Kalbin dilini konuştular

Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahı Ahmet Nihat Baysal gençlere Kalbin dili konulu bir seminer düzenledi. Baysal; “Bir kalp ameliyatında içeride 10 kişi bulunur. Bu bir orkestradır"dedi.
Kalbin dilini konuştular

Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahı Ahmet Nihat Baysal gençlere Kalbin dili konulu bir seminer düzenledi. Baysal; “Bir kalp ameliyatında içeride 10 kişi bulunur. Bu bir orkestradır. Herkes bir enstrümanı çalar ve hasta Allah’ın izniyle tedavi edilir” dedi

kalp-2.jpg

İnsanın beden ve ruh olmak üzere iki oluşumdan meydana geldiğini söyleyen Baysal; “Beden tarafımız muhteşem bir yaradılıştır. Keşke her bir zerresinden hepinizin tek tek haberi olsa da bunu daha iyi anlasanız. Allah zaten bizlere ayet-i kerimelerinde de bunları söylüyor.  ‘İnsan nasıl yaratıldığına bakmaz mı?’ diyor. Peki, biz bu emri neden atlıyoruz. Namaza varız; oruca varız; zekâta varız; hacca varız; anne babaya öf dememeye varız. Ama ne olur bir de bu taraftan bakalım. O zaman sizlere kalpten bahsetmek istiyorum. İnsan iki şeyden meydana geliyor. Biri beden biri ruh. Beden hakkında hiç bir şey bilmiyoruz. Bir bilsek orada ne muhteşem şeyler var. Yine ruh tarafı hakkında da fazla bir bilgimiz yok. Şimdi anlaşılacak tabirle insanoğlunun bir fizik tarafı bir de sanal tarafı olduğu gibi, kalbinde bir fizik tarafı bir de sanal tarafı vardır. Kalp günde 100 bin defa çarpan 10 tona yakında kan pompalayan bir organdır. O kadar muhteşem bir organ ki anlat anlat bitmez. Zaten insanların yüzde 80’ine de en sevdiğiniz organ ne diye sorulduğunda kalp cevabını verir. Kalbin maddi tarafını yürek olarak adlandırıyoruz. Manevi tarafını ise gönül olarak adlandırıyoruz. Kalbi Allah o kadar muhteşem bir düzene koymuştur ki. Eğer onu kendi haline bıraksaydı halimizi düşünemiyorum. Bir gün kasılmasını sağlardık. İki gün kasılmasını sağlardık. Üçüncü gün yorulur bir kenarda kalırdık ” diye konuştu.

kalbin.jpg

“RAHİMLE ALAKAMIZI KESMEYECEĞİZ”

Baysal; “Beden tarafımızda dönemler üçe ayrılır. Bir kandan beslendiğiniz zaman, havadan sudan beslendiğimiz zaman, bir de topraktan beslendiğimiz zaman dilimimiz vardır. Peki biz kandan belendiğimiz zaman dilimini hatırlıyor muyuz? Hayır. Biz ne zamandan beri varız? Tabi ki Kalu Bela’dan beridir varız. O zamanı hatırlayan var mı? Yok. Ama Kalu Bela zamanını hatırlamadık diye yok diyemeyiz. Havadan sudan beslendiğimiz zaman, dünya hayatını temsil diyor. Son olarak topraktan beslendiğimiz zaman dilimini ise mezar hayatını temsil ediyor” dedi. İnsanlara en sevdiği organ sorulduğu zaman sırasıyla kalp, göz, el, ayak diye sayabildiğini söyleyen Baysal; “Oysa hiç kimsenin aklına rahim gelmiyor. O bizim anavatanımız. Geldiğimiz yer. Ama en gözden uzak olan organımız da odur. Hatta kız çocukları da rahimi hiç söylemiyorlar. Erkek çocukları da hiç söylemiyorlar. Aslında biz ne gün rahimle bir alaka kurduysak o gün rahim bizi kolladı, besledi ve yeni bir hayata göndermiş oldu. Aslında bizim bu konuda bilgi sahibi olmamız çok önemli. Onunla alakamızı kesmeyeceğiz. Çünkü biz ne zaman var olmaya başladıysak o gün aslında rahimle de alakamız başladı” diye belirtti.

kalp-8.jpg

“AMELİYATHANEDE HERKES BİR ENSTRÜMANI ÇALAR”

