İbrahim Çolak: Sosyal medya hayatımıza nüfuz ediyor

“Dağlım, Kağıttan Geminin Kaptanı, Milli Mücadele Esnasında Kuva-yı Seyyare Kumandanlığıma Ait Hatıratım, Dağlım Dağ Çiçeğim, Yenildik Hace, Demiş miydim?” kitaplarının yazarı İbrahim Çolak, Konya kitap fuarında okuyucularıyla buluştu.
İbrahim Çolak: Sosyal medya hayatımıza nüfuz ediyor

Kitap fuarının bereketli ve güzel olduğuna değinen İbrahim Çolak, “Konya’ya defalarca geldim ama fuara ilk defa geliyorum. Ben bu sene itibarıyla fuarlara gitmeye başladım daha önce gitmiyordum. Gençlerle birlikte organize ettiğimiz imza günlerine katılıyorum. Her gittiğim yerde yeni insanlarla tanışıyorum. Fuar biraz da işin vesilesi oluyor” dedi.  

‘ROBOTLAŞTIK DİYEBİLİRİZ’

Sosyal medyanın birçok şeyi yok ettiğine dikkat çeken Çolak, “Ülkemizde artık kimse okumuyor. Ben okumazsam benim çocuğum da okumaz. Anasının çıktığı dama kızı salıncak kurar diye bir atasözü var. Evladının okumasını beklememesi lazım ama sosyal medyanın hayatımızda yoğun bir şekilde yer alması birçok şeyi öldürdü. Robotlaştık diyebiliriz. Hepimiz sosyal medya üzerinden yaşıyoruz. Cenazemizi bile oradan paylaşıyoruz. Kötü değil ama bu kadar hayatımıza nüfuz etmemesi gerekiyor. Birçok insan şunu duymuştur: Günde 1 saat mi sosyal medyada takılıyorsun, günde 1 saatte kitap okuyalım. Var mıyız? Sosyal medyada gündelik ortalamamız 3-4 saat. Günde 3-4 saat kitap okuyan yok ama yine de umutsuz olmayacağız. Bunu da benim yaş grubum ya da daha akil insanlar geliştirecekler. Okumuyorlar diye işin içinden çıkamayız” şeklinde konuştu.

sosyal-medya-2.png

‘BEĞENMEDİĞİM ÇARKA SU TAŞIYORUM’

Sosyal medyanın beğenmediği taraflarının daha ağır bastığını ifade eden Çolak, “Sosyal medyanın beğenmediğim yönleri daha çok ama sanki bende beğenmediğim bu çarka su taşıyorum. Ben yazıyı yazıyorum yazı giriyor. Girdikten sonra yazıdan bir paragraf paylaşanlar oluyor. Ya da bir sözü resim altı yapıp paylaşıyor. Dünya daha kısa cümlelerle bir dönüşüme giriyor ama ben yine de emek vermenin kitap okumanın kafa patlatmanın değişmeyeceğine inanıyorum. Bir de bizim önümüzde seçenek çok fazla olduğu için hemen tüketiyoruz. Biz mesela sevdiğimiz kızın sokağından 6 ay geçerdik terk edemezdik. Çünkü emek veriyorduk ama şimdi kimse kimsenin sokağından geçmiyor. 10 mesaj yazıyor olmayınca öbürüne geçiyor. Tüketme mantığı her şeyde geçerli. Kitap da dâhil, sevgi de dahil” diye vurguladı.

‘BATARSAK HEP BERABER BATARIZ!’

Gençliğin devam edebilmesi için yeni stratejiler geliştirilmesi gerektiğini savunan Çolak, “Gençlik battı diye bir tabire katılmak istemiyorum. Batarsak hep beraber batarız. Belki de yeni stratejiler geliştiriliyor. Mesela benim yazılarımın kabul görmesinin bir nedeni de siyaset yazmamam. Çünkü yüzlerce kişi siyaset yazıyor. Ben adil olalım, aşık olalım, ahireti unutmayalım gibi şeyler yazıyorum. Belki çok iyi yazmıyorum ama hep aynı damarı devam ettirdiğim için kabul görüyor. Öbürlerinden insanlar bıkıyor. Ben okumak istediğimi yazıyorum. İnsan her zaman duymak istediğini söyler. Bende onu yapmaya çalışıyorum” ifadelerini kullandı. Son olarak ‘dağlım’ kitaplarındaki ki dağlımın kim olduğuna açıklık getiren Çolak, “Aslında oradaki dağlım kendim bile olabilirim. Dağlım, bir yolculuk da tanıdığım bir insan bile olabilir. Buradan tamamıyla herkese hitap eden anlatılar var. Mesela merhametli olun diyorum. Dağlara yürüyün, yağmuru sevin diyorum. Bunu herkese söylüyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