Türkiye’ye döviz üzerinden saldıran ABD’ye, sosyal medyada “ABD şirketlerine reklam verme” kampanyası başlatıldı.

Kampanyaya THY, Türk Telekom, Kuveyt Türk gibi büyük markalar da destek oldu ve bu şirketlerdeki reklamlarını geri çektiler.

Dijital Dönüşüm çağında yaşadığımız, aşikar bir gerçektir. Ekonomik savaş adını verdiğimiz bu zorlu süreçte, görüldüğü üzere silahlar yerine teknolojiler konuşuyor.

Bizler, her birimiz bu savaşta üzerimize düşeni yapmak zorundayız.

Hem şahsım adına hem de Yeni Haber adına söylüyorum ki, bu hususta biz taşın altına gövdemizi koymaya daima hazırız.

ABD ve piyonlarına karşı gücümüz nisbetince bütün mücadelemizi verdik, vermeye de devam edeceğiz.

Kimsenin haber yapmaya dahi cesaret edemediği günlerde, FETÖ’ye karşı elimizden gelen her şeyi yaptık. 2013’den bu yana FETÖ ile amansızca mücadele ettik.

Davalarla, tehditlerle boğuştuk. Ama asla vazgeçmedik. Hakkımızda halen yürüyen davalar da mevcut…

Hangi siyasi görüşe sahip olursanız olun, gün gelir aynı cephede vatan için can verme ihtimaliniz vardır.

Yeter ki o mangal gibi yüreğe sahip olun. Gün birlik olma vaktidir.

Paranı, malını, mülkünü kaybedersen hayatını yeniden kurar bütün bu varlıklarını kazanabilirsin. Ama vatanını, vatan aşkını kaybedersen, bunların hiçbirine sahip olamayacağın gibi yaşadığın toprakları da kaybedersin.

Bizlere ilk düşen görev ABD ve bağlı şirketlerinin ekonomik ağını çökertmektir.

Bunun ilk yolu da kullanmış olduğumuz sosyal medya platformlarındaki(Facebook, Twitter, Youtube, Instagram vb.) reklam bütçelerimizi tamamen askıya almaktır.

Onlar, kazandıkları milyonlarca dolar paranın vergisini bile ülkemize vermiyorken, bizler bu zorlu süreçte reklam vermeye devam edersek Türkiye karşısında ABD tarafına geçmiş oluruz.

İkinci yol ise, ABD menşeili ürünleri terk edip, yerli ürünlere yönelmektir. Biz aynı geminin yolcularıyız.

‘Ülkenizin aslanlarına sahip çıkmazsanız, düşmanların köpeklerine yem olursunuz’ diyor ya Filistin Atasözü. Önce biz kendi aslanlarımıza sahip çıkmalıyız, aslanı kediye boğduramayız.

Bakmayın siz kara tablo çizenlere.

Dolar oyununu dışardaki Katar bile anladı da içerdeki katır anlamadı işte.

‘İnsanı açlık öldürmez, alıştığı tokluk öldürür’ diyor İbn-i Haldun.

Tokluğa bu kadar fazla alışmamız da iyi bir haslet değil işte.

2017’de Türkiye’den; Google, YouTube, Facebook, Instagram, Twitter’a verilen reklamlar tutarı: 1,05 milyar doları bulmuş.

ABD yayın organı FOX Tv’ye verilen toplam reklam tutarı ise 598 milyon liranın üzerinde olmuş.

İşte bu tablo, tokluğa alışma hissidir. Bu bizi öldürür.

Bu tablo, Türkiye’ye atılan ‘Ekonomik kurşundur!’

Tüm yerli ve milli firmalarımıza çağrıdır!

Bunlara reklam vermeyi kesin artık.

Yerel basını hor görüp, bu şirketlere binlerce lira gömen Konyalı şirketler ve resmi kurumlara sesleniyorum.

Hala bunların yanında yer alamaya devam edecek misiniz?

Sadece bugün için söylemiyorum bunu, bundan sonraki süreç için de söylüyorum. Varsayalım ki ABD ile aramız düzeldi, Türkiye’ye 1 kuruş bile vergi vermeyen bu şirketlerle çalışmaya devam edecek misiniz?

Konya yerel basınında işini güzel yapan diğer meslektaşlarımı da düşünerek söylüyorum bunu.

Her haberinize, etkinliğinize, açılışınıza yerel basın gelir. Düğününüze, cenazenize yerel basın koşar. Sıkıntınız olsa yerel basın sayfalarını açar, ama reklamı ABD şirketleri alır, öyle mi olacak?

Nihayetinde şuan burada ortalama 20 kişi evine rızkını götürüyor. Ve bu değirmenin bir şekilde dönmesi gerekiyor. Şirketlere, ya da diğer kurumlara gittiğimiz zaman öyle bir pazarlığa maruz kalıyoruz ki…

Ama ABD şirketleri internet üzerinden hangi faturayı kestiyse o bedel kredi kartından cırt çekiliyor, anında ödeniyor. Pazarlık yok, vade yok, aldıydım verdiydim yok, indirim istemek yok, hor görmek yok. Ne güzel iş…

Dükkanı kapatıp bir Facebook sayfası mı açsak acaba? Dijital reklam alırız, hem de peşin.

Belki biraz ağır olacak ama, ‘Sen ABD şirketlerine reklam verirsin ama cenazene yerel basın gelir’

Haberinizi, reklamını hem daha ucuza hem de daha nitelikli olarak biz de pekala yapabiliriz.

Hatta herkesin cebine, sizin markanızı bildirim olarak bile atabiliriz.

Dijital dönüşüm çağına ayak uydurma noktasında bizim de aşağı kalır yanımız yok yani.

Tabi yerel basının da gelişmesi ve düzgün iş yapması elzemdir.

Yeni hükümet sistemi kapsamında açılan Dijital Dönüşüm Ofisi yetkililerinden en büyük beklentimiz tam da budur. Yerel basına da bir çeki düzen getirilmeli. Basın kuruluşları, internet teknolojilerine adapte olmalı ve herkes gazete sahibi olamamalı mesela…

Kısacası, yerel basın ayakta kalmaya çalışıyor. ABD’ye para kazandırmayı bırakalım da kendi aslanlarımıza sahip çıkalım artık…