İthalat arttı üretim düştü

Meram Süt Üreticileri Birliği Başkanı Hasan İşler, “Ülkemizin sürekli et ithali, besiciliği süt inekçiliğine döndürdü. Bu durum da süt üreticilerinin üretimine ticari anlamda olumsuz yansıdı” dedi
İthalat arttı üretim düştü

Et ithalatındaki artışın süt üreticilerini mağdur ettiğini ve süt ürünlerindeki üretim miktarında ciddi oranda azalmalar olduğunu kaydeden Meram Süt Üreticileri Birliği Başkanı Hasan İşler, “Ülkemizin sürekli et ithali, besiciliği süt inekçiliğine döndürdü. Bu durum da süt üreticilerinin üretimine ticari anlamda olumsuz yansıdı” dedi

suttt.jpg

Türkiye’de son dönemlerde artan et ithalatı sebebiyle süt üretimi de düştü. Türkiye İstatistik Kurumunun son açıkladığı verilere göre ticari işletmeler tarafından Nisan 2019’da 847 bin 19 ton inek sütü toplandı. Toplanan inek sütü miktarı Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6.7 oranında azaldı. Toplanan süt miktarındaki düşüş süt ürünleri üretimine de yansıdı. Nisan ayında ticari süt işletmelerinin içme sütü üretimi 138 bin 731 ton olarak gerçekleşti ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,3 azalış gösterdi. İnek peyniri üretimi 59 bin 612 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,2 azaldı. Koyun, keçi, manda ve karışık sütlerden elde edilen peynir çeşitleri ise 4 bin 13 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,9 azaldı. Yoğurt üretimi 99 bin 309 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,7 azaldı. Ayran üretimi ise 61 bin 430 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,6 azalış gösterdi.

İTHALAT ÜRETİCİYE ZARAR VERDİ

Besicilerin besilik danalarını satarak süt sığırcılığına yöneldiğini, bunun da piyasada ciddi manada süt artışına sebep olduğunu belirten Meram Süt Üreticileri Birliği Başkanı Hasan İşler, “Hayvancılık yaklaşık 10 yıldır iyiye gitmiyor. Bu durum yem fiyatlarının pahalı olmasından kaynaklanıyor. Bir de ülkemizin sürekli et ithali besilik hayvanı süt inekçiliğine döndürdü. 2012 yılında birliğimizde yaptığımız 110 ton olan icmal bugün 265 tona çıktı. Bu da besiciliği bırakıp süt inekçiliğine döndüğümüz anlamını taşıyor. Et ithalatının şuanda durduğunu öğrendik. Tekrar başlamamasını istiyoruz. Dışarıdan taşımakla bu işi çözemeyiz. Türkiye’de arpa, yem, buğday kolay üretilmiyor. Toplum yem pahalı diyor. Bugün borsada arpa satan kişi para kazanmıyor. Yem pahalı, arpa pahalı söylemlerini artık geride bırakmalıyız. Besiciyi tekrar besiciliğe döndüreceğiz. Buradaki fazla süt miktarını da köylüden temin ederek sistemi çalıştırmalıyız” ifadelerini kullandı.

‘BESİCİLERİMİZİN KAZANMASI GEREKİYOR’

Devlet desteğinin besicilerini rahatlattığını fakat sistemin eskiye dönüp besicinin artık para kazanması gerektiğini belirten Hasan İşler, “Sayın Cumhurbaşkanımız ve Bakanlarımıza desteklerinden ötürü teşekkür diyoruz. 1 litre süte 25 kuruş, buzağıya 350 ila 500 TL arasında destek güzeldir. Fakat sadece bunlar yetmiyor. Besicilerimizin artık para kazanması gerekiyor. Devletimizin, hayvancılıkta üreten kişiyi onure edeceğiz, dışarıya paramızı vermeyeceğiz demesini bekliyoruz.  Eskisi gibi besicilik yaparsak bu iş düzelir. Dışarıya satalım fakat ithal etmeyelim. Bunu uygulamadığımız müddetçe iki ileri bir geri bu gider. Kağıt üzerindeki hayvancılığa aldanmamak gerekir. Türkiye’de ciddi bir besi kaybı vardır. Bu da ithali zorunlu kılıyor. Acilen et fiyatını üreticiyi baskılayarak düşürmek değil, teşvik ederek ürettirmek gerekir. Besilik danayı dışarıdan almak yerine kendi ineklerimizden temin etmeliyiz” şeklinde konuştu.

“ET, SÜT VE YUMURTAMIZ ÜLKEMİZE YETER”

Türkiye’de yeteri kadar et, süt, yumurta kaynağı olduğunu söyleyen İşler, “ Türkiye’de bu ülkeye yetecek kadar yumurta da et de süt de vardır. Yetmiyor diye bir durum yok. Hepsi Türkiye’de fazlasıyla var. Et ithali besiciliği sürekli süt inekçiliğine yönlendiriyor. Dışarıdan gelen et bizden çok daha ucuza geliyor. Ucuza gelince de toptan et satan firmalar oradan tedarik ediyor ve Konya’dan ve diğer illerden eti kesmiyor. Kesmeyince de rekabet olmuyor. O zaman da et balık devreye giriyor ve o da iç piyasaya satıyor. Et balık kurumu kestiği dönemlerde eti depoda durdurması gerekir. Çok yükseldiği zaman piyasaya sürmelidir. Onun için acilen, et fiyatında çıtayı kademe kademe düzenlemeli, ardından da besiciliğe dönmeliyiz” dedi.

SÜTTE HİJYEN VE KALİTE ÖNEMLİ

Sütün çabuk bozulan bir gıda olduğunu ve hijyen ve kalite açısından sağıldıktan sonra kısa sürede tanklara doldurulması gerektiğini dile getiren Hasan İşler, “Süt insan sağlığı için çok verimli bir gıdadır. Fakat bununla birlikte çok çabuk bozulan bir gıdadır. Toplum olarak bizler buna ciddi manada eğilmeliyiz. Gerekli eğitimler yapılıyor ama tam manasıyla gerekli sağlık noktasına ulaşabilmiş değiliz. Bakanlığımız sütü 2 saat içinde tanklara dökeceksiniz dedi. Bizler Meram ilçesi süt üreticileri olarak bunu 60 köyümüzde başardık. Bununla çok ciddi manada yol kat ettik. Artık 2 saat içinde sütü toplayıp her türlü inceleyebiliyoruz. Tüm testleri yaptırabiliyoruz. Ama daha alacağımız yol var diye düşünüyoruz. Üreticinin sütünü 2 saat içinde fabrikaya teslim etmekle mükellefiz” diye konuştu.

HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU/ YENİ HABER GAZETESİ