Sedat Dönmez

Sedat Dönmez

İSTANBUL ŞEB-İ ARUS’U ALIR

İSTANBUL ŞEB-İ ARUS’U ALIR

Şeb-i Arus’a bir gelen bir daha gelmiyor. Çünkü artık her sene aynı etkinliği görmekten insanlar bıktı. Dışarından büyük umutlarla gelen insanlar etkinliğin zayıflığı ile hayal kırıklığına uğrayıp gidiyor. Biz Ahmet Özhan izlemekten bıktık belediyemiz her sene Ahmet Özhan dinletmekten bıkmadı. Şeb-i Arus Konya için belki de en önemli hafta. İnanç pazarlaması eşliğinde en çok ziyaretçinin çekileceği hafta. Fakat Konya’da bu hafta markaların ve belediyelerin Mevlana’nın sözlerini paylaştığı açık hava reklamlarından öteye gidemiyor. Pazarlamada süreklilik esastır yani bir müşteriye sattığınızda tekrar satın alması önemlidir. Şeb-i Arus’a bir gelen bir daha gelmiyor çünkü tekrar gelmesini sağlayacak merak unsuru yok. Her sene aynı etkinlik aynı rutinde devam ediyor. Tam bir festival haftası olması gerekirken, doğurgan bir etkinlik olması gerekirken Mevlana Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Sema etkinlikleriyle geçiyor bu güzel hafta. Mevlana anlayışının özünü veren, o ruhu yaşatacak hiçbir hareket yok şehirde. Bırakın hareketi Şeb-i Arus’a çağıran bir iletişim bile yok. Her alışveriş merkezi kendine göre bir iletişim yöntemi geliştirmiş kendi içerisinde bir takım etkinlikler yapıyor. Hepsinin kapısında bir Semazen figürü. Mevlana anlayışı bir semazenden ibaret değildir ki. Bunların hangisi Şeb-i Arus ruhunu veriyor. Tabi ki hiçbiri. Bu ruhu yaşatacak olan belediyedir. Doğa boşluğu affetmiyor maalesef belediyenin oluşturduğu boşluğu birileri kendi çabasıyla doldurmaya çalışıyor o da bu kadar oluyor. Gelenlerin zihninde kalan ise semazenden başka bir şey olmuyor. Belediye bu konuda tam bir pazarlama miyopluğu yaşıyor. Nasılsa herkes biliyor anlayışıyla ilerliyor. Burası yıllardır dostluk kapısı diyor iletişiminde. Ee ne yapalım dostluk kapısıysa. O kapıya insanları çağırmadığınız sürece o kapıdan içeri giren olmaz bilesiniz. Ne Konya’da ne başka şehirde Şeb-i Arus’a çağrıya yönelik bir iletişim göremiyoruz. Siz insanları çağırmazsanız, gelmeleri için sebepler sunmazsanız kimse sizin kapınızı çalmaz. Etkinliğin halkla ilişkileri yerlerde sürünüyor maalesef. Konya basınından başka ulusal basında konuşan bile yok.

Sonra İstanbul bu işe el atınca kızıyoruz. Vay efendim Şeb-i Arus İstanbul’da olur muymuş? Önemli olan yer değil o ruhu yaşatabilmektir. Yaşatıyorsa bal gibi olur. Kenan Işık’ın Mevlana şiiri okuması bile büyük ilgi çekti. Çünkü artık insanlar Ahmet Özhan dinlemekten bıktı. Yenilik istiyor. Hatta birkaç sene içerisinde bizim şehir yöneticilerimiz Şeb-i Arus’u İstanbul’da izlemek için yola düşer. Şaşırmayın toplanıp gidersek.

Artık şehir yöneticilerimizin kendini silkelemesi bu haftanın değerini anlaması gerekiyor. Bu haftayı inanç pazarlaması eşliğinde düşünüp her gün aynı şeyleri insanlara izletmektense yenilikler katmalı, Şeb-i Arus ruhunu Mevlana ruhunu tüm şehre yaymalı. Gün içerisinde insanların şehir içerisinde bu ruhu anlayacakları etkinlikler planlamalı. İnsanların evlerine götürebilecekleri eşyalar üretmeli. Bunların hepsini bir bütün olarak ele almalı. Herşeyden önce artık bu kapıya çağrı yapacak güzel bir iletişim yapmalı. Sadece Konya’da değil tüm Türkiye’ye yurt dışına bu iletişimini yaymalı. İnsanları davet etmeli. Gelmeleri için merak ettirmeli. Gelen insanlara burada doya doya o ruhu vermeli. Semazen göstermek yerine Mevlana’yı anlamalarını sağlamalıyız. Gelenler seneye bir daha gelmeli. Kendi şehirlerine gittiklerinde tavsiye etmeli, başkalarını da yanında getirmeli. Yanlarında buradan birşeyler götürmeli ki gelmeyenlerde de merak oluşturup gelmeleri sağlansın. Tek satışlık anlayıştan çıkmalıyız artık. Ulusal ve uluslararası basının ilgisini buraya çekebilmeliyiz. Etkinliği konuşturmalıyız.

TURKCELL ŞEB-İ ARUS’U KONYA’DAN İBARET SANMIŞ

Turkcell Şeb-i Arus için güzel bir iletişim kurmuş. “Gönüller yapmayı yakınlaşmayı senden öğrendik” diyor. Buraya kadar bir iletişim firması için güzel evet fakat alt metin “Tüm Konyalı’ların Şeb-i Arus’u kutlu olsun “diyor. Mevlana sadece Konya’ya ait değil evrensel bir değerdir. Bu nedenle bu kadar dar bir kitlede düşünmek olmaz. Böyle düşünürsek Mevlana’yı da anlayışını da daraltmış olursunuz. Yine de ulusal anlamda Mevlana’yı hatırlayan marka oldu tebrik etmek gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sedat Dönmez Arşivi
SON YAZILAR