Ömer Kocabaş

Ömer Kocabaş

Kitap günleri olgunlaşıyor

Kitap günleri olgunlaşıyor

Konya kitap günleri bu yıl hem organizasyon, hem katılım, hem de ziyaret açısından geçen yıla göre daha iyi bir noktadaydı. UNESCO 2020 dünya kitap başkenti olma adaylığımız her geçen yıl atılan yeni adımlarla olgunlaşan kitap günleri sayesinde başarıya ulaşabilir.

Konya gibi nüfusu fazla olan, 10 binlerce üniversite öğrencisine ev sahipliği yapan bir şehrin kitap günleri sayesinde iki haftalığına da olsa havası değişti. Büyükşehir belediyesi tarafından açıklanan rakamlara göre kitap günlerini 200 binin üzerinde kişi ziyaret etmiş. Bu sene yazar çeşitliğinin artırılması, sadece imza günü değil, organize edilen söyleşilerle ziyaretçilerin yazarlar arasında diyalogunda kurulmasıyla daha canlı bir ortam oluşturulmuş oldu. Geçen yılki kitap günlerinin ardından da aynı şeyi söylemiştim; şehrimizde yılda birkaç kitap fuarına ilgi gösterecek bir potansiyel var. Tabi ki önceliğimiz bu kitap günlerinin sürekli hale getirilmesi, daha önceki yıllarda olduğu gibi birkaç yıl ara verilmemesidir.

Gençler kitap okumuyor, okuyanlarda yararlı şeyler değil, sabun köpüğü kitaplar okuyor vb. orta yaş ve üzeri yakınmaların tamamen bir klişeden ibaret olduğu kitap günleri gibi etkinlikler sayesinde her seferinde ortaya çıkarılıyor. Yaşını başını almış insanlar gündelik hayatın telaşı ve daha fazla dünyalığın derdine düştüklerinden gençliklerindeki kadar kitap okumuyorlar. Kendileri öyle olunca da çevrelerinde gördükleri birkaç örnek üzerinden toptancı bir mantıkla bütün gençleri çöpe atıyorlar. Hâlbuki Konya özelinden konuşursak; ortaokul, lise ve üniversite derken 100 binlerce potansiyel okur var. Öğrencilerin büyük bir kısmı kitap satın almasa da okul kütüphaneleri il halk kütüphaneleri, belediyeler tarafından oluşturulan kütüphaneler, internetten indirilen e-kitap gibi çok farklı mecralardan çok kolay kitaba ulaşabiliyorlar.

Öğrencilerin okudukları bazı kitaplara burun kıvırma meselesi ise bence saçmalık. Herkes genç yaşında klasikleri okuyacak, tarih, bilimsel ya da dini kitaplar okuyacak diye bir şey yok. Okuma mantığı şöyle gelişiyor; gençler kendilerine keyif veren, okuması daha kolay, macera içeren kitaplara ilgi gösteriyorlar. Zamanla okuma serüvenleri ilerleyince, yaşla birlikte artık o tür yetmemeye başlayıp daha ağır şeyler okumaya yöneliyorlar. Kendimden örnek vermek gerekirse keşke üniversite döneminde hocalarımın sözünü dinleyip Kemal Tahir ile daha önce tanışsaydım. Lakin geriye dönüp baktığımda üniversite döneminde okuduğum polisiye romanlardan da bir pişmanlığım yok. Arada tramvayda okumaya dalıp, ineceğim durağı kaçırmış olsam da…

Kitap günleriyle ilgili elbet birkaç eleştirimizde olacak. Ziyaretçiler yayınevlerinin stantlarının birbirlerine çok yakın ve küçük olmasında şikâyetçiydi. Bir diğer husus da İlber Ortaylı’nın imza gününde olduğu gibi ziyaretçilerin iyi bir şekilde organize edilip yönlendirilmemesinden dolayı kimi karmaşalar yaşandı. İsmail Kılıçarslan gibi bazı yazarların ilan edilmesine rağmen imza gününe katılmaması, bunun ziyaretçilere çok geç haber verilmesinden dolayı insanlar mağdur edilip, hayal kırıklığına uğradılar.

Kitap günlerinin organizasyonunda emeği geçen başta büyükşehir belediyesi yetkilileri olmak üzere herkese teşekkür ederim. İnşallah gelecek yıl bu seneki organizasyonu da aşacak, yazar ve yayınevi çeşitliliğinin daha da arttığı bir kitap fuarı olur. Bu sayede UNESCO 2020 dünya kitap başkenti adaylığımızı da asalete dönüştürmüş oluruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi
SON YAZILAR