Irkçı İsrail’den gasp kanunu

İsrail’i “Yahudilerin anavatanı” ilan eden yasa tasarısına öfke büyüyor. Müslüman Arapları ve Hristiyanları “ikinci sınıf” vatandaş durumuna düşürecek tasarı yarın İsrail meclisinde oylanacak.
Irkçı İsrail’den gasp kanunu

Toprakları işgal edilen ve yaşam alanları Yahudi yerleşimleri ile her geçen gün daralan Filistin halkı şimdi de İsrail’in yeni devlet yapılanması ile tehdit altında. İsrail’i “Yahudi devleti” olarak tanımlayan tartışmalı tasarı önceki gün Bakanlar Kurulu’nda 11’e karşı 14 oyla imzalandı. Başbakan Benyamin Netanyahu’nun talimatı ile koalisyondaki farklı partilerden 3 bakanın hazırladığı yasa taslağı, Hattuna Partisi lideri Adalet Bakanı Tzipi Livni ile Yeş Atid (Gelecek) partisi lideri Maliye Bakanı Yair Lapid’in muhalefetine rağmen kabul edildi. 
TÜM YAHUDİLERİ KAPSIYOR
İsrail meclisi Knesset’te yarın oylamaya sunulacak olan yasa tasarısında “İsrail Yahudilerin tarihi anavatanıdır ve tüm İsrail vatandaşları eşit haklara sahiptir” ifadeleri bulunuyor. Onaylanmasına kesin gözüyle bakılan tasarı, İsrail’in bir anayasası olmadığı için devletin “temel kanunlarının” içine girecek. Yasa tasarısında İsrail devleti, bölgesel bir devlet şeklinde değil tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlanıyor.  
EŞİTLİK İLKESİNİN ALTINI OYACAK
Kanuna Arap milletvekillerinin de mensubu olduğu Balat partisi toplu olarak karşı çıkarken sosyalist siyonist çizgideki Meretz lideri Zahava Gal-On çıkarılan kanun için, “Netanyahu’nun başını çektiği sağcı koalisyon üyeleri İsrail demokrasisine karşı suç işleyerek İsrail kanunlarına düşen kara lekeden sorumlu olacaklar. Çıkan kanun eşitlik ilkesinin altını oyarak İsrail’deki Arapları ikinci sınıf vatandaş yapacak” dedi.

Bakandan trajikomik benzetme

Başbakan Netanyahu’ya destek veren Turizm Bakanı Uzi Landau, “Bu, her ülkede olduğu gibi doğal bir yasa. İsrail, Yahudi ve demokratik bir ülkedir, Fransa; Fransız ve demokratik, İngiltere; İngiliz ve demokratik bir ülke olduğu gibi” ifadelerini kullandı. Ancak İsrailli bakanın, devletin kaynağı olarak Yahudiliği, Fransız ya da İngiliz olmakla eşleştirmesi başlı başına tartışma konusu. Zira İngiltere ve Fransa, nüfusunun çoğunluğu Hristiyan olmasına rağmen kendilerini “Hristiyan ulus devleti” olarak tanımlamıyor. 

Meclise gelmeden çöpe atın

Görevi süresince onay verdiği binlerce Yahudi yerleşimi, taş atanlara getirdiği 20 yıla kadar hapis cezası ve 18 Kasım’daki sinagog saldırısı sonrası artan Filistinlilerin evlerini yıkma uygulamaları ile hukuk dışı kararlarında çıtayı yükseltmeye devam eden Benyamin Netanyahu’nun son yasa tasarısına içeriden de tepkiler geliyor. İsrail hükümetinin hukuk danışmanı da olan Başsavcısı Yehuda Weinstein, “Onaylanan ulusal devlet yasa tasarısı İsrail’i seven herkes için çok kötü oldu. Yasa, meclisten geçmeden önce milletvekilleri bu tasarıyı çöpe atmalı. Yasa içimizde yaşayan azınlıklara gerçekten eşit haklar vermiyor ve asıl amacı ise mahkemeleri nasıl idare edeceğimizi dikte etmek” diye konuştu.

