İngiliz Parlamentosunda Türkiye ve AB'nin mülteci politikaları tartışıldı

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Talip Küçükcan:- "Türkiye mültecilere karşı açık kapı politikası izledi. Toplum da bunu büyük oranda benimsedi. Ancak Avrupa'ya baktığımızda herkes mültecilere duvarlar örmeye başladı"
İngiliz Parlamentosunda Türkiye ve AB'nin mülteci politikaları tartışıldı

LONDRA (AA) - Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Talip Küçükcan, Türkiye'nin mültecilere karşı açık kapı politikası izlemesine karşın Avrupa'nın mültecilere duvar ördüğünü söyledi.

TRT World Araştırma Merkezi, İngiliz Parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarasında, dünya mülteciler günü vesilesiyle "Türkiye'nin Mülteci Krizindeki Rolü ve Avrupa'nın Önündeki Yol" konulu panel düzenledi.

Panele, AK Parti 25 ve 26. dönem milletvekili, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Küçükcan, London School of Economics (LSE) Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Eiko Thielemann ile Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) araştırmacısı Shoshana Fine konuşmacı olarak katıldı.

Panel öncesinde AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Küçükcan, dünyada yaklaşık 65 milyon mültecinin bulunduğunu ve Türkiye'nin de en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olduğunu söyledi.

Türkiye'nin mülteciler için şimdiye kadar 37 milyar doları bulan bir harcama yaptığını anlatan Küçükcan, Türkiye'nin buna rağmen gereken desteği görmediğini dile getirdi.

Küçükcan, Türkiye'nin mülteci politikasıyla dünyada öne çıktığına vurgu yaparak, "Türkiye 2011'de, özellikle Suriye krizinden itibaren mültecilere karşı açık kapı politikası izledi. Toplum da bunu büyük oranda benimsedi. Ancak Avrupa'ya baktığımızda herkes mültecilere duvarlar örmeye başladı." diye konuştu.

- "AB olmasa mülteciler daha kötü durumda olurdu"

Dr. Thielemann ise Avrupa Birliği'nin (AB) Suriyeli mülteciler konusunda politika belirlemede etkin bir rol aldığına dikkati çekti.

"AB Suriye krizi boyunca ve Türkiye ile müzakere ettiği ünlü anlaşma nedeniyle geniş biçimde de eleştirildi." ifadesini kullanan Thielemann, şunları kaydetti:

"Evet, AB eleştirilebilir. Hem başarısızlıkları, hem de bu kriz sürecine yanıtları nedeniyle. Ama AB ve AB politika belirleme süreçleri olmasaydı Avrupa da mülteciler de çok daha kötü bir durumda olurdu. "

Thielemann, AB'nin bundan sonra da yapması gerekenler olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"AB, mülteciler için kıtaya daha güvenli giriş güzergahları oluşturmalı. Pek çok mülteci Avrupa'ya ulaşmaya çalışırken hayatını kaybediyor. Üye ülkelerin belirlenen mülteci politikalarını hayata geçirme düzeyleri arasındaki uçurumu kapatmalı. Sorumlulukları daha eşit bir biçimde paylaştırmalı. Bu nedenle de kota temelli yaklaşımları dikkatli düşünmeliyiz."

ECFR araştırmacısı Shoshana Fine da Türkiye'nin mülteci krizinde üstelendiği rolü övdü.

Türkiye'nin literatürde "geçiş ülkesi" diye kategorize edilmesini de eleştiren Fine, mültecilerin hedeflerini Avrupa olmasına karşın Türkiye’nin hedef bölgeden daha fazla mülteciye ev sahipliği yaptığına dikkati çekti.

Kaynak: