İztuzu şezlongtan arındırılacak

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, caretta caretta kaplumbağalarının korunması için İztuzu Plajı'nı şezlong ve şemsiyelerden arındırmak istediklerini ifade etti.
İztuzu şezlongtan arındırılacak

Türkiye çok hızlı şehirleşti. 1950’den sonra şehir nüfusumuz muazzam bir artış gösterdi. AK Parti iktidara geldiğinde nasıl bir tabloyla karşı karşıyaydı?

1950’ler itibariyle şehirlere göç hızla artmaya başladı. O günkü hükümetler ve ekonomi, bu yeni duruma müsait olmadığı için planlama yapmak, bu kişileri sağlıklı konutlara yerleştirmek mümkün olmadı. Vatandaş da şehirlerin dışında gecekondular yapmaya veya mühendissiz, mimarsız, plansız yapılaşmaya gitti. Bunun sonucunda kötü bir şehirleşmeye muhatap olundu. 90’lı yıllar zaten her açıdan kayıp yıllardır. AK Parti’nin gelmesiyle birlikte kişi başına düşen gelir dört kat arttı. Ekonomi geliştikçe şehirlerin hızla değişmesi de kaçınılmaz oluyor. 
ŞEHİRLER DÜZENE GİRMELİ
Kentsel dönüşüm hükümetinizin ve bakanlığınızın en önemli icraatları arasında yer alıyor. Bu konuda Türkiye ne noktada?

Allah bu ülkeyi bize dünyanın en güzel vatanı kılmış, ama deprem kuşağında bir ülke. İyi kalitede yapılmamış, mühendislik hizmeti almamış olması sebebiyle deprem riski olan binamız çok fazla. Bu binaları hızla depreme mukavim hale dönüştürmek, çarpık yapılaşmanın bir düzene girmesi, eski Türkiye’yi temsil eden sokakların, binaların mümkün olduğu kadar aza indirilmesi lazım. Bir diğer nokta da gelir düzeyi arttıkça tüketim kalitesi de artıyor. Bu durumlar kentsel dönüşümü hızlandırıyor. Muhalefet tarafından kentsel dönüşümün bir rant kapısı olduğu dillendiriliyor. Medyada da bu açıklamalar destek buluyor. Kentsel dönüşüme, rantsal dönüşüm diyorlar. Anlattığım olayın neresinden rant çıkıyor, ben bunu anlayamıyorum. Garip gureba, zamanında bir ev yapmış; malzemeler eksik. Şimdi ise imkanı var, bir araya gelerek bu binanın düzgününü yapalım diyorlar. 
EVLER ÇÜRÜK MÜ KALSIN?
O vatandaş dün çok kötü bir evde otururken şimdi iyi standartlarda bir evde oturuyor. Bunun neresi rantsal dönüşüm oluyor? Bu rantsal dönüşüm oluyorsa, evler hep böyle çürük dökük mü kalsın, deprem riskine açık mı olsun? Yoksulun iyi bir ev sahibi olması bunları mutlu etmez. Onun için kentsel dönüşüme karşı çıktıkları gibi metroya, havalimanına, hızlı trene, elektrik santrallerine de karşı çıkarlar. Çünkü bilirler ki enerji oldukça ekonomi gelişir ve kalkınma olur. Kalkınma olunca milletin yüzü güler. Oysa onlar siyaseti bu milleti geri bırakarak yapan bir kesimdir. 
Şehirlerin aslî ve tarihi kimliklerine uygun olarak dönüşmesi konusunda neler yapıyorsunuz?
AK Parti Türkiye’de tarihi misyona sahip çıkılması noktasında derdi olan bir partidir. Bu konuda denetim mekanizması olarak çeşitli kurumlar, kurullar bulunmaktadır. AK Parti hükümetinden sonra tarihi dokuların muhafazası açısından başlı başına bir devrim yaşandı. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından binlerce vakfı yıkılmaktan, yok olmaktan kurtardık. Tarihi binalar ve alanlar korunuyor, muhafaza ediliyor. 

Bu millet ambülans yaktırana iyi bakmaz

Son dönemde bazı eylemlerde çevre konusu öne çıkarıldı. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz. Çevre konusunda toplum daha duyarlı bir hale mi geldi, yoksa siyasi eleştiri yapamayan kesim bunu bir muhalefet enstrümanı olarak mı kullanıyor?
Eleştiri yöneltenlerin bir kısmı kendine göre bir yorum yapıyor, katılırız katılmayız ayrı konu, ama dinleriz. Ancak 60 senedir iktidar olamayan ve olması ihtimali de olmayan CHP sokakta taşkınlık yaptırarak ülkeyi yönetilemez hale getirmek istiyor. Hesapları şu; ülkeyi yönetilemez hale getirebilirsek ekonomisi bozulur, ekonomisi bozulursa tıpkı kendi yönetimleri zamanında olduğu gibi ekonomisi bozulan insanın huzuru da bozulur ve böylece belki bize oy verirler. Bu millet ‘hadi sokağa çıkın’ diyene oy verir mi? Gezi’de CHP Genel Başkanı gitti miting yaptı ve orada ambulanslar, belediye otobüsleri yandı. Bu durumun bir hafta içinde ekonomiye olumsuz yansımasını millet görmüyor mu? Görüyor ve CHP daha da büyük oy kaybı yaşıyor. Ama onların tek umudu, sokak politikasıyla bir şey elde etmek. Vatandaş, vergisiyle alınan ambülansı yaktıran CHP’ye iyi bakmaz. 

Milletin hayrına olan her şeye karşılar

ÇED raporunun ardından olumsuz birçok açıklama da oldu. İmzaların sahte olduğu da bunlardan biri, bu iddialar için ne söylersiniz?
Bu bir zihniyet aslında; hızlı trene Marmaray’a karşı çıkanlar buna da karşı çıkıyor. Bu proje, Türkiye’de nükleer santral ve nükleer biliminin gelişmesine de katkı sağlayacak. Çünkü nükleer sadece silah ve benzeri durumlar için kullanılmıyor. Bilimden sağlığa kadar kullanılan çeşitli alanlar var. Bunun yanı sıra enerjimiz de rahatlamaya başlayacak. Bunu geçmişte engellemeye çalışan bir kesim oldu. Biz bu karşı çıkmaya rağmen projeyi sürdürünce verdiğiniz ÇED de nükleer mühendis var mı, bu imzalar doğru mu diye hedef saptırma ve karalama içine girdiler. Bu iddialar doğru değil. Onlarca bilim adamının ve üniversitenin elinden geçen bir rapordur; çok büyük bir kurulla yapılmıştır. Vatandaş da zaten bu karalamalara artık itibar etmiyor. Dünyanın gelişmiş tüm ülkelerinde nükleer santraller bulunuyor. Biz de yolumuza devam ediyoruz. Çünkü milletin hayrına olup da bunların karşı çıkmadığı bir şey yok. Şimdi de olay nükleer değil. Bu bir tarz ve mantalite meselesi. 

Dünyada ilk kaplumbağa hastanesi bizde olacaktı

İztuzu ile ilgili sürdürülen bir gündem var. Nedir meselenin aslı?
Caretta carettalarla ilgili öyle bir hava estiriyorlar ki sanki biz o hayvanların kötülüğünü istiyoruz. Aslında Pamukkale Üniversitesi carettalar için bir hastane yapacaktı. Akademisyenlerin öğrencilerin kalacakları bir yer de olacaktı. Toplam bin metrekare. Biz de bunu makul gördük. Bu projeyle birlikte dünyada kaplumbağa hastanesi olan bir ülke olacaktık. Yanlı basın her gün ‘İztuzu imara açılamaz’ diye haberler yapıyor. Ne imarı kardeşim! Bunun imarla alakası yok.  Sırf AK Parti’ye zarar versin diye yürüyenler, carettalara zarar verdiler.
Ne olacak peki İztuzu’nun geleceği?
Orada sayısını bilemediğimiz kadar şezlong ve güneşlik vardı. Bilim adamları kuma gömülen şemsiyenin, şezlongun altında kaplumbağa yumurtası olup olmadığını kimse bilemez diyor. Kaplumbağanın nereye yumurtlayacağını bilemediğimiz için o bölgeyi komple şezlong ve şemsiyeden arındırmak istiyoruz. ‘AK Parti insanların yaşam tarzına karışıyor, plaj hakkımız elimizden alınıyor’ demesinler sonra. Plajı kullanmak isteyen havlusunu alır ve gider. 

Başkanlığa evet!

16 imparatorluğu temsil eden karşılama epey gündemde kaldı. 
Evet kardeşim, biz 16 imparatorluk kurmuş bir milletiz. Sen ‘öyle değiliz’ diyorsan olma. Ama bu millet kurduğu 16 milletle de iftihar eder. Gelen herkese ‘Benim bir geçmişim var, bu geçmiş milattan öncesine gider, ben böyle bir milletim’ diyor. Ama birileri ‘Hayır ben böyle bir milletten değilim’ diyorsa onlar da olmasın ama bizim de bunu deme hakkımız var. Gelen heyetlere köklü, güçlü bir devlet olduğumuzu söylemeyelim mi, güçlü devlet olmayalım mı? Hun İmparatorluğu’nun bu milletin geçmişinde olduğunu söylemek sizin neden hoşunuza gitmez. Türkiye itibarlı olunca neden rahatsız olurlar anlamış değilim.
Ak Saray’la ilgili çok sayıda asılsız haber yapılmasına ne dersiniz?
80 milyonluk dev bir ülkenin hangi güçlere sahip olduğuyla değil de, Ak Saray’ın fayanslarıyla uğraşıyorlar.  
Erdoğan’ın Bakanlar Kurulunu Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda toplaması başkanlık sistemi tartışmasını  gündeme getirdi. Sizin yaklaşımınız nedir?
Bu millet başkanlık sisteminden yana. Milletin gönlünde başkanlık sistemi yatıyor. Ülkenin bazı sorunları başkanlık sisteminin olmamasından kaynaklanıyor. Sistem değişirse, ülke daha hızlı kalkınır. Başkanlık sistemine ‘Evet’ diyorum.