Hayrettin Atak

Hayrettin Atak

Kabus…

Kabus…

Yeni Yıla da eski tartışmalarla gireceğiz belli oldu. Kapanışı da “paralel kabus” la yapacağız. Muhtemelen yeni yılın açılışını da… Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi ihanetle suçladıkları bu gruba karşı  bir mücadele sergilerken, Konya hala, mücadele edecekleri kişilerin kim olduğu konusunda kararsızlığını koruyor… Karar verince mücadelede başlayacak sanırım…

Konya’da önümüzdeki yılda muhtemelen;

  • O’da değildir canım…
  • Mümkün değil….
  • Ben ona kefilim… Paralelse istifa ederim…
  • Hayatta inanmam…
  • İspatlarsanız, önlemini alırız…
  • Bizden değilse bileklerimi keserim… 
  • Oooo piti piti… Bak işte paralel çıkmadı…

Yada

  • Bonzai içiyorsam sebebi Paralel…
  • Vergimi virdiydim, paralel silmiş…
  • Paralel medya aboneliğini iptal ettim o yüzden bastılar dükkanı… vs… vs…

Replikleriyle geçecek…

Ve onlar kim paralel kim değil tartışmaları yaparlarken ya da olur olmaz şeyleri olmayacak şekilde yaftalamaya çalışırlarken, Ülkenin ve Konya’nın geleceğini çalma girişimleri saman altından sürüp gidecek… Bu konuda ciddi insanları dinlemekte ve onlara kulak vermekte fayda var… İşin içinden gelenleri… Vahametin durumunu en iyi onlar bilir…

Tıpkı Özgür Ergun gibi… İddiaları müthiş ve gerçekçi… Onun iddialarının gözden kaçması mümkün değil artık, bir şekilde araştırılacak… Ama asıl önemlisi çıktığınız yolda tüm gerekli argumanları ülke ve şehir menfaatine çevirmeniz ve dinamik bir yapı oluşturup hızlı önlemlerle çözüm aramanız… Yanlışlarda ısrar etmemeniz…

Biraz samimiyet, biraz ciddiyet ve biraz özveri… Herkes için…  

 

“Yeni kılınız” hayırlı olsun

Yeni yılınız demeye korkuyorum birileri aforoz edecek diye…

“Harekete” dönüştürmeyi başaramadığımız bir felsefenin, bir düşüncenin, bir ideolojinin, bir inancın handikabı işte… Senenin bir gününde kutlamaya zorlanmadığımız halde seve seve kutladığımız,  “analar, babalar, kardeşler, amcalar, dayılar, sevgililer, doğum günleri, karılar, kocalar, evlilikr, çocuklar, öğretmenler, doktorlar, gazeteciler, özürlüler, özürsüzler, foklar, nesli tükenen balinalar, tükenmeyen balinalar günleri” sanki çok bize ait günlermiş gibi…

Kot, kravat, takım elbise, hatta sıralamak istemediğim tamamıyla batı tandanslı kıyafet giymek,  sinekkaydı tıraş, aşırı makyaj, enteresan tesettürle dışarı çıkmak vs. vs.  

Dedikodu, gıybet, iftira, küfür, ihanet, cimrilik, iş bilmezlik, umursamazlık, hoşgörüsüzlük, sevgisizlik, saygısızlık, nemelazımcılık etmek vs. vs.  

Alacağında zaman geçince hemen hesap makinasıyla faiz hesaplamak, borcunu ödemekte gevşek dayanmak, zorda kaldığı için borcunu ödemekte zorlananlara “batacak” diye ilk çöken olmak, işini en iyi yapmamak… 

Okula dalıp yüzlerce çocuğu gözünün yaşına bakmadan öldürmek, Koyun keser gibi Müslümanları, insanları boğazlamak…

İslam’ı Hristiyanlıktaki ruhbanlığa benzetmek yada İsrailiyat’a kurban etmek…

Konya il sınırları dışında her şeyi unutmak, Kendi haklarımızı herkesin üstünde görmek, Parayı görene kadar cömert, kadını görene kadar namuslu olmak…

Yolda, belde, trafikte, sokakta, işte, okulda, komşulukta kul hakkına riayet etmemek…

Tamamen bizim alışkanlıklarımızmış, geleneklerimizmiş gibi… Yılbaşını kutlamak yanlıştır ama yukarıdakileri yapmakta yanlıştır… Yılbaşını kutlayınca onlara benzer bu toplum ama yukarıda az biraz örneğini verdiğimiz şeyleri yapınca da onlara benzer… Çünkü kötü şeylerin hiçbiri bizim geleneğimiz değildir…

Adetlerimiz var adetleri gibi, adetlerimiz var adetleri gibi…

Nereden başladım nerede bitirdim bende anlayamadım…   

Yani yukarıdaki “yeni kılınız” “benim.  Kısaca… Hala anlamadınız mı?

Yolun açık olsun;

Yazarımız, Hamdi Bağcı ile yollarımızı ayırıyoruz. Yeni ufuklara açılmaya karar verdi. Yeri zor doldurulacak gazetecilerden biridir Hamdi Bey… Onu kişiliğini, mesleğine karşı olan sevgisini, Beyefendiliğini anlatmamıza gerek yok tüm Konya bilir…   Bizden ayrılacak birini övmek ticari mantığa ters gibi görünse de bizim gazete olarak Hamdi Bey’le ilişkimiz hiçbir zaman ticari boyutta olmamıştır, olmayacaktır da… Yolun açık olsun güzel adam…

YENİ YIL

Bir yıl daha yaşlanmanın kutlanacak tarafı neresinde bilmem ama “en azından hakka bir adım daha yaklaşıyoruz” zaviyesinden bakıp sevinmeye çalışıyorum…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi
SON YAZILAR