KKTC’de Guterres raporu açıklamasına tepki

İsviçre'nin Crans Montana kentinde geçen Temmuz ayında gerçekleşen Kıbrıs Konferansı'nda, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in çözüm yönünde ilerleme...
KKTC’de Guterres raporu açıklamasına tepki

İsviçre'nin Crans Montana kentinde geçen Temmuz ayında gerçekleşen Kıbrıs Konferansı'nda, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in çözüm yönünde ilerleme raporunu Güvenlik Konseyi üyelerine taraflı sunması Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC), tepkilere neden oldu.

Guterres raporu açıklaması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) tepkilere neden oldu. KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu konuyla ilgili yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Kıbrıs'ta çözüm yönünde ilerlemeye dair 12 Ağustos 2017 - 21 Mayıs 2018 dönemini kapsayan raporu Güvenlik Konseyi üyelerine dağıtıldığını belirtti.

BM Genel Sekreteri raporunda, özetle, iki toplum arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, güven ve işbirliği ortamının sağlanması, doğal zenginliklerin iki toplum yararına kullanılması ve bütünlüklü bir çözüme varılmasının önemine vurgu yapıldığını belirten Sözcü Burcu, raporda Rum tarafının olumsuz raporlarına değinilmediğini ifade etti.

Sözcü Burcu, Guterres'in yeni ve anlamlı bir sürecin başlamasına olanak tanıyacak şartların olgunlaşıp olgunlaşmadığını belirlemek amacıyla üst düzey bir BM görevlisini adaya gönderme niyetinde olduğunu ifade ettiğini de belirtti.

Kıbrıs Türk tarafının, Genel Sekreter'in adaya göndermeyi düşündüğü BM görevlisine onay verdiğini anımsatan Burcu, bu çerçevede öngörülen temasın uygun zamanda gerçekleşmesini beklentisini ifade etti.

"Kıbrıs Türk tarafına yapılan büyük bir haksızlık"

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Sayın Genel Sekreter, iki taraf arasında denge oluşturma kaygısıyla bu süreçte Kıbrıs Türk tarafının olumlu, Rum tarafının ise olumsuz yaklaşımlarına değinmemiştir. Bu durum, geçtiğimiz Eylül ayında sunulan rapordaki gibi, Kıbrıs Türk tarafına yapılan büyük bir haksızlık niteliğindedir. Bunun yanı sıra, örneğin, mobil telefonların her iki bölgede engelsiz kullanımı ve elektrik şebekelerinin kalıcı bağlantısı, maalesef Rum tarafının olumsuz yaklaşımlarından ötürü uygulamaya geçemediği bilindiği halde, bu gerçek bir kez daha görmezden gelinmiştir.

Genel Sekreter raporunda, doğal kaynakların her iki toplum yararına kullanılmasına vurgu yapmakta; aynı zamanda, tarafları gerginlik oluşturmamaya ve itidalli davranmaya teşvik etmektedir. Kıbrıs Türk tarafı olarak öteden beri bu konuda tek yanlı hareketlerden kaçınılması yönünde uyarılar yapmakta ve doğal kaynakların her iki toplumun yararına, ortak bir akılla yönetilmesini talep etmekteyiz. Hidrokarbon konusu Sayın Guterres'in de raporunda belirttiği gibi çözümün gerçekleşmesi halinde federal yetki olacağından bu yetkinin kullanımında her iki toplumun etkin katılımı söz konusu olacaktır. Ne var ki henüz bir çözüme ulaşılmış değildir. Bu nedenle, çözüm öncesinde de aynı anlayışın uygulamalara yansıtılması bir zarurettir. Zaten Genel Sekreter de raporunda bu konudaki farklılıkların çözüm öncesinde de taraflarca barışçıl yöntemlerle ele alınmasını önermektedir.

Genel Sekreter ayrıca, altı konu hakkında görüşlerini içeren çerçeveyi taraflara Crans-Montana'da, bizim de defalarca altını çizdiğimiz gibi, 30 Haziran 2017 tarihinde sunduğunu bir kez daha teyit etmektedir.

Sayın Guterres yeni ve anlamlı bir sürecin başlamasına olanak tanıyacak şartların olgunlaşıp olgunlaşmadığını belirlemek amacıyla üst düzey bir BM görevlisini adaya gönderme niyetinde olduğunu ifade etmektedir.

Anımsanacağı üzere, Kıbrıs Türk tarafı, Genel Sekreter'in adaya göndermeyi düşündüğü BM görevlisine onay vermişti. Bu çerçevede öngörülen temasın uygun zamanda gerçekleşmesini beklemekteyiz."

İHA