İç savaş çıkarmak istediler

Başbakan Davutoğlu'nun ev sahipliğinde bir kez daha bir araya gelen Akil İnsanlar Heyeti'nden Avukat Mehmet Uçum, toplantının nasıl bir anlam taşıdığını anlattı.
İç savaş çıkarmak istediler

Son Akil İnsanlar toplantısından başlayalım. Toplantının zamanlaması ve sürece yeniden dahil olması hakkında neler söylersiniz?

Önemsediğim bir toplantı çağrısıydı. Çünkü bu davet, toplumun Çözüm Sürecine yeniden davet edilmesiydi. Akil İnsanlar Heyeti'ne hak ettiğinin üstünde bir anlam yüklediğim için değil, bu heyetin simgesel anlamından ötürü bu kanaatteyim. Bu heyet, dönemin Başbakanı olan Sayın Cumhurbaşkanı'nın davetiyle oluştuğu günden bu yana bir temsil ilişkisi oluşturdu. Bu temsil ilişkisi, devletle değil, toplumla kurulmuş bir ilişkiydi. Bu, toplumun devreye girmesi demek.

ÜÇÜNCÜ GÖZ ÖNERİSİ

Toplantıda öne çıkan başlıklar nelerdi?

Herkesin mutabık kaldığı husus, sivil iradenin devam ettirilmesi oldu. Ayrıca, Öcalan'ın görüşme çeşitliliği, kamuoyuyla doğrudan temas edebilmesi önerilerden birisiydi. Yine, bir sivil yapının partilerle, Kandil ile, Avrupa ile görüşebilmesi önerildi. Silahlı unsurların yurtdışına çıkması ve geri dönüş süreçlerini izleyecek bir sivil izleme kurulunun kurulması da gündeme geldi. Üçüncü Gözün, yani sivil iradenin olabilmesi önerisi de gündemdeydi. Danışmanlık fonksiyonu olan bir arabuluculuk faaliyeti önerimiz oldu.

ÖRGÜT GÖLGE DEVLET GÖRÜNTÜSÜNÜ BIRAKMALI

Ya Başbakan'ın yaklaşımı?

Başbakan Davutoğlu'nun genel anlamda tutumu pozitif. Başbakan şu an önceliğin kamu düzeni olduğunu, bu sağlandıktan sonra önerilerin ele alınabileceğini belirtti. 6-8 Ekim olayları, çatışma alanları olduğunu gösterdi. Siyasi ve hukuki olarak bu sürecin yürümesi için, düzen ve güvenin tesis edilmesi gerekiyor. Örneğin, örgütün gölge devlet otoritesi görüntüsü vermeyi bırakması gerekir.

Devlet Çözüm Süreci'nin öznesi

Çözüm Süreci'nde ne kadar mesafe kat edildi?

Bu sürecin çeşitli aşamaları var. İlk aşama, kalıcı çatışmasızlıktı. 21 aydır bu çatışmasızlık hâli devam ediyor. İkinci aşama, silahlı unsurların sınır dışına çıkarılmasıydı. Bu konuda istenen düzeye gelinemedi. Ama 2015 baharında bunun tamamlanması mümkün. Bir diğer husus da, geri dönüşler. Yaklaşık 2 milyon insandan söz ediliyor. Herkes dönüp yerleşmeyebilir. Ama en azından dönüş şartlarını sağlamak, bu dönüşlerin hukukunu oluşturmak gerekir. Bir diğer başlık da, sürecin hukukî çerçevesinin oluşturulmasıydı. Bu yasal çerçeve de oluşturuldu. Böylece devlet, Çözüm Süreci'nin öznesi ve yürütücüsü oldu.

OLAYLARDA DIŞ ÖZNELERİN PAYI VAR

Başbakan, bu projenin millî ve yerli olduğunu söyledi. Bu ne anlama geliyor?

Projenin yerli olması, inisiyatifin bizde olduğu anlamına gelir. Bu sürecin başarılı olması, dış aktörlerin elinden bu sorunu alacaktır. O yüzden dış özneler, bu sorunun bitmesini istemeyecektir. Son Kobani olaylarında dış öznelerin de payı var. Bunun yanında, Kobani'deki olaylara dikkat çekmek isteyenlerin talebi ile süreci akamete uğratmak isteyenlerin çabası iç içe geçti.

KÜRT İÇ SAVAŞI HEDEFLEDİLER

6-8 Ekim gösterilerinde rastlanan vahşet görüntülerini nasıl anlamalıyız?

Tamamen toplumsal çatışma, bir Kürt iç savaşı, Türk-Kürt kavgası yaratmaya dönük bir projeksiyon vardı. Bu başarılamadı.

Bazıları göstericilerle empati yapmayı öneriyor. O şiddet görüntülerini doğuranlarla nasıl bir empati yapılabilir?

Ağır tahrik, hukukta var olan bir şey. Fakat cezadan kurtulamazsınız. Üstelik burada ağır tahrik yoktur. Empati çağrısı yapanlar, o eylemleri yapanları hoş görmeye çağırıyorlar. Bu ne ahlaka, ne hukuka, ne de vicdana sığar.

yeni şafak