İhracatçılar 2015 beklentilerini AA'ya anlattı

İhracatçılar 2014'ü değerlendirip, gelecek yıla ilişkin beklentilerini AA'ya anlattı.
İhracatçılar 2015 beklentilerini AA'ya anlattı

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Doğan, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmak için her sene yüzde 5 civarı büyümeyi başarması gerektiğini belirterek, "Bu hedeften uzaklaşmamamız gerektiğini düşünüyorum" dedi.

AA muhabirine 2014'ü değerlendiren ve gelecek yıla ilişkin beklentilerini paylaşan Doğan, Türkiye'de istikrarlı yapıyı olumsuz etkileyen her dinamiğin negatif olduğunu, dövizin çok yükselmesi veya düşmesini de arzu etmediklerini anlattı

Doğan, perakende sektöründe kiraların ve ürün maliyetini oluşturan ithalata dayalı malların önemli bir kısmının dövizle ödendiğine işaret ederek, "Burada döviz riskinin olabildiğince azaltılması esastır. Bu kadar döviz ve kur riskini taşımıyor olmamız gerekir. Türkiye'deki dinamiklerden oluşan yapıların dövizle tahrip edilmemesi temel talebimiz" diye konuştu.

Doğan, Türkiye gibi istikrarlı büyüyen, kendi kimliğini, kendi ekonomisini geliştiren bir ülkenin artık ülkesinde kendi parasını ve kendi enstrümanlarını kullanmasının çok önemli bir unsur olduğunun altını çizdi.

İş alemi olarak faizin yüksekliğini doğru bir unsur olarak görmediklerini vurgulayan Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Keşke faiz çok daha düşük olsa. Faizin düşük olması ekonominin dinamiklerinin çok daha canlı gelişmesi demek. Ekonomide faiz düşerse yatırımlar doğal olarak artar. Ekonominin kendi içerisinde bu enstrümanlarla bir dengeye oturduğunu biliyoruz. Dolayısıyla arzu ederiz ki faiz düşsün. Ama faizi düşürecek unsurları bence geliştirmek ve tamamlamak gerekir. Tek başına faiz düşsün talebi, diğer dengelerin yerleşmediği bir noktada haklı olmaz ve faizleri düşürmeniz de söz konusu olmaz. Önümüzdeki dönemde faizin bir miktar daha aşağı doğru bir yön içerisinde olacağını düşünüyorum."

Doğan, son 2-3 yıl içinde, çevre ülkelerin büyük sıkıntılar yaşadığını, ancak Türkiye'nin parlayan bir yıldız olma özelliğine devam ettiğini belirterek, "Coğrafyada savaş ortamının gelişiyor olması Türkiye'nin risklerinden bir tanesi. Çözüm sürecinin birlik ve bütünlük içerisinde tamamlanması da Türkiye için önem arz ediyor. Bunların olmaması durumunu risk faktörü olarak görüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de 2014 yıl sonunda büyümenin yüzde 2,5 - 3 bandında yer alacağını öngören BMD Yönetim Kurulu Başkanı Doğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Coğrafyadaki bütün olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin büyümesini  yapmış olmayı önemsiyorum. Ama hepimiz çok iyi biliyoruz ki 2023 hedeflerinin gerçekleştirilmesi daha yüksek bir büyümenin yakalanmasıyla mümkün olabilir. 2023'e kadar her sene yüzde 5 civarı büyümeyi başarmamız lazım. Bunun kolay olmadığını bilmekle birlikte bu hedeften uzaklaşmamamız gerektiğini düşünüyorum. Mesele sadece büyümedeki artış değil, iç talep veya başka enstürmanlarla büyümeyi kısa vadeli yapabilirsiniz ama bunun önümüzdeki yıllarda negatif tarafları olabilir. Onun için bizim arzu ettiğimiz istikrarlı büyümenin sürdürülebilmesidir. Bu yüzden Türkiye'nin büyüme hedefini yakalaması için çok yoğun çalışması gerektiğine inanıyorum."

"Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) ihracatı 2015'te yüzde 5-10 arasında artacak"

İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Tanrıverdi de olası bir faiz artışının sanayi açısından ciddi bir sıkıntı olacağını belirterek, "Faiz artışı bizim için maliyet artışı demektir. Maliyet artışı da doğal olarak rekabet gücünüzü zayıflatır. O anlamda faiz artışının olumsuz etkisi olacağını ve dünya şartlarında bir faiz oranının oluşması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) ihracatının 2015 yılında yüzde 5 ila yüzde 10 arasında artacağını öngören Tanrıverdi, "Avrupa pazarında birçok ürün gamında çok fazla pazar payına sahip değiliz. Buradaki rekabet şartlarının pozitife döndüğünü görebiliriz. Konfeksiyon alanında ihracatçılarımız birçok ülkeden daha iyi şartlarda üretim yapıyorlar ancak bu durum maliyetleri artırdığı için daha pahalı oluyor. Bunun karşılığını alabilirsek ihracatımızın artmamasında bir sebep görmüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Tanrıverdi, Türkiye'de gümrük ve diğer ihracatı etkileyen işlerde çok hızlı kararlar verildiğini dile getirerek, "Her ne kadar gümrüklerimiz oturdu, elektronik ortama geçtiyse de hızlı çıkış noktasında sıkıntılarımız var. Birçok firmamızın ürünleri gümrükte 'kırmızı hat'ta düşüyor. Neticede siz malı satmışsınız ve malı ülkeden çıkartacaksınız. İthalatta her türlü problem olabilir ama ihracatın en hızlı şekilde gerçekleştirilmesi gerekir" diye konuştu.

