" dedi. 

Yüksekdağ, şöyle devam etti:

"Hiçbir etnik kimliğin devlet yönetiminden dışlanmadığı, kendini yönetme hakkını da kapsayan demokratik yerinden yönetim modelleri kuracağız. Yeni oluşacak bölge meclisleriyle adem-i merkezi yönetim sistemine geçeceğiz. Yeni oluşacak bölge meclisleriyle adem-i merkezi yönetim sistemine geçeceğiz. Kürt sorunu ve Türkiye'nin demokrasi sorunlarının çözümü adına başlayan sürecin bir aşaması olarak açıklanan Dolmabahçe Mutabakatı'ndaki '10 madde'yi çözümün ilkesel çerçevesi olarak kabul ediyoruz. Koşullar ne olursa olsun, silahsız çözüm ve demokratik siyaseti savunacağız. Bütün halkların bir arada yaşama koşullarını, gönüllü birlikteliğini, eşitliğe ve adalete dayalı yaşamını ortak vatanımızda sağlayacağız." 

- "El konulmuş vakıf malları iade edilecek" 

Figen Yüksekdağ, farklı din ve inanca sahip olan ya da herhangi bir dini inancı olmayanların inanç ve vicdan özgürlüğünü, anayasal güvenceye kavuşturacaklarını söyleyerek, zorunlu din dersi uygulamasına son vereceklerini, din derslerinin isteğe bağlı olacağını, Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılarak devlete bu alandan el çektirileceğini kaydetti. 

Başta cemevleri olmak üzere Alevilerin ibadet mekanlarının "ibadethane" olarak tanınacağını dile getiren Yüksekdağ, "Tarihte halklara yapılan soykırım ve katliamlar karşısında, halklardan devlet adına özür dilenecek. Devlet tarafından el konulmuş vakıf malları iade edilecek, devletin tasarrufundan doğan maddi zararlar tazmin edilecek" dedi. 

Yüksekdağ, nükleer enerji yatırımlarını durduracaklarını bildirerek, yenilenebilir enerjiye öncelik vereceklerini ve yerinde dönüşüm projelerini destekleyeceklerini aktardı. 

Tarım alanlarının, ormanların, meraların, kıyıların yağmalanmasına izin vermeyeceklerini anlatan Yüksekdağ, "Hayvanların ticari amaçlı deneylerde, sirk ve sokak tanıtımlarında kullanılması önlenecek. Hayvanların itlaf edilmelerini, kürkleri ve varlıkları ile sermaye birikiminin parçası haline getirilmelerini sağlayan düzenlemeler, yasalar ve uygulamalar iptal edilecek. Hayvan toplama kampları kaldırılacak" ifadelerini kullandı. 

- "Taşeron sistemi kaldırılacak"

Yüksekdağ, taşeronluk sistemini kademeli olarak kaldıracaklarını belirterek, ilk etapta kamuda taşeron çalışanların kadrolu haline getirileceğini, taşeron çalışılan döneme ait kıdem tazminatlarının ödeneceğini, özel istihdam bürolarını ve "kiralık işçi" uygulamalarını kaldıracaklarını anlattı. 

Madenlerde güvenli üretim koşulları sağlanana kadar üretimin durdurulacağını ve ücretlerin işveren tarafından ödenmesinin garanti altına alınacağını ifade eden Yüksekdağ, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin anayasal bir hak olarak tanınacağını bildirdi. 

Yüksekdağ, kamu emekçilerine grevli toplu sözleşme hakkı verileceğini ve hak kayıplarının telafi edileceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"İstihdamı artırmak ve çalışanları korumak için resmi haftalık çalışma süresi, ücret kaybına sebebiyet vermeden 35 saate düşürülecek. Hak grevi, dayanışma grevi, iş yavaşlatma, genel grev gibi temel hak arama biçimleri yasal güvence altına alınacak. Hükümetin grev erteleme yetkisini kaldıracak, 'milli güvenlik ve genel sağlık' gibi bahanelerle grev ertelemenin yolunu kapatacağız. Mevsimlik tarım işçilerinin, örgütlenme özgürlüğü garanti altına alınacak, 'aracılık' uygulamasına son verilecek, her türlü ayrımcılığa karşı önlem alınacak." 

- "Kaynak, bizlerin bu zamana kadar gasbedilen gücü"

Soruları yanıtlarken, vaatlere nasıl kaynak bulacaklarına yönelik bir soru üzerine Yüksekdağ, "Kaynak bizlerin bu zamana kadar gasbedilen gücü. Bizlere, halka ait olan kaynağı özgürleştireceğiz ve halkın yararına kullanacağız. Devletin bütçe ve harcamalarında merkezi düzeyde tasarruf politikasını etkin bir şekilde yaşama geçireceğiz. İsrafların önlenmesi ve yolsuzlukla mücadele bunun başında geliyor" diye konuştu. 

Yüksekdağ, tasarrufun önemli bir kalem olduğuna işaret ederek, "Sarayı kapatmak, Türkiye için çok önemli bir kaynak. Vergi sisteminin daha adaletli hale getirilmesi, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması, artan oranlı vergi sisteminin yerleştirilmesi yoluyla çok önemli bir kaynakla buluşacağız. Askeri ve güvenlik harcamalarının kısılması... Savaş, güvenlik odaklı değil barış ve yaşam güvencesi odaklı siyaset yaparsanız, askeri harcamaların ortadan kaldırılması da mümkün olacaktır. Gaz bombasına bu halkın vergileriyle harcanan para, bizim okullarda dağıtacağımız sütün, yemeğin tek başına kaynağı olabilir" dedi. 

Sandık güvenliğine ilişkin bir soru üzerine Yüksekdağ, bu konuda tedbirlerini aldıklarını ancak bu durumun sadece HDP'nin sorunu ve görevi olmadığı söyleyerek, herkesi 7 Haziran'da sandık başında "insanlık ve demokrasi nöbetine davet etti. 

Figen Yüksekdağ, zihinlerde ve siyasi düzlemde barajı aştıklarını belirterek, "Doğal yollardan HDP'nin barajı geçmemesi artık mümkün değil" değerlendirmesini yaptı.