'İsrail'i koruyan ülkelerin tavrını deşifre etmeliyiz'

Filistin Dışişleri Bakanı Malik, İsrail'in Filistin topraklarındaki hak ihlallerine karşı "ABD başta olmak üzere İsrail’i koruyan ülkelerin tavırlarını deşifre etmek için" yeniden BMGK'ya başvurmaya karar verdiklerini söyledi.
'İsrail'i koruyan ülkelerin tavrını deşifre etmeliyiz'

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad Maliki, Filistin'in ekonomik durumu, İsrail ile ilişkileri ve ekim ayında yapılacak belediye seçimleri hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. 

Bakan Maliki, İsrail’in tüm uyarılara rağmen işgal altındaki Filistin topraklarında yeni yerleşim birimleri inşa etmeyi sürdürdüğüne dikkati çekti.

BMGK'nin gündeminde şu sıralar çoğunlukla Suriye, Kuzey Kore ve Ukrayna ile ilgili sorunların yer aldığını anımsatan Maliki, yine de kendilerinin İsrail’in bu hak ihlallerini BMGK’ya taşımakta kararlı olduklarını bildirdi.

Maliki, BMGK'da Filistin konusunda ABD'nin geçmişteki vetolarını da anımsatarak, "Biz ne zaman bu yöndeki taleplerimizi BMGK gündemine taşımaya çalışsak mutlaka İsrail’i koruyan ve İsrail’in bu ihlallerini destekleyen ülkelerin tavırlarıyla karşılaşıyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) İsrail’i koruyan başta ABD olmak üzere diğer ülkelerin bu tavırlarını da gün yüzüne çıkarmak ve onları deşifre etmek için tekrar (BMGK'ya) gitmeye karar verdik." şeklinde konuştu.

"Yerleşim birimi inşasından asla geri durmayacak"

İsrail ile barış görüşmelerinin doğrudan başlamasının en temel şartının yerleşim birimi inşasının durdurulması olduğunu hatırlatan Maliki, "Ancak biz biliyoruz ki İsrail, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te Yahudi yerleşim birimi inşa etmekten asla geri durmayacak ve bundan dolayı herhangi bir utanç duymuyor." dedi.

Maliki, İsrail’in durmaksızın Filistin topraklarında yeni projeler geliştirdiğini, halkın mal ve mülküne el koyduğunu söyleyerek, bu işgalin sürmesinin İsrail'in işine geldiğini, bu nedenle de karşı tarafın sorunun çözümü konusunda adım atmakta istekli davranmadığını vurguladı.

"Gelecek bizim lehimizedir"

Maliki, İsrail'in Fransa’nın barış girişimi konferansına karşı tavrının Fransa’yı konferansı düzenlemekten alıkoymadığını ve konferansa 28 devletin yanı sıra uluslararası ve bölgesel üç büyük örgütün katıldığını hatırlattı.

Fransa’nın yeniden ve daha büyük bir konferans düzenlemek için harekete geçtiğini ifade eden Maliki, “Fransa, İsrail’e rağmen bu çabalarını sürdürmeye devam edecektir.” ifadelerini kullandı.

Bakan Maliki, şöyle devam etti:

"Zaman, Filistin davasının aleyhine işlese de İsrail'in yaptıklarından bıkan uluslararası camianın duruşu bizim lehimize. Hatta öyle ki İsrail’i uluslararası camiada savunan birçok ülke bu tavrından vazgeçti. Bu ülkeler, İsrail'in hız kesmeyen Yahudileştirme, yerleşim birimi inşa etme ve savaş politikaları nedeniyle bu ülkeyi koruma politikalarını sürdüremeyeceklerini fark ettiler. Biz, Filistin halkı olarak mücadelemizden taviz vermeyeceğiz. Filistin, 4,5 milyonu aşan nüfusuyla bu topraklardan vazgeçmeyecek, işgalden kurtulmak ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletini kurmak için mücadelesinde ısrarcı olmaya devam edecektir. Uluslararası camianın desteğini almamız işgalden daha kolay kurtulmamıza vesile olacaktır. Yok eğer bu desteği almayı başaramazsak işte o zaman kendi imkanlarımızla direneceğiz.”

Filistin’i tanıyan ülke sayısının önemine de değinen Maliki, bu konuda Türkiye'nin de desteğini aldıklarını dile getirdi.

Maliki, bu sürecin zorluğunun farkında olduklarını, kötümserliğe kapılmadıklarını, iyimser düşündüklerini ve uygun havayı yaratmak için ellerinden geleni yaptıklarını anlatarak, "Umudumuzu yitirmeyeceğiz. Filistin devletinin mutlaka tanınacağına inanıyoruz." dedi.

Dünya haritasına baktıklarında Filistin davası lehine birçok değişimin olduğunu gördüklerini söyleyen Maliki, “Her ne kadar şu an için durum bizim aleyhimize olsa da muhakkak ki gelecek bizimdir, bizim lehimizedir.” diye konuştu.

Maliki, Körfez ülkelerinin Filistin davasına desteklerine ilişkin olarak da “Filistin sorunu, çözülene kadar başta Arap dünyası olmak üzere tüm İslam dünyasının gündemi olmaya devam edecektir.” ifadelerini kullandı.

"Lieberman'ın atanması yeni bir savaşın habercisi"

Bunun yanında, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından Savunma Bakanlığına Avigdor Lieberman’ın atanması konusuna değinen Maliki, bunun sadece kendileri tarafından değil, aynı zamanda İsrail içinden ve uluslararası camiadan da sert tepkilerle karşılandığını söyledi.

Maliki, "Lieberman’ın bu bakanlığa atanması Gazze’ye yönelik yeni bir savaşın habercisidir" ifadesini kullandı.

Lieberman'ın savaşa giden süreci açık şekilde körüklediğini belirten Maliki, uluslararası camianın Lieberman'ı durdurması gerektiğini kaydetti.

Filistin’de belediye seçimleri

Öte yandan, İsrail’in önce Filistin ekonomisini atıl hale getirdiğini, ardından da Filistin'i kendi ürünleri için önemli bir pazara dönüştürdüğüne dikkati çeken Maliki, “Filistinliler olarak yıllık 8-10 milyar doları aşan ve neredeyse bütün ihtiyaçlarını İsrail'den karşılayan bir pazara dönüştük. İşte bu İsrail için vazgeçilmez bir pazardır.” şeklinde konuştu.

Riyad Maliki, bölgede uzun bir süreden bu yana yapılamayan belediye seçimlerinin ekim ayında yapılmasına ilişkin ise şunları söyledi:

"Bu süreç Filistin’in demokrasisini güçlendirecek bir adımdır. Demokratik anlayışın Filistin toplumunda kökleşmesini sağlayacak önemli bir süreçtir. Filistinli bütün tarafların koordinasyonunda gerçekleşecek böylesi bir tecrübenin tam vaktidir. Hükümet bunu kararlaştırdığında ve Yerel Yönetimler Bakanlığını bu süreci başlatmakla görevlendirdiğinde, aralarında Hamas ve El Fetih’in de bulunduğu, İslami Cihad hareketi haricindeki bütün Filistinli gruplar bu kararı memnuniyetle karşıladı.”