"İslamofobi: Bir İnsan Hakları İhlali ve Irkçılığın Çağdaş Görünümü" semineri

İİT Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti iş birliğiyle gerçekleştirilen uluslararası seminer, sonuç bildirgesinin açıklanmasıyla sona erdi- Bildirgeden:- "Her şeyden önce İslamofobi'nin sürüdürülmesinin ve devamlı olarak
"İslamofobi: Bir İnsan Hakları İhlali ve Irkçılığın Çağdaş Görünümü" semineri

İSTANBUL (AA) - İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu (BDİHK) ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti iş birliğiyle düzenlenen "İslamofobi: Bir İnsan Hakları İhlali ve Irkçılığın Çağdaş Görünümü" konulu uluslararası seminer, sonuç bildirgesinin açıklanmasıyla tamamlandı.

İİT BDİHK Başkanı Rashid bin Hamed Al Balushi, kapanış oturumunun ardından düzenlenen basın toplantısında, İstanbul Deklarasyonu olarak tanımladıkları sonuç bildirgesini basın mensuplarıyla paylaşarak İslamofobiyle ilgili uluslararası önlemler alacaklarını söyledi.

Balushi, 2 gün boyunca süren seminer sonucunda aldıkları kararla İslamofobi, ırkçılık ve nefret söylemine yönelik çalışmalarını sürdüreceklerini belirtti.

Toplantıya uluslararası boyutta birçok akademisyen ve uzman kişilerin katıldığına dikkati çeken Balushi, "Aynı şekilde Türkiye Cumhuriyet Adalet Bakanlığı ve hükümet yetkilileri, uluslararası kuruluşlardan, insan hakları örgütlerinden de katılımlar oldu. Bu seminerde İslamofobi konuşuldu ve bu kavramın içeriği doldurulmaya çalışıldı." diye konuştu.

Balushi, gerek bölgesel gerekse uluslararası düzeyde İslamofobi'nin yaygınlaşması ve bunun etkileri konusunun işlendiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"İslamofobi'nin ırkçılığın da yayılmasıyla Müslümanlar üzerine yürütülen negatif algının yok edilmesine yönelik bir inisiyatif geliştirilmesi ve İslamofobi'nin suç kapsamına alınmasıyla alakalı bir inisiyatif geliştirilmiştir. Bu İslamofobik algının toplumlar üzerinde nasıl bir negatif etkisi olduğu da vurgulandı. Uluslararası kanunlar gereğince özellikle İstanbul inisiyatifinin burada vardığımız mutabakatın göz önüne alınması gerektiği de vurgulanmış oldu. Türkiye'ye ve organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum."

Adalet Bakanlığı İnsan Kaynakları Daire Başkanı Hacı Ali Açıkgül ise seminere çeşitli uluslararası kuruluşlardan uzmanların katıldığını ifade ederek, İİT üye ve gözlemci ülkelerinden de geniş sayıda bir katılım olduğunu aktardı.

Seminerin çok verimli ve başarılı bir şekilde geçtiğini kaydeden Açıkgül, "Seminer sonucunda BDİHK İstanbul deklarasyonu olarak bir deklarasyon yayımladı. İslamofobi'yle etkili bir mücadelede yol haritası olacak şekilde hem devletlere hem uluslararası kuruluşlara yol gösteren çeşitli tavsiyelerde bulunan bir deklarasyon yayımladı. Hem seminerin hem de deklarasyonun hayırlı sonuçlara vesile olmasını diliyorum." açıklamasında bulundu.

İstanbul'da düzenlenen "İslamofobi: Bir İnsan Hakları İhlali ve Irkçılığın Çağdaş Görünümü" konulu uluslararası seminerin sonuç bildirgesinde, dünyanın birçok bölgesinde Müslümanlara karşı nefret söyleminin bulunduğu vurgulanarak, Myanmar'da Rohingyalı Müslümanlara yönelik insan hakları ihlallerine dikkat çekildi.

Bildirgede şu ifadelere yer verildi:

"Her şeyden önce İslamofobi'nin sürdürülmesinin ve devamlı olarak artmasının açık bir insan hakları ihlali teşkil ettiğini vurgulamak amaçlanmıştır. Müslümanlara (fiziki görünümleri ve kültürel alt yapıları sebebiyle Müslümanlara benzeyen gayrimüslimler de dahil olmak üzere ibadet eden ya da etmeyenlere) karşı şiddet olaylarının ve nefret suçlarının artması, İslamofobi'nin ırkçılığın bir şekli olarak incelenmesi gerekliliği daha da vurgulamaktadır. Irk, din ve kökene dayanan ayrımcılıkla mücadele etmek amacıyla ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde oluşturulmuş olan yasal mevzuatlar ve en iyi uygulamalar ile bunların uygulanmasındaki eksikler de değerlendirilecektir.

Dünya çapında ırka ve dine dayalı ayrımcılığa ve özellikle İslamofobi'ye karşı çıkarak ve bu hususlarda mücadele ederek en iyi uygulamaların değerlendirilmesinin dışında Birleşmiş Milletler'de halihazırda tartışılan konulara olumlu katkılarda bulunmak amacıyla ve İstanbul süreci kapsamında özel önerilerde bulunulacaktır. Müslüman karşıtlığının sağ siyasette de bir malzemeye dönüştü. Ayrıca İslamofobi konusunda medya ve sivil toplum kuruluşlarına görev düşüyor."

Kaynak: