Dr. Ramazan Tuzla

Dr. Ramazan Tuzla

İhtilaftaki rahmeti unuttuk

İhtilaftaki rahmeti unuttuk

Farklı düşünmek, meselelere eleştirel bakmak, mevcut durumu sorgulamak…

Cemiyet olarak pek sevmediğimiz ve kabullenemediğimiz kavramlardır bunlar.

İnsanlığın Serveri, İki Cihan Peygamberi, Efendimiz Hazreti Muhammed (S.A.V.) “Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır” buyurmuştur.

Bu hükmün hikmetine râm olanlarımızın sayısı mütemâdiyen azaldı ve farklı düşünen insanlar, maalesef dışlanır oldu.

Nerede bir yenilik var ise, orada, alışılmışa farklı gözle bakan biri ya da birileri var demektir.

Nerede farklı bir üretim var ise, orada, mevcut olan ürünlerin ileride anlamını yitireceğini kavrayan bir ferâset vardır.

Nerede alışılmışın dışında bir fikir beyan ediliyor ise, orada, sorgulayan bir insan vardır. Peygamber Efendimizin Hadis-i Şerif’ine de bu pencereden bakmak zorundayız.

İhtilaf kavramının, farklı fikirlerin, farklı düşüncelerin aynı ortamda çarpışması, alışılmış olanın sorgulanması anlamında kullanıldığı açıktır.

İhtilaftaki rahmet; yenilere ulaşmak, yeni fikirlerin aydınlığından faydalanmak,  istişâre meclisinin ışığını artırmaktır.

Gelin görün ki, cemiyetimiz bu rahmetten bugün mahrum durumdadır. Cemiyet içerisinde en sevilmeyen insanlar, meselelere eleştirel bakan ve sorgulamayı alışkanlık haline getirmiş olan insanlardır.

Bu insanların farklı fikirleri, rahmete bir kapı olarak değil zahmete sebep bir durum olarak görülmektedir ve bu insanlar sevilmemektedir.

Böyle insanlar için yafta hazırdır: Geçimsiz insan.

Hâlbuki cemiyete en çok katkısı olan insanlar, farklı bakabilen, farklılığı firkat olarak değil rahmet olarak görebilen insanlardır.

Sorgulayan insanlar, yeni köprülerin güzergâhını belirleyen insanlardır ancak yaşadıkları dönemde pek kıymetleri bilinmez. Kıymetleri bilinmediği gibi, “geçimsiz insan” yaftasıyla da haksızlığın muhatabı olurlar.

Geçimsiz insan, zaman içinde “deli” yaftasına namzet konuma getirilir.

Daha önce de söylediğimiz gibi, toplumun böyle delilere çok ihtiyacı vardır ama toplum bunun farkında değildir.

Bu köşede “Hangi deliliğe tâlibiz” demiştik geçmişte. Tâlip olacağımız delilikten biri de bu olmalıdır. Sevilmeme uğruna, yaftalanma uğruna, kıymet görmeme uğruna bu deliliğe tâlip olmak zorundayız.

Alışkanlık, insanın ve toplumun en büyük düşmanıdır. Atâletin en önemli sebebi alışkanlıklardır.

“Eski köye yeni âdet”  bu kadim medeniyetin sözü olamaz. Kültürümüze, dilimize, zihnimize yerleştirilmiş böyle tuzaklardan haberdar olmak zorundayız.

Bu topraklarda en çok israf ettiğimiz kaynak, maalesef insanımızdır. İnsanımız içinde en çok harcanan, kıymeti bilinmeyenler ise, sorgulayan, eleştirel bakan insanlardır.

Bu Millete en çok hizmet eden insanlar, alışkanlıkları sorgulayan, yeni bir şeylerin yapılmasını elzem gören insanlar olmuşlardır. Bunların kıymetleri vakitli takdir edilmese de, sonraki nesillerin gönüllerinde yerlerini almışlardır.

Arabanın uzun farı, alışılmış olan değildir ve yakındakilerin tepkisini çeker. Yol üzerinde en uzak mesafeyi ise uzun far gösterir. Sorgulayan insan, arabanın uzun farları, Bu Milletin gözünün ferleridir. Bu insanların terlerine yeterince kıymet verilirse, bu Devlet ilelebet ser de sır da vermeyecektir.

Kutlu Doğum Haftası’nı kutladığımız şu günlerde, Rabbim, Peygamberimizin yolundan bizleri ayırmasın.

Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır” diyen İnsanlığın Serveri’ni hakkıyla anlamayı ve sorgulayan insanlara sahip çıkmayı Rabbim bizlere nasip etsin.

 

VEDA

 

Mektepli bir gazeteci olarak, Yeni Haber’in bizde yeri başkadır. Bu köşe bize açıldıktan sonra, bir kez bile yazımı aksatmadım ve yazmayı kendime bir sorumluluk bildim.

Yeni Haber’de yazmaya başladığımız dönem ile içinde bulunduğumuz dönem arasında, Devletimiz, bu Milletin gördüğü en sinsi düşman ile mücadele etmek zorunda kaldı. Bu hâin yapıya karşı verilen mücadelede, üzerime düşeni yaptığım inancındayım. Kurumsal anlamda Yeni Haber de kendi üzerine düşeni yapmıştır. Ben buna şahitlik ediyorum. 

Yazılarımda mümkün olduğunca ilkesel sahiplenişleri ön plana çıkarmaya ve sahiplendiğim ilkeleri aktarmaya çalıştım. Bu ilkelerden rahatsız olanlara, bu saatten sonra söyleyecek sözüm yok.

Farklı düşünmeye ve ihtilafta rahmet aramaya devam edeceğiz inşaallah.

Hepinizden helâllik diliyorum.

Sağlıcakla kalın ve duasız gününüz geçmesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Dr. Ramazan Tuzla Arşivi
SON YAZILAR