"İki Kültür Dört Renk" resim sergisi açıldı

Suriyeli sanatçılardan Abd Allatif Aljeemo ile Khayyam Zedan'ın, Türk sanatçılardan ise Huri Kiriş ile Kadir Ablak'ın eserlerinin yer aldığı sergi, İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Plato Sanat'ta 2 gün boyunca görülebilecek- Ressam Abd Allatif Aljeemo: -
"İki Kültür Dört Renk" resim sergisi açıldı

İSTANBUL (AA) - Suriyeli ve Türk ressamların birlikte hazırladığı, "İki Kültür Dört Renk" adlı karma resim sergisi, İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Plato Sanat'ta sanatseverlerle buluştu.

Damsco Group'un ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve küratörlüğünü Mehmet Lütfi Şen'in üstlendiği sergide, Suriyeli sanatçılardan Abd Allatif Aljeemo ile Khayyam Zedan'ın, Türk sanatçılardan ise Huri Kiriş ile Kadir Ablak'ın eserleri yer alıyor.

- "Ayrımcılığın olmadığı bir sanat dilini bütün insanlığın paylaşmasını istiyoruz"

Açılışta, AA muhabirine açıklama yapan 36 yaşındaki Abd Allatif Aljeemo, Suriye'nin Cerablus şehrinde doğduğunu, Şam Üniversitesi'nde resim ve felsefe üzerine eğitim aldığını söyledi.

Aljeemo, 6 yıl önce Türkiye'ye geldiğini anlatarak, "Burada sadece sanatla ilgileniyorum. Daha önceden Cerablus şehrinde olmamdan dolayı Türk kültürüne ciddi bir yakınlığım vardı. Üniversite dönemimde eser üretirken Zeki Müren, Göksel Baktagir gibi birçok Türk sanatçıyı dinlerdik. Biz Türkiye'yi gerçekten seviyoruz. Burada yeni bir hayat kurduk. Çalışmalarımı da 4 yıldır kendi atölyemde yürütüyorum." dedi.

Eserlerinde konu olarak Suriye'de yaşadığı zorluklar ile Türkiye'deki yeni hayatı arasındaki karmaşayı ele aldığını dile getiren Aljeemo, şöyle devam etti:

"Çalışmalarımda akrilik ve yağlı boya kullanıyorum. Bu serginin çalışmalarına da mart ayında başladım. Eserlerimde tarihi eserlerden de bahsettim. Sergide İstanbul ve Suriye adlı çalışmalarım var. İstanbul benim için ne ifade ediyor, Suriye'ye buradan baktığımda ne görüyorum bunları anlatmaya çalıştım."

Aljeemo, daha önce Suriye'de birçok sergiye imza attığına işaret ederek, "Türkiye'de katıldığım 3. sergim. Fransa ve İspanya'da da kişisel sergi açtım. 1 ay sonra Lübnan'da bir sergi açacağım. Sanat evrensel bir dildir. Ayrımcılığın olmadığı bir sanat dilini bütün insanlığın paylaşmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye'de hiçbir zaman kendimi yabancı hissetmedim"

Sanatçı Khayyam Zedan da Türkiye'ye Suriye'nin Hama şehrinden 2,5 yıl önce geldiğini söyleyerek, daha önce Şam Üniversitesi'nde Güzel Sanat Fakültesi'nde akademisyen olarak görev yaptığını kaydetti.

Suriye'den Türkiye'ye gelir gelmez birçok sergiye katılma şansı yakaladığını ve Osmanbey'de de bir atölyeye sahip olduğunu söyleyen Zedan, "Türkiye'ye geldiğimde hiçbir zaman kendimi yabancı bir yere gelmiş gibi hissetmedim. Sanki 2 devlete ayrılmış bir halk gibiydik. Bana göre İstanbul, Şam'ın büyük hali. En kısa zamanda Türkçe'yi de öğrenmek istiyorum." diye konuştu.

Zedan, sergideki eserlerinden de bahsederek, şunları anlattı:

"Benim sanatımdaki temel felsefe aslında olgunluk. Başkalarında bir şeyi tam ya da eksik görmemizle alakalı bir durum. Şu anda dünya üzerinde birçok savaş var ve bu savaşlardan ciddi manada etkilenerek, bu durumu eserlerime konu edindim ve kendi dilimi kullandım. Boyayı elinize aldığınızda hissettiklerinizi, yaşananları kendi süzgecinizden geçirerek, renklerin diliyle ifade ediyorsunuz."

