Kaportacılar yoğun mesaide

Ülkemizin son yılların en fazla kar yağışını alması ile birlikte işlerinde büyük bir yoğunluk yaşananların başında oto boya ve kaportacıları geliyor.
Kaportacılar yoğun mesaide

Yolların buzlanması ile birlikte birçok kazanın meydana geldiğini ve işlerinin diğer sektörlere nispeten hareketli geçtiğini ifade eden Akdeniz Oto Kaporta İşletmecisi Abdullah Akdeniz, kar yağışının dinmesi ile birlikte yoğun bir mesaiye başladıklarını söyledi.

Kar yağışı ile birlikte yolların kayganlaşmasıyla pek çok kazanın meydana geldiğini ancak olumsuz hava şartları nedeniyle sürücülerin araçlarını sanayilere getirmekte zorlandıklarını söyleyen Akdeniz Oto Kaporta İşletmecisi Abdullah Akdeniz, “Kar yağışıyla diğer sektörlerin işleri olumsuz etkilense de diğer sektörlere göre daha iyi şartlarda bulunuyoruz.  Karın yoğun olarak yağdığı dönemde aslında bizim de işlerimiz durdu. Kaza yapan sürücüler araçlarını çıkaramadığından ister istemez işlerimizde bir durgunluk yaşandı. Yolların kaygan olması sebebiyle genelde iki ve ya daha fazla aracın karıştığı kazalar meydana geliyor. Kar yağışı ile birlikte kaza yapan sürücüler araçlarını çıkarmaya başladığından yoğun bir mesaiye başladık. Kaza yapan bir aracın bakımı ortalama bir hafta 10 gün sürüyor.  Bazı gelen araçların sahipleri araçlarını yapmamızı beklememizi istiyor. Çünkü çıkınca tekrar çarpacağım diyor. Sanayinin otoparkında mevcut yerimiz olmadığından 7-8 aracımız tamir edilmeyi bekliyor.” dedi.

“SÜRÜCÜLERİN TÜM İŞLERİNİN TAKİBİ YAPIYORUZ”

Kaza yapan sürücülerin yerine tüm işlerini takip ettiklerini sadece kaza yerinden fotoğraf çekip gelmelerinin yeterli olacağını belirten Akdeniz, “Kazaya karışan bir araç gelince önce bir dosya açtırırız. Burada tutanaklarını da tutabiliyoruz. Araç sahipleri sadece olay yerinden fotoğrafları çekip geliyorlar. Exper gelip incelemede bulunuyor. Daha sonra tramer sonuçlarını bekliyoruz. Exper de bu tramer sonuçlarına göre kimin suçlu olup olmadığına karar veriyor.  Suçlu olan taraf hangisiyle onun sigortası karşı tarafın zararını karşılıyor.  Bu noktada kazaya karışan sürücülerin ekstra bir çaba harcamalarına gerek kalmıyor. Biz onların yerine tüm işlerini takip edip halledebiliyoruz. Sürücü aracını bırakıp gittiği zaman her türlü işlerini biz takip edebiliyoruz.  Kazalarda çıkan meblağ, kazaya ve aracın modeline göre değişiklik gösteriyor. Eğer araç sahibi bizim de anlaşmalı olduğumuz sigorta şirketlerinden biriyle çalışıyorsa meblağ bizim hesabımıza yatıyor. Bizim anlaşmalı olmadığımız diğer firmalarla çalışılıyorsa ücret araç sahibinin hesabına yatıyor. Dosya kapandıktan sonra 10-15 gün içinde de bu ücret bizim hesabımıza yatıyor. Böylece ne müşteri mağdur oluyor ne de bizim paramızı alamadık diye bir derdimiz oluyor.” şeklinde konuştu.

“SERVİSLE SANAYİ ARASINDA ÇOK BÜYÜK FARK VAR”

Serviste bir aracın tamiri ile sanayidekinin arasında çok büyük maliyet farklarının çıkabileceğini aktaran Akdeniz, “Yan sanayi ya da çıkma yan sanayi parça taktığımızdan dolayı servisteki ücretten daha uygun bir fiyat çıkarabiliyoruz. Örneğin herhangi bir araç parçasının servisinden orijinal bir parça almak istediğinizde bin lira gibi bir maliyet çıkıyor. Ancak biz buradan çıkma orijinal ya da yan sanayi parçasını tedarik ettiğimiz zaman 200-250 lira gibi bir maliyetle halledilebiliyor. İkisi de aynı işi görüyor ancak bu bir tercih meselesidir. Eğer müşterimiz ben orijinal parça istiyorum derse onu da tedarik edebiliyoruz. Biz müşterilerimizin isteklerine göre hareket ediyoruz.  İşçilik anlamında da servislerle bizim aramızda büyük fiyat farkları var. Servise gelen bir parçanın tamir edilmeden ziyade değiştirilmesi tercih ediliyor. İki çekiç darbesi ile düzeltilebilecek bir parçanın yenisinin takılması da aslında milli ekonomiye de çok büyük zararı vardır.  İnsanlar garanti kapsamı sürecinde genelde servistedirler ancak garanti süresi bittiği andan itibaren soluğu sanayilerde alıyorlar.” diye konuştu.

İSMAİL KOÇ / YENİ HABER GAZETESİ