Her kurulan yeni düzenin işi biraz daha yavaşlattığını savunan Tanrıverdi, son aylarda ihracatdüşüşündeki etkenlerden birinin de bu durum olduğunu vurguladı.

İhracatçının çok hızlı hareket edebilecek imkanlara sahip olması gerektiğine işaret eden Tanrıverdi, "Eğer bu gerçekleşirse çok hızlı büyüyebiliriz. Ama burada bürokrasiyle uğraşırsak ciddi şekilde sorunlar yaşarız ve bu tür engellerle 2023 hedefine ulaşmamız zor olur" uyarısında bulundu.

Tanrıverdi, Türkiye'nin 2015 yılında yüzde 5'in üzerinde büyümesi hedefini desteklediklerini ve yüzde 4-5 arası büyüme beklediklerini dile getirerek, "Şu anki faiz oranlarına yakın oranların olacağını öngörüyorum. Doların avro karşısında güçlenmesini beklediğim için gelecek yıl sonunda doların TL karşısında 2,70 civarında olacağını tahmin ediyorum" ifadelerini kullandı.

"2015 beklentimiz faizlerin düşmesi yönünde"

Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çetin ise Türk parasının değer kaybetmesiyle birlikte ihracatlarının arttığını belirterek, yurt dışında mal sattıkları para birimlerinin değerinin kendileri için çok önemli olduğuna dikkati çekti.

Çetin, özellikle rubledeki azalışın sektör üzerinde ciddi sıkıntı yarattığını anlatarak, "Rublenin düşük olması, önümüzdeki dönemlerde, Rusya'ya olan ihracatımızdaki yüzde 11 düşüşü artıracak. Bugün İtalya'nın Rusya'ya olan ihracatının minimum yüzde 40 düştüğünü görüyoruz. İtalya'ya kıyasla düşüşümüzün yüzde 11 olması bizim için büyük bir avantaj" diye konuştu.

Dolar/TL'nin bu bantta gitmesinin ve 2'nin altının düşmemesinin perakende sektörü için olumlu olduğunu vurgulayan Çetin, "Faizlerin, önümüzdeki yıl düşmesini bekliyoruz. Şu anda faizler sanayici için çok yüksek. Faizlerin düşmesiyle birlikte sanayici krediye çok daha rahat ulaşabilecek ve üretim açısından rahatlayacağı için ihracata da olumlu yansıyacaktır. Bizim 2015 beklentimiz ise faizlerin düşmesi yönünde"  ifadelerini kullandı.

Büyümenin ihracata bağlı olarak artmasını öngören Çetin, "Sanayicinin kapasite kullanım oranlarının artması demek ülkenin büyümesi anlamına geliyor. Bunun olumlu yönde olacağını düşünüyorum. Ayakkabı sektöründe AB'ye olan ihracatın hızla artacağını düşünüyorum. Özellikle Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa..." 

Çetin, ihracatçının malı dövizle satması nedeniyle dövizdeki yükselişin olumsuzluk yaratmadığını kaydederek, "Döviz alıp döviz verdiği için herhangi bir sıkıntı yaratmıyor. TL bazında da karşı tarafa borçlanma yapsa bu karına artış olarak yansıyor, sanayici burda daha kazançlı çıkıyor. Petrol fiyatlarındaki düşüş, hammaddemiz olması nedeniyle gelecek yıla pozitif yansıyacak. Böylece, dünya ayakkabı ticaretinden her geçen gün daha fazla pay alabiliriz" açıklamasında bulundu.

Özellikle Arap ülkelerinde Türk ayakkabılarının marka haline geldiğine dikkati çeken Çetin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunun daha çok yerleşeceğini ve ön plana çıkacağını düşünüyorum. Çin'i kendimize rakip olarak görmüyoruz. Bizim üretim tesislerimizde çıkan ürünle Çin'in üretim tesislerinde çıkan ürün aynı değil. Tam tersine biz İtalya'yı kendimize rakip olarak görüyoruz. Ayrıca, İtalya'nın Türkiye'den bir korkusu var; ayakkabı sektöründe 10 yıl sonra trend ve Ar-Ge'de İtalya'yı geçeceğini düşünüyorlar. Biz de bununla ilgili gerekli çalışmaları yapıyoruz. Katma değeri yüksek ürünler üretip dünyada üst segment ürünlerle yarışıyoruz. Biz Çin'in ürettiği ayakkabı kategorisinde zaten dünya piyasasında yer almak istemiyoruz. Halkımız son dönemlerde yaşanan (zehirli ayakkabı) olayla birlikte ürünün kalitesine ve sağlıklı olmasına çok özen gösteriyor. Bu olayın kısa zamanda yansımalarını göreceğiz. İthalat çok hızlı bir iniş trendine girdi ve önümüzdeki dönemlerde de bu oran artacak. İthalatın yüzde 40 düşeceğine inanıyoruz. Türkiye hem iç hem dış talebi karşılayabilecek yapıya sahip."

Çetin, Irak'ın kendileri için çok ciddi bir pazar olduğunu aktararak, "Bu yaşanan gerginliklerin, 2015 yılında bizi negatif etkilemeye devam etmesini bekliyoruz. Ukrayna'ya olan ihracatımızın artmasını bekliyoruz. O yönde çok yüksek beklentilerimiz var, pozitif yönde artışlar var ama beklediğimiz rakamlar değil. Belki bu gerginliklerin sonlanmasıyla birlikte daha olumlu sonuçlar elde edilebilir ve bunların sektör için negatif olduğunu düşünüyorum" diyerek sözlerini tamamladı.