AP’nin Filistin’i tanımasından korkuyorlar

İsrail medyası, Tel Aviv’in Doğu Kudüs’teki yerleşim faaliyetlerini durdurma çağrılarına kulak tıkamasına yanıt olarak Avrupa Parlamentosu’nda (AP) Filistin oylamasının yapılacağı yorumları yer alıyor. İsrail’in bu kararı engellemeye çalıştığı ve Filistin’in devlet olarak tanınması halinde Tel Aviv’in Avrupa’nın kararını, “İsrail karşıtlığı” olarak kabul edeceği tehditleri ortaya atılıyor. Fransa’nın Filistin’i devlet olarak tanıma girişiminin de Avrupa Parlamentosu’nda büyük bir etki oluşturmasının beklendiği ve İsrail’in Avrupa Birliği Büyükelçisi David Walzer’in beraberindeki heyet üyeleri ile son zamanlarda acil toplantılar düzenlediği biliniyor. AP’den lehte karar çıkması ihtimalinin AB üyesi ülkelerde Filistin’i tanınma yarışını artırması da İsrail’i endişelendiriyor.  Avrupa Parlamentosu’nda Filistin’in devlet olarak tanınması için yeni bir girişim başlatılmıştı. Tasarı gündeme alınması halinde 27 Kasım’da oylama yapılacak.

Herkes eşittir ama bazıları daha eşit!

Müslüman Arapları ve Hristiyanları “ikinci sınıf” vatandaş durumuna düşüren yasa tasarısı Yahudi olmayanlar için tehlikeli bir sürecin de kapısını aralıyor. Eğer yasa kabul edilirse Yahudi olmayan vatandaşlar kendilerini arafta bulacak ve Yahudilerle eşit haklara sahip olamayacak. Netanyahu’nun, “Her vatandaşımız eşit haklara sahiptir ancak yalnızca Yahudi halkı ‘ulusal’ haklara sahiptir; bayrak, marş ve her Yahudi’nin ülkelerine dönme hakkı gibi” şeklindeki söyleri, işgal topraklarındaki Filistinlilerin haklarının gaspedileceği sinyalini veriyor. İki devletli çözüm sürecini her fırsatta baltalayan Netanyahu yönetimi, ülkesinin kendi vatandaşlarına karşı “demokrasi” sınavında da kalması için elinden geleni yapıyor. 

Diasporayı toplayacak

Yasalaşması beklenen tasarıda şu ifadeler yer alıyor: “İsrail devleti Yahudilerin tarihi anavatanı ve İsrail devletinin kurulduğu yerdir. Tüm Yahudiler İsrail'e göç ve yasalara göre devlet vatandaşlığını alma hakkına sahiptir. Devlet sürgündeki Yahudi halkını toplamak diasporadaki Yahudi topluluklar arasındaki bağları güçlendirmek için hareket edecektir.”

Filistin halkına ikinci darbe

Sağ görüşlü Tel Aviv kabinesinin böyle bir zamanda karar almasının arka planı sorgulanıyor. Tasarıyla birlikte işgal toprakları “Yahudi halkının tarihi anavatanı” olarak nitelendiriliyor. Bu da Filistinlilerle barışın önündeki engellerin artırılması ve Filistin halkına ait olan toprakların ve tarihin de bir kez daha çalınması anlamına geliyor. Bu kapsamda Filistinli mültecilerin geri dönüp topraklarında hak iddia etmelerinin de önü kapatılıyor. Diğer taraftan halihazırda Yahudi yerleşimleri nedeniyle AB ile karşı karşıya gelen İsrail’in yöneticileri bu tasarıyla, uluslararası kamuoyunun gözünde “demokrasi” sınavı veremediklerini de kanıtlamış oluyorlar.