Hüseyin Taşkıran

Hüseyin Taşkıran

İade-i ziyaret!

İade-i ziyaret!

Kayserispor'un "sizden alacağımız üç puan var" diyerek geldiği, Konyaspor'un da hiç itiraz etmeyip vitesi boşa aldığı bir maç ile büyük bir kayıp yaşadık.

Evimizde oynayacağımız iki maçtan 6 puan beklerken ilk maçın puansız sona ermesi şok etkisi yarattı. Sonuçtan ziyade sergilenen oyun Konyaspor taraftarını eski günlerine götürdü. Paslaşmalara gelen homurdanmalar, Serkan'a dönen isme ıslıklar ile tepkilerin konulduğu keyifsiz ve hedefsiz bir maç oldu resmen.

Forvetlerimizin olmaması sebebiyle şans bulan genç Mücahit bile nasiplendi bu tepkilerden. Kendini göstermek için fırsat niteliğinde uzun süreli bir oyun şansı bulan Mücahit, olası bir ikinci maçında belki de sırf bu maç içi tepkiler yüzden Kayseri karşısında sergilediği oyundan daha iyi olamayacak.

Peki taraftar sizce haklı mı?

Ben hiç haklı görmüyorum. Mağlubiyetlerin de olabileceği en keyifli bir sezonda bu sıralamayı bulmuş bir takım böylesine tepkileri hak etmiyor. Evet bu maç çok kötü oynadık, Fenerbahce karşısında 10 kişi oynadığımız oyundan da kötü oynadık, atağımız yok denecek kadar az, kaleyi bulan şutumuz belki de hiç yoktu. Topla oynayan taraf olmamıza rağmen klasik sorunumuz gol bulamamak maçı şekillendirdi. Ama bütün bunlar evinde mağlup olunca takıma hayıflanmayı gerektiğini düşünmüyorum. Sürekli alkış yapacak değiliz, her durumda koşulsuz destek verecek bir taraftar da olmamalıyız ama bazı maçlar bu tabloyu sergilemek yakışmıyor. Bu oyunun takıma yakışmadığı gibi tribünlere de yersiz çıkışlar yakışmıyor maalesef.

Oyuna gelecek olursak;

Kayserispor'un yenilmezlik serisi ve disiplini bizim takımı bastırdı. Ne oyunu bıraktılar, ne de sürekli galibiyete oynadılar. Dengeyi kuran onlardı. Bizim isabetli paslarımızı sabırla izlediler ama açık vermediler. Yazımın başlığında da dediğim gibi Kayserispor İADE-İ ZİYARET yaptı, ilk yarı 2-0 ile kazandığımız 3 puanı gelip aldılar ve gittiler.

Kocaman dokunuş ile değişen oyun anlayışımız bu maç sadece pas trafiği ile sahadaydı. Ama bireyselde oyuncularımız bir ara resmen "bitse de gitsek" moduna geçti. Zuta ve Volkan bazı poziyonları sadece savmak için uğraşıp bir sonraki arkadaşını düşünmeden davranırken, forvetsiz takımın gol yükünü sırtlamaya çalışan Fofana ve Milosevic bu maç yetmedi. Daha iyisini yapabilecekleri  bir maç olmasına rağmen oyuna bakışları bizi zora soktu. Ali Çamdalı ise meşin yuvarlağa öfkelenmişçesine vuruşlarla hızını ayarlayamadığı paslara imza attı, şaşırttı. 


Ne diyelim nazarlık olsun. Yakaladığımız seri dileriz bu maçtan sonra yeniden başlar ve MUTLAKA Göztepe galibiyeti ile taraftara bunu ispat ederler. 

Toparlanacağız, uzak yoldan geldik. Bu sene olmazsa seneye, seneye olmazsa bir sonraki seneye zirveyi zorlayacak, ismimizi daha iyi yerlere yazdıracağız. 

°°°

Son olarak iki kulüp taraftarının örnek davranışına teşekkür etmek istiyorum. Misafir böyle ağırlanır, ev sahibine de böyle yaklaşılır. Maç başından sonuna kadar karşılıklı tezahürat ve destek ile, anlayış ile, muhabbet ile iki takım taraftarı kendilerine yakışanı yaptı. Dostluğumuz daim olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hüseyin Taşkıran Arşivi
SON YAZILAR