İş umuduyla göç edilen kentlerde işsizlik daha yüksek

TBMM KİT Komisyonu Başkanı Kinay, "Nüfusu azalan illerden, iş aramak umuduyla büyükşehirlere giden vatandaşların gittiği yerde işsizlik çok daha fazla" dedi.
İş umuduyla göç edilen kentlerde işsizlik daha yüksek

Türkiye'de iş bulmak umuduyla göç edilen büyük kentlerde işsizlik daha yüksek oranlarda seyrediyor.

Güç ve işsizlik konusundaki çalışmalarıyla tanınan TBMM KİT Komisyonu Başkanı Hasan Fehmi Kinay, illere göre 2013 yılı  işsizlik verilerini derledi. Nüfusu azalan 13 ilde (Sivas, Isparta, Yozgat, Kırıkkale, Zonguldak, Amasya, Erzurum, Kars, Tokat, Bayburt, Çorum, Ardahan) ortalamaişsizlik oranının yüzde 7,2 olduğuna işaret eden Kinay, en yüksek işsizlik oranının yüzde 10 ile Sivas, en düşük işsizliğin ise yüzde 5,8 ile Ardahan olduğunu kaydetti. 

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Kinay, büyükşehirlerde ortalama işsizliğin yüzde 9,7 olduğuna dikkati çekerek, bu kentlerde yüzde 2,5 oranında daha fazla işsiz olduğunu söyledi. Bugüne kadar "işsizlik nedeniyle büyükşehirlere göç yaşanıyor" algısının yerleştiğine dikkati çeken Kinay, bunun gerçeği yansıtmadığı görüşünde.

Nüfusu azalan illerden iş aramak umuduyla büyükşehirlere giden vatandaşların gittiği yerde işsizliğin çok daha fazla olduğuna işaret eden Kinay, şöyle konuştu:

"İstanbul'a göç eden Ardahanlı, orada kendi kentinden iki kat fazla işsiz olduğunu bilmiyor. Çorum ve Kütahya'dan kalkıp yakın çevreye giden vatandaş, İzmir'de yüzde 15 işsizlik olduğunu bilmiyor. Kütühya'da işsizlik yüzde 6 iken, İzmir'de ise bunun üç katı yüzde 15. Çorum'dan Ankara'ya gelmeye kalkan, burada daha fazla sorun yaşayabilir. Çünkü Çorum'da yüzde 5,9 olan işsizlik, Ankara'da yüzde 10,2. Bizim bu ezberi değiştirmemiz lazım. Göçün temel nedeni işsizlikle ilgili değil. Yatırım ve istihdam politikalarıyla bölgesel gelişmişlik farklılıklarını giderebilmiş değiliz. Çünkü arzu edilen fabrika kurmaksa, bu göçü tek başına engellemeye yetmiyor. Olayın sosyal boyutuna bakmak lazım. Olayın sosyal boyutunda büyükşehirler için oluşturulan cazibe var, büyülü bir hava var. Özellikle İstanbul için. Bu, Ankara için de geçerli. Buralarda her şey daha görkemli, ihtişamlı. Doğal olarak kendi bulunduğu ilçedeki ihtişam mukayesesini yapan gençler. büyükşehirlerde yaşamaya karşı ilgi duyuyor. Oysa, hem büyükşehirlerin kendilerine verebilecekleri sınırlı hem de büyükşehirlerde çok ciddi sorun var. Özellikle İstanbul'da..."         

"Yeşilçam'a, belediyelere çok iş düşüyor" 

Kinay, durumun tersine dönebilmesi için Yeşilçam'a büyük görev düştüğünü belirterek, İstanbul'a göçün insanlar üzerindeki ne tür etkisi olduğunun sinema açısından zengin konular arasında olduğunu söyledi. 

"Herkesin şehirlerini sevdireceğimiz işler yapmamız lazım. Burada tabii ki Yeşilçam kadar önemli olan belediyeler" diyen Kinay, belediyelerin kentlerinde görkemli büyülü havayı, hemşehrilerine şehirleri sevdirecek işler yapması gerektiğini savundu. 

Kendisinin Kütahya'ya aşık olduğunu, en çok eski sokaklarında dolaşırken huzur bulduğunu ifade eden Kinay, orada tarihe tanıklık eden köprü bulunduğunu, ancak enkaz görünümünde, metruk  ve terkedilmiş görüntünün gençler açısından kentin cazibesini yitirdiğini söyledi. Belediye veya Hükümet politikası olarak şehrin kültürel kimliğini ortaya çıkarabilecek, kentte yaşayanların şehre bağlılığını güçlendirecek projeler geliştirilmesi gerektiğini anlatan Kinay, geniş anlamda imar hareketinin ve sosyal ihtiyaçları kapsayan yapılaşmayı uygulamaya koymalarının önemine işaret etti.  

Kinay, "şehri sevdiren kentler" arasına Eskişehir, Konya, Kayseri, Ankara'yı gösteren Kinay, "Üniversite kenti olması önemli. Üniversitelerin kentlere önemli katkısı var, şehrin sosyal ihtiyaçlarını giderme noktasında. Bizim sorunumuz üniversite ile şehir ilişkisi tam kurulamıyor. Üniversitenin kampüse çekilmesi ve halkın çoğunluğunun üniversiteye  mesafeli duruşu, maalesef kırılamadı. Kentte yaşayan vatandaş yasak olmamasına rağmen kampüse girmiyor. Zihindeki engelleri kaldırmamız lazım" dedi.