Bir kurtarıcı lazım Müslümanları ayağa kaldıracak. Direnme ruhunu verecek. Toparlayacak, düzenleyecek. Bizi aynı yöne doğru yönlendirecek, içimize sevgi tohumları ekecek. Bir kurtarıcı lazım…

Kim peki bu kurtarıcı, nerde nasıl yaşar, ne yer ne içer? Bizi nasıl toparlayacak? Nasıl direnme ruhu verecek? Soruları daha çok çoğaltabiliriz. Veya şöyle bakalım her dönemde beklenen bu kurtarıcı neden hiç gelmez. Bu kurtarıcının ya da halifenin, adı her ne olursa olsun, vasıfları nedir, kim belirleyecek bu halifeyi? Ben bu soruları kurtarıcı bekleyen herkese sordum ve cevap alamadım. Vasıfları nedir o önemli değil nasıl seçeceğiz onun daha vakti değil. Peki, neyin vakti? Neden Müslümanlar her dönemde kendilerine bir çoban arama işine girmişlerdir? Bu anlayış karşı çıktığımız Şii anlayışının Mehdi bekleme anlayışıyla ne gibi bir farklılığı var. Ben farklılığı söyleyeyim, bizim ahırda atımız yok sadece, onun dışında her şey aynı.

Bir kurtarıcı lazım çünkü biz çok yoğunuz bu işlerle uğraşamayız. İlmimiz yetmez kurtarıcı büyük adam olmalıdır. Tembeliz, şimdi kim kalkıp Müslümanların sorunlarıyla ilgilenecek onlara yardım edecek. En iyisi kurtarıcı beklemek o her şeyi güzel yapar, yerinde yapar. Bu anlayış Müslümanları tembel yapmaktan başka ne işe yarayacak ki. Müslümanları oyalama şekillerinden biri işte sadece belki de en önemlisi. Kurtarıcı bekliyoruz çünkü kendimizi kurtarmaya mecalimiz yok ki diğer insanlara faydamız olsun. Önce kendi benliğimizi bu rehavetten kurtarmamız gerek sonra da bu kurtarıcı fikrinden vazgeçmek. Her Müslüman bir kurtarıcı bir yardımcıdır diğer Müslüman kardeşlerine.

Bizi yaratan Rabbimiz bir ayeti kerime de peygamber üzerinden insanlara şöyle bir mesaj veriyor: ‘’Ey iman edenler! Allah’ın Resulüyle konuşurken, kendinizi sorumsuz bir sürü yerine koyarak ‘Raina!’ bizi koru, sürüsünü güden çoban gibi bizi yönlendir! Demeyin! Özellikle kendi sorumluluk bilincinizi unutmadan hareket edin. Ama her şeye rağmen insan olduğunuzu unutmadan yine Resulallah’a ‘Bize bak, bizi gör gözet ve adil bir hakem, bir yönetici olarak aramızda hükmet! Anlamında ‘Unzurna’ deyin ve size söylenenleri iyi dinleyin! Zalimleri uyar: inkârcılar için, can yakıcı bir azap var!’’

Allah-u Teâlâ peygamberi dahi olsa yarattığı halifelerin asla sürü olarak nitelendirilmesini istemiyor. Hepimiz bu görevde sorumluyuz çünkü Rabbimiz hepimizi halife olarak yarattı. Hepimizin bir heyecana ihtiyacımız var, silkelenip ayağa kalkmaya bunu yapmak içinde bir halifeye, kurtarıcıya ihtiyacımızın olduğunu düşünmüyorum. Bunu düşünenlerde de kendilerinden öncekilerle aynı hataya düşmekten başka bir şey elde edemeyeceklerdir. Rabbim mutlaka nurunu tamamlayacaktır. Bu dünyada mı tamamlayacaktır bilemeyiz ama bu nuru halifeleriyle tamamlayacaktır. Rabbimize yakışır halifeler olmak ümidiyle. Vesselam…