Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

İbadetlerde Yenilik Olur mu?

İbadetlerde Yenilik Olur mu?

İslam dininin iki alanı vardır. Bunlardan birisi, iman esasları ve ibadetlerdir ki, bunlara sabiteler denir. Kimse yenilik yapma hakkına sahip değildir. Şarii Teâla nasıl belirlemişse kıyamet gününe kadar o şekilde devam eder.  Bir diğeri de değişkenlerdir. Bunlara da muamelat İslam’ı denir. İhtiyaçlara göre yeni fetvalar ve içtihatlara gidilebilir.

Konuyu biraz daha açalım. İbadet-i mersûme dediğimiz; şekle bağlı olan namaz, oruç, hac ve zekât gibi ibadetlerin şeklinde bir tecdit olmaz. Ancak ibadetin ruhunu yenileme konusunda bir yenileme olabilir.  İbadetler Kur’an’nın muhkem ayetleriyle ortaya konulmuştur. İbadetlerin nasıl yapılacağını Şâriî Teâla belirlemiştir. Bizim ibadetlere ekleme ve çıkarma yapma hakkımız yoktur. Yine ahlak esasları, evrensel olup değişmez.

Bugün Müslümanların davranışlarını değiştirmeye ihtiyaçları vardır.

Örneğin, insanın sadece bireysel hayatında iyi olması yetmez. Hangi işi yapıyorsa, o işe de hakkını vermesi gerekir.  Örneğin bir doktor düşünelim.  Bireysel hayatında çok iyi bir insan olabilir. Mesleğinde bilgisi yetersizse ya da uzmanlık alanında bilgisi azsa ve yanlış teşhisler koyuyorsa, böyle bir kimsenin elinden ve dilinden insanlar zarar görüyor, demektir.

  Yine bir müteahhit düşünelim. İnsanlardan yaptığı iş karşılığında çok para kazanmak hırsıyla hareket edip, işin sahtekârlık boyutlarına gidiyorsa, her an risk taşıyan binalar yapıyorsa böyle bir insanın elinden ve dilinden insanlar zarar görüyor,  demektir. “Bizi aldatan bizden değildir” buyuran bir Peygamberin ümmeti Allah’a ve insanlara karşı ahlaki sorumluluklarını yerine getirmiyor, demektir.

 Aynı şekilde bir üretici ya da satıcı çok para kazanma uğruna meyve ve sebzelerin genetiğini bozuyor ve insanların sağlığını tehdit ediyorsa, bir başkası kullanım tarihi geçmiş ilaçları yeni bir ambalajla piyasa sürerek halkın sağlığını tehlikeye atıyor ve haksız kazanç sağlama yoluna gidiyorsa, bu insanın kulluğunu ve ibadetini tartışabiliriz. Onun için ahlaki anlamda ihyaya ihtiyacımız vardır. Yoksa ibadetleri yeni bir reforma tâbi tutma anlamında, örneğin, namazda tenzilat yapalım, orucun, haccın yapılış tarihini ya da mekânını değiştirelim gibi düşüncelerin İslamla bir bağlantısı olamaz. Bu konuda bizim yetkimiz yoktur. Çünkü ibadetleri belirleyen Allahu Teâlâ’dır. Peygamber Efendimiz de bu ibadetlerin nasıl yapılması gerektiğini bizzat uygulamalarıyla, tavsiyeleriyle bize göstermiştir. Günümüzde büyük otellerin lobilerinde, konferans salonlarında yapılan insanlara huzur verdiği iddia edilen reiki, yoga vb. hareketleri ibadet olarak değerlendirmek doğru değildir. Bunlar, olsa olsa sportif hareketlerdir.  İnsanlara geçici olarak huzur verdiği iddia edilen bir takım davranış kalıplarıdır. Bunları İslam’ın ibadet anlayışı içerisine sokmak asla mümkün değildir. Bu konularda Müslümanların uyanık olması gerekir.

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi
SON YAZILAR