Keçe küllerinden sanat olarak doğdu

Geleneksel Türk Kültürünün ürünlerinden biri olan keçe günümüzde daha çok modern boyutuyla ele alınıyor.  Şal, şapka, çanta, yelek, aksesuar, bebek gibi birçok üründe keçe kullanılıyor
Keçe küllerinden  sanat olarak doğdu

Geleneksel Türk Kültürünün ürünlerinden biri olan keçe günümüzde daha çok modern boyutuyla ele alınıyor.  Şal, şapka, çanta, yelek, aksesuar, bebek gibi birçok üründe keçe kullanılıyor

Yüzyıl öncesi kadar Konya’da 20, 30 tane klasik keçe atölyesi bulunduğunu söyleyen Keçe Sanatı Ustası Celalettin Berberoğlu, “Sanayileşme, hızlı yaşam biçimleri ile insanlar artık doğal şeylerden uzaklaştı sentetiklere yöneldi. Fakat bu keçe atölyeleri yavaş yavaş kapanmaya başladı derken adeta küllerinden yeniden doğdu ve sanat olarak doğdu. Önceden mesela keçeden yapılan ürünler belliydi. Fakat modern keçede ürün çeşitliliği çoğaldı.” dedi.

kece-2.jpg

SANAT MI ZANAAT MI?

Keçe üzerinden sanat mı, zanaat mı tartışmalarının hala devam ettiğini ifade eden Usta Celalettin Berberoğlu, “Biz bu tartışmaya bayılıyoruz ama keçe şuan Avrupa ve Amerika’da resim ve heykel gibi üniversitelere girdi. Keçe çok eski bir tekstil objesi. İnsanlar yerleşik düzene geçtikten sonra keçe yapılmaya başlanmış. Orta Asya’da, Kuzey Avrupa’da ve Kuzey Afrika’da çok yoğun keçe yapılır. Türkler göçebe bir toplum olduğu için keçeyi çok yoğun kullanmışlar. Giysiler, çadırlar hepsi örülmüş yün haline getirilmiş. Keçeleştirilmiş. Biz buna klasik keçe diyoruz.” şeklinde açıkladı.

kece3.jpg

SAĞLIK AÇISINDAN KEÇE

Şamanlar döneminde keçenin kendisine has yapısından dolayı keçeye kutsallık verildiğinin altını çizen Usta Berberoğlu, “İnsan vücudundaki negatif elektriği alıyor. Sıcakta giyersen sıcağı geçirmez, soğukta giyersen soğuğu geçirmez. Orta Asya’daki o yurt denilen çadırlar keçenden yapılır. Yazın serin, kışın ılık olur o çadırlar. Yılan, akrep üzerinde yürüyemez keçenin öyle de bir özelliği var dağ hayatında. Ortopedide kullanılmış, tarihte zırh olarak kullanılmış. Radyasyonu engellediğine dair bazı söylentiler var şuan. Daha kanıtlanmadı. Yani keçe pek çok yerde kullanılıyor.” diye kaydetti.

“PSİKOLOJİK VE TEKÂMÜL ARACI”

Keçenin en önemli özelliklerinden bir tanesinin mistik boyutu olduğunu belirten Berberoğlu, eskiden özellikle Mevlevi dergâhlarında; güzel sanatlar, musiki, Mevlana öğretileri, şiir ve sikke yapıldığının bilgisin verdi. Dervişlerin, semazenlerin giydiklerine taze sikke denildiğine değinen Berberoğlu şöyle devam etti: “Sikke, iş gücünün dışında, psikolojik bir terapi ve tekamül aracı olarak da kullanılmıştır. Yani kısaca yünün, keçe ve sikke olana kadar geçirdiği aşamayla, insanın insanla kamil olana kadar geçirdiği aşamalar arasında muazzam benzerlikler vardır. Ve sofiler her keçi yapımında bunu kendilerine adapte etmişler. Artı yapılan ürünleri de hayatının her safhasında kullanmışlardır. Seccadeler yapmışlardır, tennurelerin içine koymuşlardır. Keçeyi farklı bir alan ve benzerlikler vermişlerdir.”

YABANCILARIN İLGİSİ BÜYÜK

Keçenin klasik boyutunu genellikle yeni neslin bilmediğine vurgu yapan Berberoğlu, “Tabi keçe şuanda çok fazla tanınmıyor. İnsanlar keçe denilince ayakkabı keçesi ya da kepenek akla geliyor. Ama tanıyanlar, bilenler ilgi duyuyorlar. Yabancılar keçeye çok ilgi duyuyor. İtalya’da, modacılar ve keçeciler beraber çalıştı. Defileler yaptılar ve muazzam paralara sattılar. Keçe artık Avrupa’da entel bir tabakanın ulaşabileceği bir ürün haline geldi.” şeklinde konuştu.

kece-4.jpg

“DÜNYAYA TÜRK TOPLUMU TANITTI”

Keçe Sanatını dünyaya Türk toplumunun tanıttığının önemine dikkat çeken Berberoğlu, “Ruslar mesela çizmeler yaptılar keçeden çok güzel,  biz bunu ıskaladık. Aslında keçeyi dünyaya tanıtan Türk toplumudur. Biz sanat mı zanaat mı tartışmaların içinden çıkamadık. Gelenler keçeye dokunanlar hissedenler bunun bir sanat dalı olduğu idrak ediyor. Kanada, Amerika, İtalya, dünyanın pek çok yerinden insanlar geliyor onlara keçe sanatı dersi veriyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.

SÜMEYRA KENESARI/YENİ HABER GAZETESİ