"Katar bizim için önemli bir potansiyel"

Başbakan Ahmet Davutoğlu Katar gezisinde kendisine eşlik eden gazetecilerle bir araya geldi.
"Katar bizim için önemli bir potansiyel"

yeni-haber-fotogaleri-024.jpg

Aralarında Yeni Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Lokman Koyuncuoğlu’nun da bulunduğu Yerel ve Ulusal basının temsilcilerinin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu İç ve dış gelişmelerle ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu. İşte o sohbetten göze çarpan satırbaşları: 

‘BİZ ÇEKİNİRİZ SANDILAR, ÖYLE OLMAYINCA TELAŞA KAPILDILAR”

İlk olarak Meclis Anayasa Komisyonundaki kavga hakkındaki soruyu yanıtlayan Ahmet Davutoğlu Meclis kuralları konusunda asla taviz vermeyeceklerini belirtti. Dokunulmazlıkların kalkma noktasında hiçbir korkularının olmadığını kaydeden Davutoğlu Fezlekeler noktasında muhalefetinde çekincesinin olmaması gerektiğine işaret etti. Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti; “ Danışmanların salona girmeye ve terör estirmeye ne hakkı var. Buranın bir düzeni var. Burası Millet Meclisi. Ona da biz tolerans gösterecek olursak hiçbir yerde düzen kalmaz. Gerekli her türlü tedbir alınır.   Bir teklifi bir tasarıyı beğenmeyebilirsiniz. Gelir tartışırsınız konuşursunuz. Kimsenin konuşmayı engellemek gibi bir düşüncesi olmaz. Dokunulmazlık meselesi ise; bakın biz çok ilkeli bir tavır sergiledik. Onlar dediler ki dokunulmazlıkların tümü kalksın. Ama zannettiler ki biz kaçınacağız. Biz kaçınmayınca şimdi hepsi telaşa düştü. CHP ne yapacağını şaşırdı. Bir destek vereceklerini söylediler bir vermeyeceklerini söylediler. MHP de aynı şekilde. HDP ise dışarıdaki şiddet kültürlerini Meclis’e yansıtmaya çalışıyor. Buna izin verilmez. Burası onların at oynatabileceği mekan değil. Ne söylemek istiyorlarsa söylerler. Ama komisyon çalışmalarını kararlılıkla  sürdürecek, bundan kimsenin şüphesi olmasın.”

yeni-haber-fotogaleri-024.jpg

“FİLİSTİN BARIŞININ YANINDA VE BÖLGEDE AKTİF ROL ALIYORUZ”

Başbakan Ahmet Davutoğlu, İsrail’le yürütülen görüşmeler noktasında ise “ Biz bu konuda da son derece açık bir tavır sergiledik. Sayın Halid Meşal ile de burada görüştük. Bütün bu adımları en geniş kapsamlı istişarelerle atıyoruz. Türkiye’nin özür şartı 2013’te Mart ayında gerçekleşmişti. Tazminat da bir aşamaya gelinmişti. Fakat bölgedeki rüzgarlar farklı yönden esince süreç biraz durakladı. Dikkatinizi çekerim özellikle de 1 Kasım sonrası bir hareketlenme oldu. 1 Kasım seçiminin, dünyada ve bölgede, çok değişik doğal yansımaları oldu. Bu yansımalardan biri de Türkiye’de artık AK Parti iktidarlarının kalıcı olduğu ve yeni bir dönemde bu iktidarla görüşüleceği. Bunun da getirdiği psikoloji ile görüşmeler Aralık-Ocak ayında biraz daha hızlandı. Bizim Gazze ile ilgili bir takım temel taleplerimiz vardı. Bu da Filistinli kardeşlerimizle görüşerek dile getirdiğimiz taleplerdir. Sayın Abbas ile İslam İşbirliği Zirvesi’nde de görüştük. Gazze’nin elektrik, su, inşaat ve temel ihtiyaçları konusunda ve diğer konularda sağlanacak ilerleme ile birlikte anlaşma neticeye varabilir. Çok ileri bir aşamaya gelmiş durumda. Bu anlaşmanın Gazzeli, Filistinli kardeşlerimize olumlu sonuç doğurması için bazı ince işler kaldı. İnşaallah hayırlısı ile çözülür. Bu yolla Filistin’e yardım elimizi uzatmak istiyoruz. Filistin barışı başta olmak üzere bölgedeki gelişmelerde daha aktif rol oynamak istiyoruz" dedi.

yeni-haber-fotogaleri-024.jpg

‘YA KUT’ÜL AMARE KAZANACAK, YA SYKES PİCO”

Başbakan Ahmet Davutoğlu bir soru üzerine de 100. yılını kutladığımız Kut’ül Amare zaferine vurgu yaparak “Yüzyıllık parantez bir yerde kapanmak durumunda. Kut-ül Amare sadece askeriyede kutlanıyordu. Benim içimde de bir ukdeydi. Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde ilk kez kutlanmış oluyor. Kut-ül Amare savaşı benim için Ortadoğu’nun Çanakkale savaşıdır. Çünkü Çanakkale’de İstanbul savunuldu. İstanbul’a ulaşmak istiyordu İşgal orduları. Kut-ül Amare’de Bağdat savunuldu ve muhteşem bir zafer kazanıldı. Beni etkileyen yön; Türk, Kürt, Arap, müslim, gayri müslim, keldani, suryani, sünni, şii… Herkesin bir arada olduğu bir savaştı. Beni Temim… Şeh Temim’in Kabilesi, onlar da oradaydı. Basra’da hala bütün Şii aşiretlerinin sembolü ay yıldızdır. Ta Osmanlıdan beri. Hepsi Kut-ül Amare’de savaştılar.  Hep söylüyorum ya Kut-ül Amare kazanacak ya Sykes Pico. Sykes Pico Kut-ül Amare’den bir süre sonra yapıldı.  MİT tırları operasyonunun nelere yol açtığını bilmiyor musunuz? Askeri kapasite dediğiniz kapasiteyi kullandığınızda, o kapasiteyi milli bir kapasite olarak görmeyip haince tuzaklar kuranlar, esas bizi zorlayan bu hainler. Arap halkları bizim yanımızda" ifadelerini kullandı.

ahmet-davutoglu-katar-(2).jpg

“DIŞ İLİŞKİLERDE ÖNEMLİ GELİŞMELER VAR”

1 Kasım sonrası dış politikada önemli mesafeler kat edildiğini hatırlatan Davutoğlu, şu görüşlere yer verdi; “ 1 Kasım sonrası dış politikada kademeli bir şekilde ciddi bir toparlanma var. Mesela Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz çok daha iyi bir aşamada. Sayın Cumhurbaşkanımızın Suudi Arabistan ziyareti sonrasında ilişkilerimiz son derece doğru bir eksende ilerliyor. Sonra ben de gittim. Suudi Arabistan ile Mısır’daki darbe sonrası yaşadığımız şey düştü. İran’a önce ben gittim, Sonra Sayın Ruhani Cumhurbaşkanımızın davetlisi olarak ülkemize geldi. İran ile ilişkilerde de karşılıklı diyalog içinde istişare başladı. Ürdün’e ziyaretimiz oldu. Yunanistan’la yüksek düzeyli işbirliği konferansı yaptık. Baktığınızda Libya önemli. Libya’da ulusal birlik hükümetinin kurulmasını sağlayan aktörlerdeniz. Bizim için hoş olmayan Rusya ile olan. Bu da siyasi iradeden çok Rusya’nın hava sahamızı ihlal etmesinden kaynaklanan doğrudan bir ihlal. BAE ile Mısır darbesi sonrası ciddi gerginlikler yaşadık doğru ama Dışişleri Bakanımızın Sayın Çavuşoğlu’nun çok güzel bir ziyareti oldu. Bu anlamda bütün tablo önemli bir alan açıyor. İsrail ve Filistin ayağında da olumlu gelişmeler var"

yeni-haber-fotogaleri-024.jpg

ANAYASA SÜKUNETLE YAZILIR

Son yılların üzerinde en çok durulan konularından biri olan Anayasa tartışmaları hakkında da Davutoğlu “Biz günlerdir son derece önü açık şekilde farklı görüşlere sahip akademisyenlerin katıldığı, benim de kimine katıldığım fikri egzersizler yapıyoruz. Daha önce hazırlanmış metinler var, çalışmalar var. Şimdi açıkçası bir müzakere metni hazırlamaktan daha çok, bir Anayasa Komisyonu olmadığı için, en iyi metni nasıl çıkarırız diye tartışıyoruz. Olsun mu, olmasın mı noktasında çok fikirler ifade ediliyor. Bu konularda dile getirilebilecek hususlarda, fikir özgürlüğü çerçevesinde görüşler dile getirilebilmeli. Nihayetinde çıkan metne bakmak lazım.  Biraz rahat olalım, Anayasa tansiyonla yazılmaz, sükunetle ve suhuletle rahat olarak yazılır. Her kelimeden her kavramdan ürkecek olursak çağdaş bir anayasa yazma şansımızı kaybederiz.  Türkiye’nin  neye ihtiyacı var diye bana sorarsanız önce sükunete ihtiyacı var. Sakin ve rasyonel düşünmeye ihtiyaç var. Birbirimizi dinleyerek yol almaya ihtiyacımız var. Başkanlık sistemi konusunda, Türkiye’nin yaşadığı süreçler de göz önüne alınmalıdır. İşte 27 Nisan e-muhtırası başkanlık ile ilgili en önemli süreçlerden birisi olmuştur çünkü Türkiye’de eşi başörtülü birinin Cumhurbaşkanı olmayacağı gibi bir varsayım bir kriz yaratmış ve bu kriz Türkiye’de Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesinin önünü açmıştır. Geçmişte yaşananları unutmamak lazım. Sayın Abdullah Gül’ün seçilmemesi için ne uğraşlar verdiklerini unutmamak lazım.  Dolasıyla bu o dönemki Başbakanlık makamını sınırlamak için yapılmıştı. Bu süreç sonucunda AK Parti olarak başkanlık sistemini savunduk ve savunuyoruz. Bir sistem çarpık deniyorsa, ilk yapılması gereken şey revize edilmesi değil tümden değişilmesidir.” dedi.

ahmet-davutoglu-katar-(1).jpg

“KATAR BİZİM İÇİN ÖNEMLİ BİR POTANSİYEL”

Katarın ev sahipliğini yapacağı 2022 dünya kupası ve 2030 Katar vizyonu çok büyük bir yatırım potansiyeli barındırdığını söyleyen Ahmet Davutoğlu, Katarlılar da bu potansiyelin en iyi Türk müteahhitler tarafından değerlendirilebileceğini düşündüklerini kaydetti. Emir ile görüşmelerinde  Türk müteahhitlerine güvenini açıkça ifade etti ve Türk müteahhitlerin öncelikli olacağının güvencesini aldıklarını belirten Başbakan Davutoğlu,  “Ayrıca sadece müteahhitlik hizmeti değil, dünya kupasının güvenlik hizmeti başta olmak üzere diğer servislerini de  Türk firmalarının yapabilmesi için de görüşmeler sürdürülüyor. Genelde Türkler gelir, binayı yapar hizmeti başkası verir anlayışı vardı, hayır binayı da hizmeti de biz yapabiliriz. Katar gibi bir ülkede çok farklı sektörlerdeyiz.  Gıda güvenliği de önemli bir konu. Türkiye’den Katar’a tarım ürünü ihracı da mükemmel bir alan. İkili ilişkilerimizde ciddi bir momentum var. İnşallah Katar’lıların yatırımları da artarak devam edecek" dedi.

ahmet-davutoglu-lokman-koyuncuoglu.jpg

“PARALEL VE ERGENEKON BİRBİRLERİNİ MEŞRU KILAMAZ”

Başbakan Ahmet Davutoğlu Ergenekon kararı içinize sindi mi? şeklindeki bir soruya da; “ Türkiye’de bazı şeyler ifrat tefrit arasında gidiyor. Bu ikisi arasındaki tutumlar Türkiye’nin normalleşmesini engelliyor.  2003 ve sonrasında Ak Parti iktidarına karşı bir hareketlenme var mıydı? Evet vardı. Bu hareketlenme milli iradeye karşı bir eylem niteliğinde miydi? Evet.  27 Nisan e-muhtırası bunun açık göstergesidir. Bu işin bir yönü. Peki Ergenekon davası altında bir sürü masum insan bu davanın içine sokuldu mu?  Evet sokuldu. Bunu kim yaptı? Bunu paralel çete yaptı. Dava doğru bir zeminden alındı.  O kadar gereksiz insanlar bu işin içine sokuldu ki, bir anda bütün o dava özünü kaybetti ve zulüm aracı haline dönüştü. İfrat da orada ortaya çıktı.  Şimdi şöyle deniyor.  Ergenekon diye bir şey yoktur deniyor, ya biz bunları yaşadık. Hukuki süreçlere müdahale etmedim ve etmem o kendi süreci içinde devam eder. Haksızlıklar yapıldığı konusunda müttefikiz, paralel yapının emniyet ve hukuk içindeki etkisinin nelere yol açtığını görüyoruz. Buna karşı da mücadele ediyoruz. Ama Ergenekon ve paralel yapı benzeri seçilmiş iktidarı hedef alan kim olursa, buna karşıda mücadele etmemiz lazım.  Paralelin mevcudiyeti Ergenekon’u, Ergenekon’un mevcudiyeti paraleli meşru kılmaz. İkisi de aynı ölçüde illegal yapılardır. Burada önemli olan bizim bir daha hukuku kullanarak kimsenin zulme uğramaması konusunda ortak bir ilkeye varmamızdır” şeklinde cevap verdi.

•LOKMAN KOYUNCUOĞLU