- "Eserlerimde şehrin görünmeyen yüzlerini izleyiciyle paylaşıyorum"

Ressam Kadir Ablak da yaklaşık 15 yıldır resim çalışmalarına İstanbul'da devam ettiğini ve bugüne kadar 17 kişisel sergi, 100'den fazla da karma sergiye katıldığını ifade etti.

Ablak, sergideki eserlerine değinerek, "Buradaki eserler, 'Bir Metropolün Anatomisi' diye 2010-2019 yılları arasında başladığım bir seri çalışmanın devamı. Bu eserlerde ben şehrin görünen yüzünden daha çok görünmeyen ya da ilk etapta görmediğimiz yanlarını izleyiciyle paylaşıyorum." dedi.

Ablak, eserlerinde sosyal gerçekçi olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:

"Bugün kırsal hayat biçimlerimizi, şehirlere taşıyarak metropollerde çoklu kültürler oluşturuyoruz. Bu da kendi içinde alışık olmadığımız farklı bir disiplini ortaya çıkarıyor. İstanbul bu durumun diğer metropollere göre çok yoğun yaşandığı bir merkez ve siz biraz uzaktan objektif olarak baktığınızda, bütün gerçekleri görmeye başlıyorsunuz. Daha önce kırsal kesimlerde yaşarken insanların fiziki mesafeleri uzak olsa da duyusal mesafeleri birbirine yakındı ama metropoller bize tam tersi fiziki mesafeleri yaklaştırarak, duyusal mesafelerimizi aştı ve ben de bu gerçeği eserlerimde izleyiciye paylaşmak istiyorum. Yani resim görünenin ötesinde ne verebilir, bunun peşinde koşan bir kahramanım."

- "Suriyeli sanatçılarla birlikte bir sergi açmak, benim için bir şeref"

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde öğretim görevlisi ve ressam Huri Kiriş de yaklaşık 20 yıldır resim yaptığını söyleyerek, sergide yer alan eserlerinde tema olarak mekan değiştirme, göç gibi insanın yolculuğunu anlatmak istediğini belirtti.

Kiriş, Akdeniz üzerinden Avrupa'ya geçiş yapmaya çalışan ve bu göç yolculuğu sırasında boğularak hayatını kaybeden mültecilerin yaşadıklarından çok fazla etkilendiğini ve bu konuya dairler resimler yapmaya başladığını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir yerden kaçtığınız zaman bir cennette kaçtığınızı düşünüyorsunuz ama karşınıza bir daha cehennem gelmiş olabilir. Yani yapmış olduğunuz bir umut yolculuğudur ama sonuç vadedilen o umut olmayabilir. Bunlar üzerine çok düşündüm, temel olarak da buradan yola çıktım. Bu anlamda bu konuyla ilgili 3 serim var. Biri cennette, biri arafta, biri de cehennemde bir gün. Sergideki eserleri de bu seriler kapsamında hazırladım."

Suriyeli sanatçılarla aynı sergide yer almaktan dolayı hem hüzünlü hem de sevinçli olduğunu ifade eden Kiriş, "Suriye'de de bir sergi açabilelim isterdim. O yüzden biraz buruğum ama her şeye rağmen onlarla bir sergi yapmak, büyük bir şeref." şeklinde konuştu.

- "Daha yaşanılabilir dünya hayali ancak sanatla gerçekleşebilir"

Serginin küratörü Mehmet Lütfi Şen ise ileride daha çok Suriyeli sanatçının katılımıyla daha büyük mekanlarda projelerin gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu projenin arkasında Damsco Group tam anlamıyla durdu ve bence bu önemli bir nokta. Artık sanatı bütün insanlar omuzlamalı. Her türlü meslek grubundan insanın sanatla ilişkisi olmalı. Daha iyi bir dünya için buna çok ihtiyacımız var. Çünkü sanatla ilgilenen herkes aslında kendine bir değer vermiş olur. Daha yaşanılabilir dünya hayali ancak sanatla gerçekleşebilir. Bu anlamda da sergi çok önemli."

Her sanatçının 5 eserinin yer aldığı, toplam 20 eserden oluşan sergi, yarın sona erecek. Sergiden elde edilecek gelirin bir bölümü ise Türkiye Meme Vakfı'na bağışlanacak.


Kaynak: