“Kombassan Kağıt’ın çeyrek asırlık yükselişi”

“Kombassan Kağıt’ın çeyrek asırlık yükselişi”

Kombassan Kağıt’ın 25 yıllık geçmişiyle, Kombassan Holding’in her zaman lokomotif bir şirketi olduğunu söyleyen Kombassan Kâğıt Genel Müdürü Cemalettin Tunç Efe Kombassan Kağıt’ın Konya’da ilkleri gerçekleştirdiğini söyledi.

Kombassan Kağıt bugün için üretim, hizmet ve çalışan kalitesi ile tam anlamıyla bir marka haline gelmiştir.

Kombassan Holding’in tüm dünyada tanınan bir marka olduğunu ifade eden Efe, “Türkiye’de kurulan şirketlerin yüzde 95’inin kuruluşunun ardından ilk 3 yıl içinde kapandığı göz önünde bulundurulduğunda Kombassan’ın 25 yılı aşkın bir süredir Konya’da faaliyet göstermesi azımsanmayacak bir başarıdır. Kombassan bu bağlamda kurumsal bir markadır. Kombassan’a bağlı 18 şirket 32 tesisten bir tanesiyiz. Kuruluş şirketi olması ve potansiyelleri Kombassan Kağıt’ı, Kombassan Holding’in lokomotif şirketlerinden biri haline getirmiştir.1998 yılından beri ISO ilk 500 ve ikinci 500’de sürekli yer alan bir şirketiz.” dedi.

kombassan-kagit--(1).jpg

“EN ÖNEMLİ DÖRT ÜRETİCİSİNDEN BİRİYİZ”

Yazı tabı kâğıtları üreten Türkiye’de sadece 4 fabrika kaldığını ve bunlardan bir tanesinin de Kombassan Kâğıt olduğunu ifade eden Efe, “Kâğıt,karton üretiminde Türkiye olarak dünyada 22. sırada yer alıyoruz. Bu da 3 milyon tonun üstünde bir üretime tekabül ediyor. Tüketimde ise yaklaşık 6 milyon tonluk bir tüketimle dünyada 15. sırada yer alıyoruz. Kişi başı kâğıt tüketiminde ise yıllık 75 kg kâğıt tüketimiyle dünyada 47. sırada bulunuyoruz.

Türkiye’de kağıt, karton kapasitesinin %54’ünü oluklu mukavva kağıtları,%17’sini kartonlar,%15’ini temizlik kağıtları (tissue),% 8’ini ise yazı tabı kağıtları oluşturmaktadır.

Türkiye’de kağıt, karton tüketiminin ise %40’ını oluklu mukavva kağıtları,% 21’ini yazı tabı kağıtları,%17’sini kartonlar,%8’ini temizlik kağıtları (tissue),%7’sini gazete kağıtları,%6’sını sargılık kağıtlar,%1’ini çok ince özel kağıtlar oluşturmaktadır.

Buradan da görülüyor ki yazı tabı kağıt üretim kapasitesi %8 iken, tüketimi %21 dolaylarındadır.

Yazı tabı kâğıtları üreten Türkiye’deki fabrikalardan 3 tanesi İzmir’de, bir tanesi ise Konya’da bulunan Kombassan Kâğıttır. Bu dört fabrikanın yıllık toplam üretimi 260 bin ton civarındadır. Yazı tabı kâğıt dediğimizde bunun içinde ofset, fotokopi, kuşe ve kitap kağıdı da giriyor. 4 fabrikada ise sadece ofset kağıdı ve fotokopi kâğıdı üretiliyor. Bizim ülke olarak ofset kağıtta tükettiğimiz kısım ise 650 bin ton. 260 bin ton üretiyoruz, 650 bin ton tüketiliyor aradaki o fark da ithalat ile karşılanıyor.” şeklinde konuştu.

kombassan-kagit--(2).jpg

“ÜLKEMİZE GELEN KÂĞITLAR DAHA FAZLA DENETLENMELİ”

Kağıt üretiminde özellikle ülkemize giren kağıtların daha fazla denetlenmesi gerektiğinin altını çizen Efe, “Ürettiğimiz bu kâğıtlar defter oluyor, kitap oluyor, fotokopi kağıdı oluyor. Bu kağıtlar da çocukların ellerinde ve çocuklar kağıtla devamlı haşır neşir oluyor. Bizim ürettiğimiz kâğıtlarda gıdayla temas edebilir sertifikası ve izni var. İçinde hurda olan kâğıtlarla çocukların kesinlikle temas etmemesi gerekiyor. Bizim kâğıtlarımız nasıl yurt dışına gönderilirken birçok testten geçiyorsa ülkemize gelen kâğıtların da daha fazla denetlenmesi gerekiyor. Çocuk sağlığı açısından ithal kağıtların daha nitelikli denetimden geçmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

kombassan-kagit--(4).jpg

“TÜRKCOPY DÜNYADA ARANAN BİR MARKA”

Fotokopi kâğıdı üretiminde son dönemlerde iyi bir pazarın oluştuğunu ve Türkcopy markasının dünyada aranan bir marka haline geldiğini söyleyen Efe, “Kombassan Kâğıt olarak daha önceleri fotokopi kâğıdı üretimimiz azdı. Az miktarda ürettiğimiz fotokopi kâğıdını da yurt dışına ihraç ediyorduk. Buradan da Türkcopy markası çıktı. Bu marka da piyasada gerçekten çok ilgi gördü. Ege ve İç Anadolu bölgelerinde yoğun bir şekilde Türkcopy markası kullanılıyor. Tasarımında da Türk yıldızlarından etkilendik. Fotokopi kâğıdında Türkiye’de iyi bir pazar oluştu. Fotokopi kâğıdının bir faydası da örneğin bir bobin ürettiğinizde bunu sadece matbaacılar biliyor. Fotokopi kâğıdında ise son tüketici de bunu bildiği için firmanın marka bilinirliliği artıyor. Bu sayede firmaların marka ve isim değerleri de artıyor. Arap ülkelerinden çok fazla Türkcopy talebi alıyoruz. Mısır’a Kuzey Irak’a, Libya’ya Türkcopy gönderiyoruz.” dedi.

“ÜRETİM OLMAZSA AMBALAJ DA OLMAZ”

Ambalaj üretiminin de sanayiye bağlı olduğunu sanayi üretiminin olmadığı yerde ambalaj üretiminin de olmayacağını aktaran Efe, “Türkiye’de de 2016 yılının sonunda ambalaj üretimi cirosunun 20 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. 2023’te ise ambalaj cirosunun 30 milyar doları bulması bekleniyor. Şu aralar komşu ülkelerdeki sıkıntılardan dolayı sanayi üretimindeki düşüşler ambalajın da kapasite kullanım oranlarını düşürüyor. 10 liralık bir mal satıyorsanız bunun 3 lirasını ambalaja ayırmalısınız. İçine koyduğunuz ürünün değeri ne kadar artarsa ambalajın değeri de o kadar artıyor. Ambalaj ile birlikte son dönemlerde tasarım da ön plana çıkmaya başladı. E-ticaretin de yaygınlaşmasıyla ister istemez her ürünü bir kutuya koymak zorundasınız. Bu anlamda ambalaj sektörünün geleceği parlak ancak buna rağmen kapasite kullanımı yetersiz. 2017 yılı için özellikle komşu ülkelerde bir normalleşme yaşanırsa bunun en hızlı etkisini görecek olan ülke Türkiye’dir. Sanayi üretimi arttıkça bizim ambalaj üretimi kapasitemiz de artacaktır” diye konuştu.