Kalp krizinden de bahseden Baysal; “Yaşadığımız süreç içerisinde beslenmemize bağlı olarak, yanlış beslenmemize, yanlış davranmamıza yanlış yerde bulunmamıza bağlı olarak, damarın içerisinde plak oluşuyor. Böylelikle damarın alt tarafı beslenemediği için oradaki hücreler kendisini yenileyemez. Bu durumun sonucunda da kalp krizi oluşur. Biz bunu bypass ameliyatları ile aşabiliyoruz. Bizim ekibimiz çok kalabalık bir ekiptir. İki cerrah, iki hemşire, bir anestezi doktoru, bir anestezi teknisyeni, bir tane eleman, bir tane masaya malzeme açan hemşire, bir tane personel ve tabi ki hasta bulunur. Bir kalp ameliyatında içeride 10 kişi bulunur. Bu bir orkestradır. Herkes bir enstrümanı çalar ve hasta Allah’ın izniyle tedavi edilir” dedi. Baysal; “Eğer insanoğlunun tüm malzemelerini dünyanın en muhteşem mühendislerinin eline verseniz, 100 tane insan oluşturun deseniz, 100’ü de bozuk çıkar. Evet beden tarafı böyle bir mekanizmadır. Ruh tarafına baktığımız zaman o bölüm daha da enteresandır. Ne diyor İsra Suresi’nde Allah’u Teala; ‘Birde sana ruhtan soruyorlar de ki; ruh Rabbinin emrindedir.’” diye anlattı.

fff.jpg

“ALLAH GÖZLE GÖRÜLMEZ AMA HİSSEDİLEBİLİR”

Bizim için en kıymetli şeyin fizik tarafımız değil de sanal tarafımız olması gerektiğini dile getiren Baysal; “Şimdi bir cafeye gittiğimizde meyve suyuna çaydan daha çok para veririz. Neden çünkü lezzetlidir. Şimdi portakal suyu ile aynı renkte olan başka bir sıvıyı ondan ayıran nedir? Tabi ki tadıdır. Eğer tat duygumuz olmasaydı iki sıvı arasında bir fark olmazdı. Gördüğünüz gibi fizik çok da önemli değilmiş. Yani bizim hayatımızın her hali sanaldır. Hayatımız farkına vardığımız ama elle, ayakla tutamadığımız, gözle göremediğimiz şeyler üzerine bina edilmişken, biz hala yaratıcıyı elle tutulan, gözle görülen şeyler yerine koyamayız. Allah gözle görülmez ama hissedilebilir. Bakın, hayatımızın her anı hissedilebilen şeylerle doludur. Gözle görülen çoğu şey kıymetli değildir. Aslında hayatımıza da yön veren fiziki şeyler değil, sanal olan duyularımızla hissettiğimiz şeylerdir. Aynı şekilde kalpte de Allah’ın muhatap kabul ettiği kısım manevi olan gönül tarafıdır” diye konuştu.

kalp-4.jpg

“KALBİNİ YARIP BAKTIN MI?”

Baysal; “Allah Hicr Suresi’nde diyor ki; ‘Ona ruhumdan üfledim.’ Ne zaman ki bize ruhundan üflediyse, biz de o zaman kıymetli hale geldik. Bu konuda diğer bir ayet; ‘Biz Adem’i çamurdan yarattık. Ona ruhumuzdan üfledik. Ve meleklere dedik ki Adem’e secde edin.’ Burada dikkati çeken şey sadece fizikten elde edilen bir Adem’e ruh üflendikten sonra secde edilmesidir. O yüzden biz Allah’ın ruhundan üflenen kullarsak hepimiz ayrı ayrı bir kıymete sahibiz. Bu kıymetteki insanlarında birbirini kırması yakışmaz. Zeyd oğlu Usame’yi hatırlarsınız. Bir savaşta hançeri müşrikin boğazına dayadı. O esnada müşrik, Allah birdir dedi. Sonra Usame onu öldürdü. Bu olayın üzerine Peygamber Efendimiz Usame’yi yanına çağırtarak diyor ki; ‘Sen Allah birdir diyen birini mi öldürdün?’ Usame bunun üzerine; ‘Ama o korkusundan söyledi.’ Ardından Peygamber Efendimiz üç defa; ‘Kalbini yarıp baktın mı?’ diyor. Öyleyse bizim kalp tarafımız, beden tarafımızdan çok çok kıymetlidir. Kalbi kırmamak için elimizden geleni yapmalıyız” şeklinde konuştu.

GÜLŞEN YILMAZ/ YENİ HABER GAZETESİ