''İşte FETÖ'nün kripto mesajlaşma programı 'ByLock'un şifreleri''

Hürriyet Yazarı Murat Yetkin, MİT kaynaklarından elde ettiği bilgilere göre ByLock'u kullanan ilk 25 ismi yazdı
''İşte FETÖ'nün kripto mesajlaşma programı 'ByLock'un şifreleri''

Hürriyet yazarı Murat Yetkin, darbecilerin kullandığı ileri sürülen şifreli mesajlaşma uygulaması olan ''ByLock'un ABD'deki tabela şirket tarafından kurulduğunun, sistemin sunucusunun da Litvanya'da bulunduğunun MİT tarafından ortaya çıkarıldığını'' yazdı. MİT kaynaklarından edilen bilgilere göre, ByLock'u kullanan ilk 25 ismin yazılımın yayılmasında büyük pay sahibi olduğu belirtildi. 17/15 Aralık sürecinden sonra Gülen cemaatine yönelik başlatılan soruşturma kapsamında ByLock kullanımı azalmış. 'FETÖ'cü olduğu ileri sürülen kişilerin Eagle isimli başka bir uygulamaya geçtiği belirtildi.

Murat Yetkin'in Hürriyet gazetesinin bugünkü nüshasında yayımlanan 'Darbe yolundaki gizli yazışmalar: ByLock' başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

Halen görevde olan bakan üzüntüyle anlatıyordu.

Çocukluğundan beri tanıdığı, Milli Görüş hareketinde birlikte yer aldığı bir arkadaşıydı söz konusu olan. Kendisi AK Parti’ye geçmiş ama o geçmemişti, bir ilde üst düzey bir görevdeydi.

15 Temmuz kanlı darbe girişimi ardından bir gün arkadaşının eşi arayıp yardım istemişti: Arkadaşı “Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)” üyesi olmak suçlamasıyla gözaltına alınmıştı.

Bakan hemen ne olduğunu anlamaya çalıştı, güvenlik yetkililerinden bilgi istedi.

Bu işte bir yanlışlık olmalıydı. Arkadaşının gerçekten de Gülen cemaatiyle hiç bir teması görünmüyordu. Çocuklarını o okullara göndermemiş, Bank Asya’da hesap açmamıştı, hatta Zaman gazetesine bırakın abone olmayı okuduğu dahi görülmemişti.

Bakan inanamıyordu ama bir de MİT’ten gelen bir dosya sunuldu Bakana. Buna göre arkadaşının cep telefonunda ByLock yazılım programı yüklenmişti. Bu uygulama aracılığıyla yalnızca bir kişiyle haberleşmişti. Bir yıl içinde 109 kere ve sadece aynı kişiyle haberleşmişti ve o kişi istihbarat kayıtlarına göre o ildeki “kıta imamı” idi, yani askeri birlikler ona bağlıydı.

“Hemen elimi çektim” dedi Bakan üzüntüyle, “Yapacağım bir şey yok bu durumda.”

Bakanın çizdiği tablo, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un “kripto FETÖ’cüler” tanımına uyuyordu.

Kendisini ne kadar iyi gizlemiş olsa da, ByLock yazışması, bakanın çocukluk arkadaşının tutuklanmasına yetmişti.

MİT 2014 yılında ByLock yazılımının Litvanya’daki sunucusuna sızınca, MİT ile FETÖ arasındaki siber savaş yeni bir seyre girdi.

Abiler, ablalar, imamlar arası

Türkiye 15 Temmuz darbe girşimi ardından tıpkı “kıta imamları” gibi ByLock (okunuşu Baylok) diye bir kavramla da tanıştı.

FETÖ soruşturmaları Gülen ‘hareketi üyelerinin Türkiye’yi 15 Temmuz darbe girişimine götüren süreçte bu iletişim sistemi üzerinden gizli haberleşmeyi yürüttüğü üzerinde yoğunlaşıyordu.

Oysa MİT Cemaatin ByLock dosyasını geride bırakıp gizli örgütlenmenin haberleşmeyi Eagle yazılımı üzerinden yürüttüğünü saptamış, onun peşine düşmüştü bile. Eagle kodları tam olarak kırılıp yapılan hazırlığın darbe girişimi olduğu ortaya çıkarılamadan 15 Temmuz kanlı girişimi yaşandı.

Bunda MİT’in Mayıs ayı sonlarına doğru ByLock kayıtlarından saptayabildiği 40 bin kadar isimden devlet kurumlarında çalışanları, kendi kurumlarına bildirmeye başlamasının da payı olmuştu. Bu kayıtlara göre, örneğin 600 kadar subayın ismi Genelkurmay’a bildirilmişti. Öte yandan Genelkurmay’da konuyla ilgilenecek, örneğin Personel Dairesinda Fethullahçı örgütlenme vardı ve alarm zilleri çalmaya başlamıştı.

Nasıl deşifre oldu?

Örgütlenme ağı, Temmuz sonunda yapılacak Yüksek Askeri Şura’da (YAŞ) bu subayların çoğunun tasfiye edileceği bilgisine böyle ulaştı.

Ancak, Hürriyet’e konuşan ve isimlerinin saklı kalmasını isteyen MİT yetkililerine göre, örgütün sadece Genelkurmay’da değil Türkiye genelinde deşifre olmaya başlaması Emniyet ve Başbakanlık’taki bilgi sızmalarıyla oldu.

MİT’in saptamasına göre Cemaatin Emniyet İstihbaratında mühendis olarak çalışan bir elemanı 40 bin kadar ismi toplu halde Başbakanlık eski Veri Toplama Merkezi İstihbarat Şefi Mustafa Koçyiğit’e iletti. Koçyiğit’in de “Burak” ismiyle tanıdığı mühendisten alınan bilgileri (Koçyiğit ifadesinde 20 bin isim diyor) örgütte bağlı bulunduğu “Selahattin” ve “Furkan” ismiyle bildiği “abilere” ilettiğini ifadesinde söylüyor.

İstihbaratçılar bu gelişmelerin darbe girişimini YAŞ öncesine çekmiş olabileceği yorumunda bulunuyor.

İşte MİT’in siber ajanlarının ‘kırmasıyla’ ele geçen, ByLock yazılım programını kullanan ilk 25 isim...

Nasıl fark edildi?

MİT’in ByLock sisteminin farkına varıp üstüne gitmesi, izlemeye alınan bazı Fethullahçı isimler arasındaki telefon, SMS, Whatsapp irtibatının bıçakla kesilir gibi durması olmuş.

Bunun üzerine Cemaatin gizli bir haberleşme sistemi kurduğu sonucuna varılarak bu araştırılmaya başlamış.

Peki, Fethullahçıların telefon vs haberleşmesini terk etmeleri neden sonra olmuş?

İstihbaratçıların cevabı 17-25 Aralık 2013 soruşturmalarından sonra.

Bunun arkasında da polisiye, casusiye romanlarını solda sıfır bırakacak gelişmeler yaşanmış.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın 2014 yılı başından itibaren önemli önceliklerinden biri, ByLock sistemini çözmek oldu. Ancak sistemin çözüldüğünü anlayan FETÖ  bu kez Eagle programına geçti.

MOBESE’NİN B’sinden sonra O'su

Dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile ilk adımlar 19 Aralık’ta atılmış. Bu çerçevede kilit bir gelişme, dönemin Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı olan Başbakan Binali Yıldırım’a bağlı kurulan merkezi dinleme kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığında (TİB) atılmış.

TİB’in Başkan ardımcısı ve İnternat Dairesi Başkan Vekili olan Osman Nihat Şen ve Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu’nun görevden alınması 23 Aralık Resmi Gazetesinde yayınlanarak resmileşmiş.

Osman Nihat Şen önemli bir isim. Sokak kameraları sistemi MOBESE’nin B’sinin Basri Aktepe ise, O’su Osman Nihat Şen idi.

 

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN