Geçen hafta Konya’da gezerken gözüm benim Fuar diye bildiğim park alanına takıldı. Fuar alanının etrafı panolarla çevrilmiş ve ağaçlarının kesilmiş haline dikkat kesildim.

Meydanın hemen yola bakan kısmında ki afişi görünce anladım ki Konya yeni bir kent meydanına kavuşuyormuş.

Evet, sanırım böyle bir meydana ihtiyaç vardı.

Konya’ya yeni bir meydan kazandırdığı için Tahir Bey’e, hem de bu haberle bizi buluşturduğu için bu yazımda medyaya teşekkür etmek istedim. 

Bu düşüncelerle dolaşırken meydanın kronolojik serüvenini hatırlamaya çalıştım. Sahi epey zamandır bu meydan neden bu haliyle bekliyordu?

Benim hatırladığım tarihler aşağı yukarı şöyle…

Bilindiği üzere meydan, eski adliyenin bulunduğu araziyi de içine alıyor. Bu eski adliye binasının istinat mahkemesi yapımı karşılığında Büyükşehir’e geçmesinin üzerinden 5 yıl geçti. 

Adliye binasının yıkılıp çevresinin şehre estetik ve güzellik katan reklam panolarına çevrilmesinin üzerindense 4 yıl geçti. 

Buranın kent meydanı olarak düzenlenmesinin önündeki en büyük engel olan özel mülklerin kamulaştırılmasının müjdesinin üzerinden 3 yıl geçti. 

Meydanın yapım ihalesine çıkılıp işe başlanmasının üzerinde 2 yıl geçti.

Yapımcı firmanın finansal zorluk içerisine düşüp, iflas etmesinin üzerinden 1 yıl geçti.  

Eski müteahhit firmanın hesaplarının tasfiye edilmesi ve yeniden ihaleye çıkartılmasının üzerinden 1 ay geçti. 

Yer teslimi yapılıp alanı çevreleyen reklam panolarının yeniden düzenlenmesinin üzerinden 1 hafta geçti.

Nihayet inşaat başlıyor. Bu meydan haberi beni neden bilmiyorum ama sevince boğdu.

Zor günler geçiren ülke insanımız içinde bu büyük başarı ve projenin umut kaynağı olacağını düşünüyorum. Yine kendi adıma beceriksizlikten başarı çıkartabilen büyük sihirbaz Sayın Tahir Akyürek’e teşekkür ediyorum.  

28 ŞUBATLAR GERİDE KALDI

Öncelikle artık Demirel Cumhurbaşkanı değil.

Ülkeyi bir krizden alıp diğerine sokacak ve bundan rol kapacak bir cumhurbaşkanımız yok.

Medya o günkü medya değil. Doğan Gurubu’nun kışkırtmaları bile buna yetecek güçte değil.

Para baronları temkinli. Ufak ufak destek olmaya çalışsalar da direk hükümete cephe açmaktan çekiniyorlar.

5’li çete etkisiz. Özellikle TOBB ve post modern darbeyi destekleyen kurumlar bugün sessiz.

Asker sessiz. 28 Şubat’ta siyaseti askerin emrine sokmuştu o günkü liderlerin ve Demirel’in tavırları. Tablo bugün farklı. Asker Siyasi erkin komutasında. Yani olması gerektiği gibi.

Muhalefet beceriksiz ve yetersiz. Allahtan ki öyle. Sürecin altında kaldılar. Yine döndü bu iş onlara zarar verdi.

Recep Tayyip Erdoğan şerbetli. Çok dua alıyor. İşte bu defa iş zor dendiğinde bile her şey lehine dönüyor.

Sonuç olarak halk Kasımpaşalıyı seviyor. Başbakan sahnedeyken kimse değil hükümeti devirmek, sallayamaz bile.

Bir konunun daha altını çizmem gerekiyor.

Taksim olayları turnusol oldu. Ben eminim başbakan kimin nasıl davrandığını gözlemliyordur.

Kimin nasıl rol kapmaya çalıştığı ve ilk fırsatta insanları galeyana getiren sanatçı bozuntularını, medyayı, halkın seçtiği iktidara darbe olsun diye ellerini ovuşturan para baronlarını, medya patronlarını iyi yazmalıyız.

Bir çift lafımda Sayın Tahir Akyürek’e.

Kendi değerlerinizi bırakıp koşa koşa gittiniz Okan Bayülgen ve benzeri adamlardan “Benim İçin Mevlana” mesajı aldınız. Bu ahlak timsali (!) adamı ve benzerlerini sanırım sizde tanırsınız.

Ellerine geçen ilk fırsatta sizi ve sizin gibi düşünenler hakkında görüşlerini sanırım okumuşsunuzdur.

Mevlana ve Konyalıyı kimlerle yan yana getirdiğinizi umarım görür bundan ders alırsınız.