"İstanbul Sözleşmesi kadına şiddetin önlenmesinde en ilerici sözleşme"

BM Kadın Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü ve Türkiye Temsilcisi Alia El Yassir:- "Bu coğrafyada kadına yönelik ve ev içi şiddetin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi var. Bu sözleşme kadına yönelik şiddetin önlenmesi açısından en ilerici sözleşme
"İstanbul Sözleşmesi kadına şiddetin önlenmesinde en ilerici sözleşme"

ANKARA (AA) - MUHAMMET İKBAL ARSLAN - Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü ve Türkiye Temsilcisi Alia El Yassir, "Bu bölgede kadına yönelik ve ev içi şiddetin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi var. Bu sözleşme kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve ortadan kaldırılmasına yönelik tedbirler açısından en ilerici sözleşmedir." dedi.

BM Kadın Birimi Türkiye Temsilcisi Yassir, bölgede yürütülen çalışmalar hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Yassir, Türkiye ve Türkiye'nin yer aldığı coğrafyada kadına yönelik şiddetin önlenmesini amaçlayan İstanbul Sözleşmesi'nin 2014'te yürürlüğe girdiğini hatırlattı.

BM Kadın Biriminin bölgedeki eşitsizliklerle ilgili meselelere yoğunlaştığının altını çizen Yassir, bu çalışmaların BM'nin öncülüğünü yaptığı sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin bir parçası olduğunu da belirtti.

Yassir, "Hükümetlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gerçekleştirebilmeleri için yürüttükleri faaliyetleri destekleme hususunda kilit bir rol oynuyoruz. Bu da kimseyi geride bırakmamak adına olumlu bir çaba." değerlendirmesinde bulundu.

BM Kadın Biriminin bölgedeki ülkelerin tamamında yürüttüğü iki temel çalışma alanı olduğuna vurgu yapan Yassir, bunun ilkinin toplumsal cinsiyet eşitliğinin kamu idari mekanizmalarında var olması olduğunu söyledi.

- "Bütçelerin toplumsal cinsiyete duyarlı olmasını sağlamaya çalışıyoruz"

Yassir, konuşmasına şöyle devam etti:

"Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması kapsamında kurumların yönetim mekanizmalarıyla birlikte çalışıyoruz. Kurumların planlarının ve bütçelerinin toplumsal cinsiyete duyarlı olmasını sağlamaya gayret ediyoruz. Özellikle toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme söz konusu olduğunda, bu bölgedeki ülkeler için toplumsal cinsiyet açısından güçlendirilmiş yönetişim çok önemli. Bu program hükümetlerin planları ve bütçelerinde kimin geride kaldığını anlamaya çalışarak önlem alınmasını öneriyor. Bunları hem yerel hem de ulusal seviyede yapıyoruz."

Yassir, bütün kadınların eşit imkanlara sahip olmadığına da değinerek, "Şehirdeki engelli kadınlar ile çalışan kadınlar farklı ihtiyaçlara sahip. Kırsal alanda çalışan kadınlar ile şehirde çalışan kadınlar da farklı ihtiyaçlara sahip. Kendine özgü durumda olan kadınların kendine özgü ihtiyaçlarına odaklanmak gerekiyor. Bu bizim için önemli bir çalışma alanı." dedi.

BM Kadın Biriminin çalıştığı ikinci kilit alanın ise kadın ve çocuklara yönelik şiddetin ortadan kaldırılması olduğunu vurgulayan Yassir, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin bir insan hakları ihlali olduğuna dikkati çekti.

- "İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetin önlenmesi açısından en ilerici sözleşmedir"

Yassir, "Bu bölgede kadına karşı ve ev içi şiddetin önlenmesine yönelik İstanbul Sözleşmesi var. Bu sözleşme kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin azaltılması açısından en ilerici sözleşmedir. İstanbul Sözleşmesi, bu alanda bir standart oluşturmaktadır." ifadelerini kullandı.

BM Kadın Biriminin kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi adına çalışmalar yürüttüğünü hatırlatan Yassir, Türkiye'deki çalışmalarının da bunun bir parçası olduğunu vurguladı.

Yassir, BM Kadın Biriminin toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemenin gerçekleştirilmesi alanında da faaliyet gösterdiğini belirterek, "Daha önce bunu yerel seviyelerde yapmıştık, şimdi ise bunu ulusal seviyeye taşımak istiyoruz. Toplumsal cinsiyete duyarlı kamu idaresi bağlamında, görev ve sorumluluk sahibi ve toplumsal cinsiyet eşitliğine daha duyarlı kişilerle çalışmak istiyoruz." diye konuştu.

Yassir, şunları kaydetti:

"Biz Türkiye'de kadın hakları ve kadınların karar verme süreçlerine katılımını artıracak alanlarda çalışmalar yapıyoruz. Bu hem politik karar verme sürecini hem de liderlik çalışmalarını da içermekte. Siyasi katılım bakımından Türkiye'de büyük bir program yürütüyoruz. Türkiye'de gerçekleştirdiğimiz en büyük program mülteci destek programı. Dolayısıyla mülteci kadınların liderlik anlamında güçlenmesi ve kendi yaşamıyla ilgili konularda karar verme süreçlerine katılmasını bekliyoruz. Aynı zamanda ihtiyaç duydukları temel becerilerin geliştirilmesi için de çalışmalar yürütüyoruz. "

Türkiye'de BM Kadın Biriminin gündemine angaje olmuş çok aktif bir özel sektörün varlığına dikkat çeken Yassir, kadınların ekonomik olarak ve özellikle özel sektörde güçlenmesi için UN Global Compact ve BM Kadın Birimi ortaklığında Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nin geliştirildiğini söyledi.

Yassir, şirketlerin bu prensipleri gönüllü olarak kabul ettiklerine ve uygulama için taahhütte bulunduklarına işaret ederek, Türkiye'nin dünyada bu prensiplerin altına imza atan şirket sayısı bakımından ilk sırada olduğuna dikkati çekti.

Bu şirketlerden oluşan spesifik bir çalışma grubu bulunduğunu vurgulayan Yassir, "BM Kadın Birimi olarak bu grubu destekliyoruz. Aynı zamanda diğer BM kurumları da imzaladıkları taahhütleri uygulama konusunda onları destekliyor. Hükümet, sivil toplum, özel sektör ve BM'nin diğer kurumlarıyla birlikte çalışarak, Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmak istiyoruz." dedi.

Kaynak: