"Jungle, Taliban'dan bile kötü"

"Jungle, Taliban'dan bile kötü"

Sığınmacılar, daha iyi bir hayat kurabilmek için ailelerini, eşlerini, dostlarını bırakarak binbir umutla geldikleri Fransa'nın Calais kentindeki Jungle (vahşi orman) sığınmacı kampını koşulları nedeniyle terör örgütü Taliban rejiminden bile daha kötü olarak görüyor.

Taliban’dan, Eş-Şebab’tan, DAEŞ’ten, Esed zulmünden kaçarak Jungle’a gelen sığınmacılar, şimdi derin bir pişmanlık içinde.

Öyle ki aralarında Taliban’ı Fransız polisine tercih edenler bile var. Çoğu aynı cümleyi tekrar ediyor: "Bilseydik gelir miydik."

Fransa’nın liman kenti Calais’de bulunan sağlık ve güvenlik sorunları had safhada olan kampta İngiltere’ye geçmenin yolunu arayan ve bir yandan Fransa’nın acımasız yüzüyle mücadele etmek zorunda kalan sığınmacılar artık tükenme noktasına gelmiş durumda.

Jungle’a 6 ay önce gelen 28 yaşındaki Afganistanlı Abdel, ne Fransa’da barınabildiklerini ne de İngiltere’ye geçebildiklerini söylüyor.

"Burada her akşam kavga var. Uyuşturucu, silah, ne ararsanız. Herkes korkuyor. Ama Fransa’nın umrunda değil. Niye olsun ki, biz onların gözünde sığınmacıyız, insan değil." diyen Abdel, Avrupa hayalinin Jungle’ı gördükten sonra yerle bir olduğunu belirtiyor.

Jungle’da farelerle insanların bir arada yaşamak zorunda kaldığını anlatan Abdel, "Her yerde ama her yerde lağım faresi var. Burası Jungle, burası hayvanlar için. Zaten burada insanın ne işi var." diye soruyor.

- "Calais halkı polisten beter"

Abdel, sığınmacıları zorlayan şeyin sadece fiziki şartlar olmadığını da şöyle anlatıyor:

"Her gece karşıya geçmeye çalışan sığınmacılar kampa yara bere içinde dönüyor. Polis acımasızca vuruyor. Sadece polis değil, Calais halkı polisten beter. Sığınmacıları yalnız yakalarlarsa tekme tokat dalıyorlar." 

Afganistan’da ailesini, sevdiklerini bırakarak Fransa’ya gelmiş bu genç adam çok pişman olduğunu söylüyor. Abdel, "Afganistan’a ne söylemek istersin?" sorusuna şu cevabı veriyor:

"Gelmeyin. Sakın ülkenizden ayrılmayın. Avrupa kocaman bir sıfır. İş, aş, ev, saygı, insan hakları hiç birşey yok. Her şey yalan. Sakın ama sakın AB ülkelerine gitmeyin. Afganistan burdan kat be kat daha iyi." 

Kampa henüz birkaç ay önce gelmiş Ahmed de Jungle’ı ilk gördüğünde yaşadığı şaşkınlığı unutamamış. "Şaşırdım, burası gerçek mi, diye düşündüm. Nereye düştüğüme inanamamadım." diyen Ahmed de tıpkı Abdel gibi Avrupa’nın sadece "abartılmış bir rüya" olduğunu düşünüyor ve ekliyor:

"Burada ademden çok fare var. Bu mu Avrupa? İnsan hakları diyorlar, nerede? Biz Jungle’da göremiyoruz."

Ahmed, ülkesini Taliban nedeniyle terk etse de kendi tabiriyle burada başka bir Talibanla karşılaştığını şöyle ifade ediyor:

"Afganistan’da Taliban’dan kaçtık. Çünkü öldürüyordu, çünkü acımasızdı. Ama burada başka bir Taliban, Fransız polisiyle karşılaştık. Sadece ismi farklı. Hatta burası, yani Jungle Taliban’dan bile kötü."

- Polis sığınmacıların parasını alıyor

23 yaşındaki Nagale ise, polisin telefonunu kırdığını ve parasını çaldığını aktarıyor.

Nagale, Fransa’ya sığınma başvurusunda bulunmak için gittiği göçmenlik ofisinden dönerken yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

"Polis çevirdi. Belgelerimi sordu. 'Yok' dedim çünkü henüz göçmenlik ofisi hiçbir belge vermemişti. Ama 'OFII’nin (Fransa göçmenlik ofisi) tahsis ettiği avukatı arayın' dedim. Telefonumu çıkardım. Aldı yere çarptı. 'Cebinde ne var dedi.' Param vardı. Hepsini aldı. Sonra hem copla vurmaya hem de tekmelemeye başladı. Polisti eminim, telsizi üniforması, motoru vardı."

- Jungle’da çocuklar ve kadınlar tecavüz mağduru

Yetişkin sığınmacıların bile kendini koruyamadığı Jungle’da 300 kadar ailesiz çocuk yaşıyor. Yaşları 5 ila 15 arasında değişen sığınmacı çocukların kimseleri yok. UNICEF’in son yayımladığı detaylı rapor ise tüyler ürpertici. Raporda, çocukların bir kısmının kampta sistematik olarak tecavüze uğradığı, insan kaçakçıları tarafından zorla kamyonlarda ya da sınırda çalıştırıldığı belirtiliyor.

İngiliz Independent gazetesine konuşan kampta çalışan sağlık görevlileri ise tecavüzün boyutunun korkunç bir noktaya ulaştığına, bazı erkek çocukların acilen ameliyat edilmesi gerektiğine dikkati çekiyor. 

İnsan kaçakçılarıyla sığınmacıların bir arada yaşadığı kampta kadınların da durumu içler acısı. Yine aynı UNICEF raporu, kadın sığınmacıların fuhuşa zorlandığını ve karşıya geçirme vaadiyle tecavüze uğradığını ortaya koyuyor.

Raporda yazılanlar zaten sır değil. Kampta biraz zaman geçiren gönüllüler ve gazeteciler Jungle’da neler olup bittiğinin farkında. Tecavüzlere, açlığa, sefalete, şiddete sesini çıkarmayan Fransa, Jungle’a yardım etmek isteyenleri de engelliyor.

- Avrupa’nın ortasında, insani yardıma polis engeli

Geçtiğimiz hafta İngiltere’den Jungle’a insani yardım getirmek isteyen 250 araçlık konvoy Fransız polisi tarafından engellenmişti.

Çoğunluğu İngiliz birçok yardım kuruluşunun yer aldığı konvoy için izinler aylar öncesinden alınsa da, gönüllüler, konvoyun Fransa’ya girişinin yasaklandığını neredeyse yola çıktıklarında öğrenmişti.

Fransız polisi gerekçe olarak yaklaşık 2 bin kişiden oluşan konvoyun güvenliğini sağlayamayacağını öne sürse de dernekler duruma sert tepki göstermişti.

Gönüllülerin, aylarca hazırlıktan sonra, resmi tüm evrakları ve izinleri olduğu halde Fransa’ya girişine izin verilmemişti.

Bunun üzerine Fransa’nın Londra Büyükelçiliği önünde eylem yapan gönüllüler, yardım malzemelerinin bir kısmını büyükelçiliğin kapısına bırakmış "o halde siz teslim edin" mesajı vermişti.

Fransa’nın bu tutumu, akıllara, İsrail’in Gazze’ye giden insani yardımları engellemesini getirmiş ve birçok insan hakları derneği tarafından da bu çerçevede eleştirilmişti.​